15595
öyle bir çıkmazda ki boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor.
hem yetiştirmeci hem pragmatik olmayı başarabilen az sayıda hoca var ve böyle bir hoca bulma ihtimalimizin oldukça düşük olduğunu kabul etmek zorundayız. türk takımlarını çalıştıranlar arasında lucescu dışında buna uygun isim bulamıyorum, şenol güneş'i de bu kategoride saymayı düşünürken her fırsatta ısrarla necip'i stoper oynatıp puan kaybetmesi, bizimle oynadığı maçta gökhan inler-atiba göbeği kurup bize maçı altın tepsiyle hediye etmesi gibi olaylar gelince vazgeçiyorum bundan. çok çok şanslı olup düşeş atmadığımız veya lucien favre gibi iddialı bir hocaya "hoca sana 40 milyon euro bütçe, gel şu takımı adam et" demediğimiz müddetçe böyle bir hocayla anlaşamayız. bu iki olayın olma ihtimali de %1 bile değil bence.
yani %99 ihtimalle yetiştirmeci ya da pragmatik hoca seçmek mecburiyetindeyiz. riekerink gibi yetiştirmeci bir hoca seçince kısa vadedeki başarısızlıklar yüzünden taraftar isyan ediyor, "bir sene şu adama sabredelim" diyenler çok azınlıkta kalıyor. pragmatik hoca seçince yönetim yanlış transferlere parayı gömdüğü için anca günü kurtarıyoruz, uzun vadede oyuncu da satılamayınca takım batıyor. ne yana dönsek arkamız açıkta kalıyor kısacası.
fakat şunu akıldan çıkarmamakta fayda var, yazın teklifte bulunduğumuz hocaların tamamıbizi reddetti. şimdi riekerink'i kovduğumuz zaman, bizim teklifimizi kabul etmeleri oldukça çirkin bir davranış olur ve biz takımımızı böyle karaktersiz hocalara emanet etmemeliyiz. madem bizi riekerink dışında kimse istemedi, öyleyse bu sezonu riekerink'le tamamlamalıyız. bunun tek istisnası, hem yetiştirmeci hem de pragmatik bir hoca gelmesi olur. fakat bu yönetimin böyle bir hocayla anlaşabileceğini hiç sanmıyorum.
yapılacak olan şey riekerink'e "bütün uzun vadeli planlarını, takıma belli bir oyun mantalitesi kazandırmak gibi amaçlarını şimdilik askıya al ve takımı devre arasına kadar minimum hasarla çıkar, gerekirse her maç kaleye otobüs çekip 1-0'a yat, gerekirse serdar aziz'i forvet oynatıp top şişir ama yeter ki puan kaybetme" demek ve devre arasında selçuk ve sneijder'e kibarca kapıyı gösterdikten sonra, bir ofansif ortasaha, bir çift yönlü ortasaha ve bir uzun boylu stoper almak veya kiralamak. fakat bu yönetimin bu mevkilere hakkıyla transfer yapabileceğini de hiç sanmıyorum.
koskoca galatasaray'ın 450 bin euro'luk tolgay arslan kadar bile oyuna tesir eden bir ortasahası yokken riekerink'e de kızamıyorum. kızanlara da saygım var, riekerink gerçekten de takımın sorunlarını hemen çözebilecek kıvrak zekalı biri değil ve bu sezon şampiyon olması çok çok düşük ihtimal. siz de büyük takım taraftarı olarak her sene başarı bekliyorsunuz ve başarısızlığın her türlüsünde sinirlenip kelle istiyorsunuz. ama illa bir kelle alacaksak riekerink'in kellesinden önce daha yukarılardaki birilerinin kellesini almamız lazım.
hem yetiştirmeci hem pragmatik olmayı başarabilen az sayıda hoca var ve böyle bir hoca bulma ihtimalimizin oldukça düşük olduğunu kabul etmek zorundayız. türk takımlarını çalıştıranlar arasında lucescu dışında buna uygun isim bulamıyorum, şenol güneş'i de bu kategoride saymayı düşünürken her fırsatta ısrarla necip'i stoper oynatıp puan kaybetmesi, bizimle oynadığı maçta gökhan inler-atiba göbeği kurup bize maçı altın tepsiyle hediye etmesi gibi olaylar gelince vazgeçiyorum bundan. çok çok şanslı olup düşeş atmadığımız veya lucien favre gibi iddialı bir hocaya "hoca sana 40 milyon euro bütçe, gel şu takımı adam et" demediğimiz müddetçe böyle bir hocayla anlaşamayız. bu iki olayın olma ihtimali de %1 bile değil bence.
yani %99 ihtimalle yetiştirmeci ya da pragmatik hoca seçmek mecburiyetindeyiz. riekerink gibi yetiştirmeci bir hoca seçince kısa vadedeki başarısızlıklar yüzünden taraftar isyan ediyor, "bir sene şu adama sabredelim" diyenler çok azınlıkta kalıyor. pragmatik hoca seçince yönetim yanlış transferlere parayı gömdüğü için anca günü kurtarıyoruz, uzun vadede oyuncu da satılamayınca takım batıyor. ne yana dönsek arkamız açıkta kalıyor kısacası.
fakat şunu akıldan çıkarmamakta fayda var, yazın teklifte bulunduğumuz hocaların tamamıbizi reddetti. şimdi riekerink'i kovduğumuz zaman, bizim teklifimizi kabul etmeleri oldukça çirkin bir davranış olur ve biz takımımızı böyle karaktersiz hocalara emanet etmemeliyiz. madem bizi riekerink dışında kimse istemedi, öyleyse bu sezonu riekerink'le tamamlamalıyız. bunun tek istisnası, hem yetiştirmeci hem de pragmatik bir hoca gelmesi olur. fakat bu yönetimin böyle bir hocayla anlaşabileceğini hiç sanmıyorum.
yapılacak olan şey riekerink'e "bütün uzun vadeli planlarını, takıma belli bir oyun mantalitesi kazandırmak gibi amaçlarını şimdilik askıya al ve takımı devre arasına kadar minimum hasarla çıkar, gerekirse her maç kaleye otobüs çekip 1-0'a yat, gerekirse serdar aziz'i forvet oynatıp top şişir ama yeter ki puan kaybetme" demek ve devre arasında selçuk ve sneijder'e kibarca kapıyı gösterdikten sonra, bir ofansif ortasaha, bir çift yönlü ortasaha ve bir uzun boylu stoper almak veya kiralamak. fakat bu yönetimin bu mevkilere hakkıyla transfer yapabileceğini de hiç sanmıyorum.
koskoca galatasaray'ın 450 bin euro'luk tolgay arslan kadar bile oyuna tesir eden bir ortasahası yokken riekerink'e de kızamıyorum. kızanlara da saygım var, riekerink gerçekten de takımın sorunlarını hemen çözebilecek kıvrak zekalı biri değil ve bu sezon şampiyon olması çok çok düşük ihtimal. siz de büyük takım taraftarı olarak her sene başarı bekliyorsunuz ve başarısızlığın her türlüsünde sinirlenip kelle istiyorsunuz. ama illa bir kelle alacaksak riekerink'in kellesinden önce daha yukarılardaki birilerinin kellesini almamız lazım.