4912
bakmayın siz. futbolda ne kadar en çok galatasaray şampiyonluğu gören başkan olsa da; galatasaray fenerbahçe rekabetini değiştirmiş bir adamdır. yıllardır önemli branşların tümünde kadıköy'de aldığımız galibiyet sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. kulağa şaka gibi geliyor ama inanılmaz bir istatistik bu. bakın tüm önemli branşlar diyorum; futbol, erkek basket, kadın basket, erkek voleybol, kadın voleybol... neredeyse hepsinde durum aynı.
futbol desen, 18 yıldır galibiyet yok. * erkek basketbolda benim hatırladığım bir tek shipp'in son saniye basketiyle kazandığımız maç var. kadın baskette son yıllarda sadece 2 galibiyet var. bayan voleybolu konuşmaya dahi gerek yok, kendi sahamızda bile yenemiyoruz. erkek voleybolu çok iyi bilmiyorum ama onda da 1-2 galibiyet dışında bir şey hatırlamıyorum.
bu adamla taşşak geçiyoruz da, herif fenerbahçe tarihinin uzak ara en büyük başkanı. bizdeyse kaç tane yönetim geldi geçti; bir tanesi doğru düzgün amatör şubelere yatırım yapılmasını sağlayamadı. adam tüm branşlarda sponsor buldu, yatırımlar yapılmasını sağladı. kulüp tarihinde görülmemiş şampiyonluklar getirdi. 3 tane branşta avrupa'nın en büyük kupalarında final gördü, diğer ikisiyle çeyrek finaller gördü. bu başarıların neredeyse hemen hepsi sponsorluklar sayesinde geldi. ne kadar fenerli zengin iş adamı varsa, bi o kadar da galatasaraylı iş adamı var ama mesele ikna etmekte işte. ve bu adam yapıyor bunu. allem ediyor kullem ediyor ama yapıyor. o sponsorluklar olmasa bugün fener'de zaza enden, erdal bibo gibi oyuncular oynamaya devam ederdi, vesely'ler, datome'ler, bogdanovic'ler değil. düşünün ne demek istediğimi.
fenerbahçe'nin aziz yıldırım döneminde futbolda avrupa kupası'nda oynadığı maç sayısı; kendisinden önceki dönemden daha fazla. yani 20 yılda oynadığı maç sayısı 40 yılda oynadığından fazla. hatta iki katı bile olabilir. bu adamdan önce adamların tarihinde herhangi bir başarısı dahi yoktu ama kendisinin zamanında şampiyonlar ligi'nde çeyrek final, uefa kupası'nda yarı final gördü bu adamlar.
türk sporunun en karaktersiz ve pislik adamı olduğuna şüphe yok. koskoca kulübü şikeye bulaştıracak kadar rezil bir şahıs. ama bir gerçek var ki; rekabette fenerbahçe lehine çok ama çok şeyi değiştirdi. bunu çok üzülerek söylüyorum ama yeter artık. içimiz patladı sinirden.
futbol desen, 18 yıldır galibiyet yok. * erkek basketbolda benim hatırladığım bir tek shipp'in son saniye basketiyle kazandığımız maç var. kadın baskette son yıllarda sadece 2 galibiyet var. bayan voleybolu konuşmaya dahi gerek yok, kendi sahamızda bile yenemiyoruz. erkek voleybolu çok iyi bilmiyorum ama onda da 1-2 galibiyet dışında bir şey hatırlamıyorum.
bu adamla taşşak geçiyoruz da, herif fenerbahçe tarihinin uzak ara en büyük başkanı. bizdeyse kaç tane yönetim geldi geçti; bir tanesi doğru düzgün amatör şubelere yatırım yapılmasını sağlayamadı. adam tüm branşlarda sponsor buldu, yatırımlar yapılmasını sağladı. kulüp tarihinde görülmemiş şampiyonluklar getirdi. 3 tane branşta avrupa'nın en büyük kupalarında final gördü, diğer ikisiyle çeyrek finaller gördü. bu başarıların neredeyse hemen hepsi sponsorluklar sayesinde geldi. ne kadar fenerli zengin iş adamı varsa, bi o kadar da galatasaraylı iş adamı var ama mesele ikna etmekte işte. ve bu adam yapıyor bunu. allem ediyor kullem ediyor ama yapıyor. o sponsorluklar olmasa bugün fener'de zaza enden, erdal bibo gibi oyuncular oynamaya devam ederdi, vesely'ler, datome'ler, bogdanovic'ler değil. düşünün ne demek istediğimi.
fenerbahçe'nin aziz yıldırım döneminde futbolda avrupa kupası'nda oynadığı maç sayısı; kendisinden önceki dönemden daha fazla. yani 20 yılda oynadığı maç sayısı 40 yılda oynadığından fazla. hatta iki katı bile olabilir. bu adamdan önce adamların tarihinde herhangi bir başarısı dahi yoktu ama kendisinin zamanında şampiyonlar ligi'nde çeyrek final, uefa kupası'nda yarı final gördü bu adamlar.
türk sporunun en karaktersiz ve pislik adamı olduğuna şüphe yok. koskoca kulübü şikeye bulaştıracak kadar rezil bir şahıs. ama bir gerçek var ki; rekabette fenerbahçe lehine çok ama çok şeyi değiştirdi. bunu çok üzülerek söylüyorum ama yeter artık. içimiz patladı sinirden.