fernando muslera

simoviç, taffarel ve mondragon'u galatasaray kalesinde izlemiş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki galatasaray kalesinde gördüğüm en iyi kaleci.
ilk alındığı zamanı hiç unutmam. ilk önce kendisinin adı zikredilmiş sonra yüksek maliyeti nedeniyle vazgeçilmişti. bir süre sonra güney amerika'dan hiç adı sanı bilnimeyen, bir başarısı olmayan sıradan bir kaleci ile görüşme dedikoduları başlayınca galatasaray taraftarı kazan kaldırmış, özellikle sosyal medya yoluyla öyle bir baskı kurmuştu ki yönetim üzerinde, aynı gün o kaleciden vazgeçilip tekrar muslera gündeme alınmış ve bir gün sonrasında da ismi borsaya bildirilmişti. evet maliyeti yüksekti, evet maaşı yüksekti ama muslera o maliyeti şu ana kadar belki elli kere amorti etmiştir. geldiği ilk sene hariç önünde bırak iyiyi, vasat bir defan olmamasına rağmen bireysel olarak yaptıklarıyla galatasaray'ın başarılarında en önemli pay sahibidir. en önemlidir evet çünkü kendisi zamanında normal bir kaleci olsa ne üç şampiyonluk gelirdi ne diğer kupalar ne de şampiyonlar liginde çeyrek final.
bir gün kendisi galatasaray'dan ayrılacak olursa işte o andan sonra galatasaray'ın bir türlü halledilmeyen defans, orta saha ve forvet sorunu kabak gibi ortaya çıkacaktır.