66
yapmak için ya da gaz almak için transfer yapmamamız gereken transfer dönemi.
yani ne demek:
ihtiyaç olmasına rağmen -ki şu galatasaray takımında her yere ihtiyaç yazılabilir-; önceliği olmayan, aciliyet gerektirmeyen transfer yapılmamalı. ihtiyacın olduğu bölgeye adam alacaksan da, "bakın biz açığımızı kapatmaya çalıştık ama aşı tutmadı" demek için transfer yapılmamalı. (bkz: ryan donk) iki orta klasman oyuncu almak düşünülüyorsa, mümkünse bir tane alınmalı ama üst klasman bir oyuncu alınmalı. bir vakit gelir, aşı tutmaz, elden çıkarmayı düşünürüz; bir üst klasman oyuncudan kurtulmak, iki orta ve alt klasman oyuncudan kurtulmaktan daha kolay olur. ve müzmin sakat transfer yapmayalım. *
eğer saçma salak hamleler yapmayı düşünüyorsak, boş geçelim. birkaç işe yaramaz futbolcuyla yollarımızı ayırsak bile artıya yazarız.
bununla birlikte nacizane görüşüm, orta saha transferiydi. hala öyle. önceden stoperin bir öncelik olmadığını düşünüyordum ama takke düştü, kel göründü. bu iki bölgeye acil takviye şart. ama önceden de dediğim gibi, bu iki bölgeyi orta klasman oyuncularla takviye edeceğimize, gücümüz elverdiğince ve fırsat olursa birini çok iyi bir üst klasman oyuncuyla takviye etmemiz daha iyi olur.
transfer edeceğimiz oyuncuların genel künyeleri hakkında bir şey yazmaya gerek duymuyorum. çok koşsun, saha görüşü yüksek olsun, rakip ceza alanı ve kendi ceza alanı arasında dominant bir parselizasyon yapsın, temaslı oynasın, rakibi yıldırsın, tekniği yerinde olsun, uzun kısa oynayabilsin. oha! ya da stoperin; hava hakimiyeti olsun, savunmayı çekip çekiştirsin, çevik olsun, kolay hata yapmasın, kemik gibi olsun, gaddar değil sert oynasın, rakibe top bırakmasın... falan filan. tu tu tu tu maşallah...
bunlar herkesin malumu. öyle mi?! defansta yalçın ayhan görsem, "stoper gördüm" diye ağlayacak adamız oysaki... ben zaten hayallerde yaşıyorum da... benim gibi hayallerde yaşayan başkaları içinde "malum olduğunu düşündükleri" bunlar ve benzerleri olanlar varsa... evet, sizler ve onlar... allah kolaylıklar ve dayanma güvü versin, kuzum. velhasıl, avucumuzu yalayacağımız gerçeğini de umarım görüyoruzdur.
yani ne demek:
ihtiyaç olmasına rağmen -ki şu galatasaray takımında her yere ihtiyaç yazılabilir-; önceliği olmayan, aciliyet gerektirmeyen transfer yapılmamalı. ihtiyacın olduğu bölgeye adam alacaksan da, "bakın biz açığımızı kapatmaya çalıştık ama aşı tutmadı" demek için transfer yapılmamalı. (bkz: ryan donk) iki orta klasman oyuncu almak düşünülüyorsa, mümkünse bir tane alınmalı ama üst klasman bir oyuncu alınmalı. bir vakit gelir, aşı tutmaz, elden çıkarmayı düşünürüz; bir üst klasman oyuncudan kurtulmak, iki orta ve alt klasman oyuncudan kurtulmaktan daha kolay olur. ve müzmin sakat transfer yapmayalım. *
eğer saçma salak hamleler yapmayı düşünüyorsak, boş geçelim. birkaç işe yaramaz futbolcuyla yollarımızı ayırsak bile artıya yazarız.
bununla birlikte nacizane görüşüm, orta saha transferiydi. hala öyle. önceden stoperin bir öncelik olmadığını düşünüyordum ama takke düştü, kel göründü. bu iki bölgeye acil takviye şart. ama önceden de dediğim gibi, bu iki bölgeyi orta klasman oyuncularla takviye edeceğimize, gücümüz elverdiğince ve fırsat olursa birini çok iyi bir üst klasman oyuncuyla takviye etmemiz daha iyi olur.
transfer edeceğimiz oyuncuların genel künyeleri hakkında bir şey yazmaya gerek duymuyorum. çok koşsun, saha görüşü yüksek olsun, rakip ceza alanı ve kendi ceza alanı arasında dominant bir parselizasyon yapsın, temaslı oynasın, rakibi yıldırsın, tekniği yerinde olsun, uzun kısa oynayabilsin. oha! ya da stoperin; hava hakimiyeti olsun, savunmayı çekip çekiştirsin, çevik olsun, kolay hata yapmasın, kemik gibi olsun, gaddar değil sert oynasın, rakibe top bırakmasın... falan filan. tu tu tu tu maşallah...
bunlar herkesin malumu. öyle mi?! defansta yalçın ayhan görsem, "stoper gördüm" diye ağlayacak adamız oysaki... ben zaten hayallerde yaşıyorum da... benim gibi hayallerde yaşayan başkaları içinde "malum olduğunu düşündükleri" bunlar ve benzerleri olanlar varsa... evet, sizler ve onlar... allah kolaylıklar ve dayanma güvü versin, kuzum. velhasıl, avucumuzu yalayacağımız gerçeğini de umarım görüyoruzdur.
