• 1398
    yıllarca oturduğun ev artık küçük geldiği için taşınırsın.

    bulunduğun çevreden uzakta, şehrin birazcık dışında yepyeni bir ev yaparlar büyükçe. "burası artık senin evin, eskisini yıkacağız" derler. bırakır gidersin yeni evine yerleşirsin. ama içinde hep eksik bir şey vardır.

    o eski evindeki sıcaklığı, mutluluğu ararsın. arada bir gider o yıkıldığı yerin önünden geçersin, yerine koca koca binalar, gökdelenler yapılmış. uzaktan bakar, gülümsersin oradaki hatıralarına...

    o beton yığınlarının arasından sen sana ait olanı, evini görürsün...

    "there's no place like home" yani diyor ki "ev gibisi yoktur". olmaz tabi... hele ki o ev gibisi...

    bir gün yaşlanıp saçlarım komple beyazlamış belki zor yürür haldeyken tam bulunduğu yere çocuklarımla gidip "bakın, burada benim evim vardı." diyeceğim. çocuklarım "babam da bunadı artık iyice" derken "burası ali sami yen'di" diyip onlara o stadı, zaferleri, yıldızları anlatacağım yerdir.

    yıktılar evimizi, beton yığınları diktiler yerine. ama hiç önemi yok. o beton yığınlarının yanından geçerken oradan bir ses "seni sevmeyen ölsün, ölsün!" diye haykıracak. hepimiz oradan geçerken orası ali sami yen olarak kalacak...

    ve unutulmayacak!

    https://pbs.twimg.com/media/C13rOvCWIAAhvuC.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın