2699
bizim bu adamı sevmemizin sebebi hiçbir zaman oynattığı güzel futbol, muhteşem organizasyonlar vb. falan olmadı.
kendisini sevdirme aşamasında en büyük şansı mustafa denizli faciasından sonra gelmiş olmasıdır. hamza hamzaoğlu'nun yeterli bulduğu berbat kadroya bir de mustafa denizli gibi bir futbol katili gelince, futbol severlerin gözlerinden kanlar süzüldü. çok değil 1 yıl önce umut bulut, takımımızın tek forvetiydi. bundan daha vahim ne olabilir diye düşünüyor insan. bu rezaletler silsilesinin ardından geçti takımımızın başına jan olde riekerink.
kötü geçen bir sezonun sonlarına doğru, bana kalırsa galatasaray yönetiminin basiretsizliği ve şansının yardımı ile (teknik direktörlük yapmak için gerekli evrakları bulunan tek adam. şu durum bile galatasaray için utanılasıdır.) takımın başına geçti. hamza ve denizli'den sonra kendini sevdirmesi çok zor olmadı. yaptığı açıklamalar, altyapı hocası olmasının bize verdiği "gençleri coşturacak, takım hep gençler ile dolacak." ümidi, takımı bir çok çöpten temizlemesi (umarım bunların kararını kendisi vermiştir.) ve fenerbahçe, beşiktaş'ı yenerek aldığı iki adet kupa. zaten kötü geçen bir sezon var, kimsenin oynattığı futbolu çok tartışacak hali yoktu. sahada isteyen bir takım yaratabildi en azından ve bunu da bize hissettirdi. kendisi açısından sezonu çok iyi bitirdi ve hatırı sayılır bir kredi kazandı taraftarların gözünde.
sezon başı hepimiz ümitliydik, transferlerden de memnun olduğunu düşünüyorum genelin. bruma'nın dönüşü, de jong'un yeni melo olabilme ihtimali, sarışın uzun boylu kuzeyli forvet vb. bir sürü güzel etken vardı bu sezona ümitli bakmak için. fakat riekerink ile geçen bir hazırlık dönemi sonrası takke düştü kel göründü. bu konuda çok agresif yazmaya gerek olmadığını düşünüyorum. hayatını altyapı eğitimine harcamış bir adam bu. bunun meyvelerini de yan pas ve geri pas olarak alıyoruz. altyapı eğitimi hakkında pek bir bilgim yok ama fikrim var. ben diyorum ki, yıllardır bu adamın eline verilen 10-11 yaşlarında çocuklara ne öğretmeye çalışıyordu ? pas, takım oyunu, yardımlaşma vb. gibi özellikler. bugüne kadar çalıştırdığı hiçbir kulüp kendisinden altyapı takımları ile müthiş sonuçlar almasını, oyunu kontrol etmesini istememiştir. böyle bir derdi yoktu ki, tek derdi o çocuklara futbolun temellerini öğretebilmek, mental olarak gelişimlerini sağlamaktı.
bence galatasaray'da bu alışkanlıklarından vazgeçemedi. maç esnasında bariz görülen problemleri çözebilme kapasitesi pek yok gibi çünkü hiç ihtiyacı olmadı. bazı oyuncularımızda bireysel olarak gelişmeler görebiliyoruz, zaten kendisinin de en iyi yaptığı şeyin bu olduğunu düşünüyorum ama teknik direktör olmak için gerekli özelliklere pek sahip olduğunu düşünmüyorum. futbolun içerisinde bir çok meslek dalı var ve herkesin farklı uzmanlık alanları var. "futbolu daha iyi biliyor." gibisinden bir kıyaslamanın doğru olmadığını düşünüyorum herhangi iki kişi arasında. çünkü bu adam da altyapı uzmanı, kim bu adamdan daha iyi biliyormuş türkiye'de altyapı sisteminin nasıl işlediğini? teknik direktörlük denemesini zor bir takımda yapıyor ve oynattığı oyun ile de pek başarılı olmadığı aşikar.
bence teknik direktörlük görevinden ayrılmalı. keşke yollarımız ayrılmasa, altyapının başına dönse ve devam etse. ben kendisini her zaman iyi hatırlayacağımı düşünüyorum.
