15679
kaçıncı kere yazdım hatırlamıyorum ama sorunlar silsilesi benim için şu şekilde..
1) lise tayfası: galatasaray sadece bir zümre tarafından yönetilemeyecek kadar büyüktür
2) 1.madde tarafından mecburen atanan vasıfsız başkanlar. rakip takım yöneticisi kaale alıp cevap vermez, dalga geçer hale geldik.
3) bu başkanların hatalarına karşı tüzükte herhangi bir yaptırım olmaması: istersen bir devre arası 20 tane çöp oyuncu aldırıp kulübe avrupada ceza alacak duruma getiriyorsun ama biri de ağa sen ne yaptın demiyor. üstüne büyük başğan muamelesi görüyor.
4) taraftar: gelenler öyle olduğu için demiyorum ama olaki ilk 3 maddedeki sorunları çözüp adam gibi teknik direktör bulduk diyelim bu takımın gençleşip sistem oturtması için zamana ihtiyacı var ama bu sabır kimseye gösterilmez
5) teknik direktör: en kötü takımda bile en azından elindeki malzemeyi doğru kullanıp sonuç almayı bilmen gerekir. ibrahım üzülmez bile küme düşme potasındaki takımı ayağa kaldırdı ama orada da yukarda saydığım sorunlar yok. yönetim oturmuş, takım borçsuz, seyirci baskısı yok falan
6) futbolcular: eldeki malzemedir. bizdeki malzeme de bana göre kötü değildir ama yukardaki unsurlar olmayınca onlar da kendi kendine pişmiyor. hep derim at sahibine göre kişner.. yine de aldıkları paranın hakkını vermeleri beklenir..yoksa o gitsin bu gelsin ile bu işler olmaz. hele büyük takımlarda takımı komple değiştirmek için adayı falan komple satmak lazım.
önümüzde beşiktaş gibi bir örnek var adamlar önce doğru bir başkan seçti sonra gençlere değer veren bir hoca buldu. sahalarının olmaması nedeni ile seyirci baskısı da olmadan 1 sezon hedeften uzak yapılanma ile geçti. bir iki doğru transfer ile de zirveye çıktılar. takım kadroları çok mu iyi bence bizimkinden bu puan farkını hak edecek kadar değil. sezon başı aynı kadroları hoca ve başkan değişikliği ile versen tam tersi sıralama olurdu. bu zihniyet değişmediği sürece bizden bir cacık olmaz ve bu sistem de değişmez. şimdiki aklım olsa böyle bir yapıya gönül vermezdim ama gel gör ki çocukluk aşkından vaz geçemiyorum.
1) lise tayfası: galatasaray sadece bir zümre tarafından yönetilemeyecek kadar büyüktür
2) 1.madde tarafından mecburen atanan vasıfsız başkanlar. rakip takım yöneticisi kaale alıp cevap vermez, dalga geçer hale geldik.
3) bu başkanların hatalarına karşı tüzükte herhangi bir yaptırım olmaması: istersen bir devre arası 20 tane çöp oyuncu aldırıp kulübe avrupada ceza alacak duruma getiriyorsun ama biri de ağa sen ne yaptın demiyor. üstüne büyük başğan muamelesi görüyor.
4) taraftar: gelenler öyle olduğu için demiyorum ama olaki ilk 3 maddedeki sorunları çözüp adam gibi teknik direktör bulduk diyelim bu takımın gençleşip sistem oturtması için zamana ihtiyacı var ama bu sabır kimseye gösterilmez
5) teknik direktör: en kötü takımda bile en azından elindeki malzemeyi doğru kullanıp sonuç almayı bilmen gerekir. ibrahım üzülmez bile küme düşme potasındaki takımı ayağa kaldırdı ama orada da yukarda saydığım sorunlar yok. yönetim oturmuş, takım borçsuz, seyirci baskısı yok falan
6) futbolcular: eldeki malzemedir. bizdeki malzeme de bana göre kötü değildir ama yukardaki unsurlar olmayınca onlar da kendi kendine pişmiyor. hep derim at sahibine göre kişner.. yine de aldıkları paranın hakkını vermeleri beklenir..yoksa o gitsin bu gelsin ile bu işler olmaz. hele büyük takımlarda takımı komple değiştirmek için adayı falan komple satmak lazım.
önümüzde beşiktaş gibi bir örnek var adamlar önce doğru bir başkan seçti sonra gençlere değer veren bir hoca buldu. sahalarının olmaması nedeni ile seyirci baskısı da olmadan 1 sezon hedeften uzak yapılanma ile geçti. bir iki doğru transfer ile de zirveye çıktılar. takım kadroları çok mu iyi bence bizimkinden bu puan farkını hak edecek kadar değil. sezon başı aynı kadroları hoca ve başkan değişikliği ile versen tam tersi sıralama olurdu. bu zihniyet değişmediği sürece bizden bir cacık olmaz ve bu sistem de değişmez. şimdiki aklım olsa böyle bir yapıya gönül vermezdim ama gel gör ki çocukluk aşkından vaz geçemiyorum.