5
golü yiyen takımın taktik ve mental disipline önem vermediğinin göstergesidir. zira bir gol bir goldür. mantık çerçevesinden bakarsak bir golden daha fazla değeri yoktur. hele ki yenilen golden sonra sahada sistemi, taktiği, oyun disiplinini bozan takım taraftarından zerre güven beklememelidir. zira bu bozulma oyuncuların sisteme ve teknik direktöre olan güvensizliğinden meydana gelir. atıyorum valencia'nın bir liga bbva maçında athletic bilbao karşısında 75. dakikada 1-0 mağlup duruma düştüğünü düşünelim. sistem de bildiğimiz total futbol anlayışı ile birlikte 4-3-3/4-5-1 olsun. şu durumda olması gereken valencia oyuncularının sisteme ve anlayışa sadık kalıp maçı çevirmek için ekstra çaba ve kararlılık göstermesidir. yani takımın maçın başından beri uyguladığı şeyi daha istekli ve isabetli yapmaya çalışması gerekir. ancak bu "soğuk duş" olayı oyuncuların "ahanda yedik, kaldı 15 dakika, kendimizi kessek çeviremeyiz, hadi beyler saldırın" düşüncesiyle birlikte 2-2-6 sistemine geçmesiyle meydana gelir. savunmadan topu alan marchena'nın zaman kaybetmeme içgüdüsüyle topu ilk fırsatta ileri uzun top olarak göndermesi daha fazla zaman kaybına yol açar. zira içgüdüler futbolda işe yaramaz. o yüzden hayvanlar değil insanlar oynuyor bu oyunu. neyse, marchena'nın uzun topunu ileride villa bir şekilde indirebilse bile yapılacak hücum şekli ve anlayışı belli olmadığı için top çok büyük bir ihtimalle rakibe geçer. rakip zaten 1-0 önde olmanın güveniyle zamanı lehine kullanır. çok zorda kalırsa topu rakip kaleye uzaklaştırır, ki bu da yanlış olmasına rağmen 10 kişi önde basan bir takıma karşı zaman zaman yapılacak en mantıklı şey budur. 2-2-6 mantığıyla valencia en fazla 2 atak yapmaya çalışır, athletic maçı beklediğinden kolay bir şekilde alır. halbuki durum şu şekilde gerçekleşse; marchena topu alexis'e verse, alexis önündeki albelda'ya oynasa, albelda savunmadaki bilbao'nun kucağına top atmaktansa kanatlardan daha müsait olanına, mesela joaquin'e dönse, joaquin ilerlemesinin zor olduğunu görüp en azından bilbao oyuncularını biraz kendi kanadına yönlendirecek kadar beklese, villa içeride beklemeyi bırakıp sol kulvara yaklaşsa, joaquin hızla topu mata'ya oynasa, mata aynı hızda solda müsait pozisyon almış villa'ya dönse, villa şut pozisyonunu top ayağına gelmeden arasa, ayağına aldığında yapacağı şeyi bilse, topu tek pas olarak havadan sergenvari bir pasla tekrar içeriye koşu yapmış olan mata'ya atsa, bilbao defansı kime koşacağını şaşırmış haldeyken mata şık bir plaseyle topu ağlara yollasa, o soğuk duşu kimin alacağı sanırım malumunuzdur. kendine, sistemine, kendilerine güvenen teknik direktörüne ihanet eden oyunculara taraftarı da güvenmez. yıllarca sahada bu şekilde saçmalayan takımını izleyen taraftar artık kimseye güvenemez hale gelir. iki maçta adam asmaya başlar. türkiye'de olsa david villa gol oruçlarına girer. her maç şov yapması beklenen david silva bir süre sonra sahada leyla gibi gezmeye başlar. teknik direktör her yönden gelen sorunlar ile karşı karşıya kalır. hepsini çözmek isterken hiçbirini çözemez. istifa eder, veya kovulur. yeni biri gelir. ilk maçta takım biraz istekli oynar, sonra bir gün bir athletic bilbao maçında top marchena'ya gelir...