kendisini sevdirme aşamasında en büyük şansı mustafa denizli faciasından sonra gelmiş olmasıdır. hamza hamzaoğlu'nun yeterli bulduğu berbat kadroya bir de mustafa denizli gibi bir futbol katili gelince, futbol severlerin gözlerinden kanlar süzüldü. çok değil 1 yıl önce umut bulut, takımımızın tek forvetiydi. bundan daha vahim ne olabilir diye düşünüyor insan. bu rezaletler silsilesinin ardından geçti takımımızın başına jan olde riekerink.
kötü geçen bir sezonun sonlarına doğru, bana kalırsa galatasaray yönetiminin basiretsizliği ve şansının yardımı ile (teknik direktörlük yapmak için gerekli evrakları bulunan tek adam. şu durum bile galatasaray için utanılasıdır.) takımın başına geçti. hamza ve denizli'den sonra kendini sevdirmesi çok zor olmadı. yaptığı açıklamalar, altyapı hocası olmasının bize verdiği "gençleri coşturacak, takım hep gençler ile dolacak." ümidi, takımı bir çok çöpten temizlemesi (umarım bunların kararını kendisi vermiştir.) ve fenerbahçe, beşiktaş'ı yenerek aldığı iki adet kupa. zaten kötü geçen bir sezon var, kimsenin oynattığı futbolu çok tartışacak hali yoktu. sahada isteyen bir takım yaratabildi en azından ve bunu da bize hissettirdi. kendisi açısından sezonu çok iyi bitirdi ve hatırı sayılır bir kredi kazandı taraftarların gözünde.
sezon başı hepimiz ümitliydik, transferlerden de memnun olduğunu düşünüyorum genelin. bruma'nın dönüşü, de jong'un yeni melo olabilme ihtimali, sarışın uzun boylu kuzeyli forvet vb. bir sürü güzel etken vardı bu sezona ümitli bakmak için. fakat riekerink ile geçen bir hazırlık dönemi sonrası takke düştü kel göründü. bu konuda çok agresif yazmaya gerek olmadığını düşünüyorum. hayatını altyapı eğitimine harcamış bir adam bu. bunun meyvelerini de yan pas ve geri pas olarak alıyoruz. altyapı eğitimi hakkında pek bir bilgim yok ama fikrim var. ben diyorum ki, yıllardır bu adamın eline verilen 10-11 yaşlarında çocuklara ne öğretmeye çalışıyordu ? pas, takım oyunu, yardımlaşma vb. gibi özellikler. bugüne kadar çalıştırdığı hiçbir kulüp kendisinden altyapı takımları ile müthiş sonuçlar almasını, oyunu kontrol etmesini istememiştir. böyle bir derdi yoktu ki, tek derdi o çocuklara futbolun temellerini öğretebilmek, mental olarak gelişimlerini sağlamaktı.
bence galatasaray'da bu alışkanlıklarından vazgeçemedi. maç esnasında bariz görülen problemleri çözebilme kapasitesi pek yok gibi çünkü hiç ihtiyacı olmadı. bazı oyuncularımızda bireysel olarak gelişmeler görebiliyoruz, zaten kendisinin de en iyi yaptığı şeyin bu olduğunu düşünüyorum ama teknik direktör olmak için gerekli özelliklere pek sahip olduğunu düşünmüyorum. futbolun içerisinde bir çok meslek dalı var ve herkesin farklı uzmanlık alanları var. "futbolu daha iyi biliyor." gibisinden bir kıyaslamanın doğru olmadığını düşünüyorum herhangi iki kişi arasında. çünkü bu adam da altyapı uzmanı, kim bu adamdan daha iyi biliyormuş türkiye'de altyapı sisteminin nasıl işlediğini? teknik direktörlük denemesini zor bir takımda yapıyor ve oynattığı oyun ile de pek başarılı olmadığı aşikar.
bence teknik direktörlük görevinden ayrılmalı. keşke yollarımız ayrılmasa, altyapının başına dönse ve devam etse. ben kendisini her zaman iyi hatırlayacağımı düşünüyorum.
