15542
takım temposuz ve bu durum ciddi şekilde sevenlerini rahatsız etmekte. bu takım genlerinde, geleneğinde hücum olan rakibi boğar derecede baskı kuran bir takım. elbette pas yüzdesi, topun bizde kalması önemli doneler ama kalitesiz yana geriye paslarla kaba tabirle "mıy mıy" top oynamamız bize yakışmıyor. karşı takımı maç esnasında yormadığımız gibi skoru aldıktan sonra sadece skoru korumaya çalışmamız, tempoyu düşürmeye çalışmamız gerçekten moral bozucu. bir büyük takım olarak geriye düştüğümüz maçı çevirememek, tüm çabaya rağmen; taraftara koymaz. fakat öne geçip, skoru arttırmaya çalışmamak resmen 1-0 a yatmaya çalışmak moral motivasyon bırakmıyor insanda. hele bir de kağıt üzerinde kolay görünen, sahada hiç bir şekilde tehditkar görünmeyen adanaspor gibi takımlara bile skoru artırmaya cüret edemeyişimiz felaket. karşı takımı yoramadığın için rakip tehditkar olmasa bile maçın son dakikasına kadar rakibi maçın içerisinde tutuyorsun. adeta son dakika kazalarına davetiye çıkarıyorsun. sen galatasaraysın, yakın tarihin boyunca haftada 2 maç yaparak sezonlar geçirdin. bu sezon o zamanlardan farklı, daha az temkine ihtiyacımızın olduğu haftada sadece 1 maç yaptığımız bir sezon. bu sebeple yorgunluk, temposuzluk, temkinli oyun gibi olumsuzlukların kesinlikle bir bahanesi yok. haftada bir maç yapan, onu da "anamızın ligi" diye tabir ettiğimiz avrupa turnuvalarına göre zorluk derecesi vasat olan bir ligte vurup vurup geçemeyen bir takıma evriliyor olma ihtimalimiz beni endişelendiriyor. takımın en büyük 2 problemi bana kalırsa dinamizm ve atak kalitesi. ataklarımız ve hücum varyasyonlarımız başlı başına sıkıntı. sadece wesley nin ve brumanın yaratıcılığına kalmış durumdayız ve bu tartışılamayacak kadar açık bir durum. kaldı ki bu iki oyuncunun al verler ile ceza sahasına yaklaşması veya çalımlarla hücuma kalkması bir atak şeklimiz olabilir ama asla tekdüze hücum tarzını kabul edemeyiz ve savunulması kolay bir takım olmaktan çıkmalıyız, bunun için yeterli silahlarımız da var. öncelikle bu takımın iki yıldızının wes ve bruma olduğunu söylememize gerek yok fakat bu eren'i ikinci plana atmamız gerektiğini de göstermez. eren bu ligte 18 takımın forveti içinde belki de bitiriciliği olarak en forvet adam ve havadan ligin tartışmasız en iyi ismi. ereni ataklarımızda ve gol yollarımızda göz ardı etmek hücumda çeşitliliğimizin önüne geçtiği gibi gol yollarında tıkanmamız ve kolay savunulabilir bir takım olarak ortaya çıkmamıza sebep oluyor. bence eren gibi bir forveti olan takım, asla kornerden kornere ereni havadan topla buluşturmaya çalışmayı düşünmemeli. ortalarla gol aramak kalitesizlik değil aksine bir atak yöntemidir. hatta ersun zamanında sırf bu taktikle fener, nisanda şampiyon oldu. bu yüzden kenar ortalarını repertuara mutlaka katmalıyız. bir problem de skoru aldıktan sonra canımız istediğinde kontraya çıkıyor oluşumuz. bu konuda aslında çok emin olmadan şikayetleniyorum çünkü gerçekten güzel kontra golleri atıyoruz. ama itiraf etmeliyim ki bu gol sayısı da kapasitemizin cidden altında. elinde bruma yasin sinan olan bir takımı orta sahada kaptığın topla atağa kalkarken tutabilmen için zincirlere halatlara ihtiyacın var. yani kontraya bu kadar müsait kanatlar, kanatların kontraya müsaitliğini kolaylaştıracak pasör ortasahalara sahipken maç başı ortalama 4-5 kontradan pozisyon bulabiliyor olmalıyız. kontradan skor önemli tabii, şart da değil ama her maç kontra pozisyonlara girebilmemiz, bir alışkanlık haline gelmeli. yani galatasaraya karşı atak futbol oynamak isteyen takım daha o dakika tedirgin edilmeli, kontralarla tehdit edilmeli. umarım bu konulardaki iyileşmeyi en kısa zamanda gösterebiliriz.
son olarak oyuncu özeline girmem gerekirse, podolski fiziksel olarak kendine gelmediği sürece wes ile aynı anda 11 başlamak yerine hamle oyuncusu olarak sonradan oyuna girmesi takım için şimdilik daha hayırlı gibi. her türlü faydalanırız ligte kesinlikle fark yaratan bir oyuncu poldi fakat aynı anda wes ve poldiyi kaldırabilecek bir fizik kaliteye ve sistem kusursuzluğuna sahip değiliz. herşey gönlünce olsun sarı kırmızı!
son olarak oyuncu özeline girmem gerekirse, podolski fiziksel olarak kendine gelmediği sürece wes ile aynı anda 11 başlamak yerine hamle oyuncusu olarak sonradan oyuna girmesi takım için şimdilik daha hayırlı gibi. her türlü faydalanırız ligte kesinlikle fark yaratan bir oyuncu poldi fakat aynı anda wes ve poldiyi kaldırabilecek bir fizik kaliteye ve sistem kusursuzluğuna sahip değiliz. herşey gönlünce olsun sarı kırmızı!