• 2798
    euroleague sezonu başında yine abdi ipekçi'de 25 sayı farkla, 110 sayı yiyerek kaybettiğimiz cska maçı vardı. daha o maç sonunda bu takımdan bu sene hiçbir şey olmaz, maalesef ergin hoca ziyan bir kadro kurmuş demiştim. benim gibi düşünün başka arkadaşlar da vardı ki genelinde "skor yorumculuğu" ile suçlandık.

    halbuki görünen köy kılavuz istemiyordu. geçen senenin 2. kupasının sahibi, abdi ipekçi'de dünyadaki her takımı yenebilecek bir ateşle oynayabilen takım içerde 25 sayı yiyorsa ciddi bir sıkıntı var demektir.

    ergin ataman, bu sene kurduğu bu kadro ile geçen sene kazandığı kupayı kazanamazdı. geçen sene kazandığımız o kupaya da şöyle dönüp bakacak olursanız, dışarda 15 sayı fark yiyip, içerde 16 sayı fark atarak kazandığımız seri maçları ile kazandık. net, mükemmel bir turnuva geçirdik de diyemem. güzel bir şans yakaladık ve kupaya uzandık.

    ligi de iyi bitirdiğimiz söylenemez.

    ataman'la bir lig şampiyonluğumuz var ki geliş itibari ve uzun süredir şampiyonluğu aç olmamız itibariyle oldukça özel bir başarıydı ama yani sonraki sene pınar karşıyaka da 1 milyon usd'lik kadro ile şampiyon oldu. yani, o yüzden bu "şampiyon yaptı bizi" tribini geçiniz.

    ataman 4 senedir galatasaray'da, daha gerçekten ne oynadığımız ben bilmiyorum. takım 2 senedir deplasmanda maç kazanamıyor. 1 senedir herhangi bir zorlu maçı 10-15 sayı farkın altında fark yemeden bitiremiyoruz.

    bütçe dedi verildi. taraftar dedi geldi. kombine dedi alındı. açıkcası ben dip toplamda öyle ultra büyük bir başarı göremiyorum.

    ergin ataman gitse ne olacak, her şey daha kötü olacak diyen arkadaşları okudukça aklıma, "x gitse ne olacak, kılıçdaroğlu mu gelecek. onda liderlik vasfı yok" diyen insanlar geliyor.

    ataman öncesi sıkıntımız neydi? ne oynadığı belli olan, güzel bir kültür oturtmaya çalışan bir oktay mahmuti takımı vardı ama winner değildi. oktay mahmuti bence muhteşem bir spor adamı, müthiş bir basketbol bilgisi var ama maalesef winner değildi. ne dedik, bizim bu kısa vadede başarı için bir winner'a ihtiyacımız var. ergin ataman geldi ve o winner özelliği ile makul seviyede, tatmin edici güzel başarılar yakaladık. peki şimdi? şimdi diyoruz ki kardeşim ne oynadığımız belli olsun, deplasmanda allah rızası için artık maç kazanalım, dengeli bir takımımız olsun, bütçe olarak bizden daha düşük takımların bile oynayabildiği setleri oynayabilelim. demek ki bu artık ergin hoca ile olmuyor ve başkasına ihtiyaç var. brosse basket'in koçuna bak, mis gibi ne oynadığı belli olan bir takım var. maalesef onun yaptığı kadarını bile yapamıyor.

    ya bir takım savunma olarak 2-3 yılda hiç mi ileri gidemez ya? daha önce de yazmıştım, euroleague'de ne kadar çok sayı attığın değil, ne kadar az sayı yediğin önemlidir. 80 sayı atabilirsin ama 100 sayı yediğinde hiçbir önemi kalmaz. halbuki 75 sayı atıp, 70 sayı yediğinde bir çok şeyi mükemmel yapmışsın demektir. ergin hocanın bunu gözardı edip bu kadar savunmadan yoksun, sertlikten uzak bir takım kurduğunu görmek kahrediyor gerçekten. bugün el'de hiçbir takım bizim kadar kötü savunma yapmıyor. bizim kadar sayı yiyen olduğunu da sanmıyorum. bu sene tüm maçlar alt bitecek dedi, mübarek daha dördüncü çeyreğin 2. dakikasında üst oluyor maçlar :)

    ergin ataman bir de üstüne özeleştiri getirmedikçe ve suçu hep başkalarına attıkça daha da antipatikleşiyor. gelen geçenden 15-20 sayı fark yiyorsun. sana verilen bütçeyi çarçur ediyorsun ve bir dakika bile sorumluluğu üstüne almıyorsun. "dengimiz olan takımlarla daha karşılaşmadık" diyordu. daha kimle karşılaşacağız hocam, yeşilgiresun'la mı oynayalım el'de?
App Store'dan indirin Google Play'den alın