• 37
    gencecik bir insan, maç izlemeye geldigi istanbul'da, sizi beni de öldürebilecek bir cani tarafindan öldürüldü. kavga etmeye gelip gelmedigini bilmiyoruz. velev ki kavga aramaya gelmis olsun, hicbir sey öldürülmesini hakli çikarmaz. hele hele sikindirik bir maç için kimse ölmemeli. gencecik bir insan. bir ailesi vardi. arkadaslari, sevenleri, önünde uzun bir gelecegi. belgrad'dan, dünya'nin en güzel sehirlerinden biri olan istanbul'a geldi. ve geri dönemedi...

    son 15 yilda yöneten kisi eliyle korkunç bir dönüsüm yasadi bu ülke. kavga, "delikanlilik", siddet, dil ve eylem olarak günlük hayatin merkezine yerlesti. otobuse binen kadinlar dayak yiyor, gazetecilere, baro baskanlarina kursun sikiliyor ve yapanlar elleri kollari serbest disarida rahatca dolasiyorlar. belki 15 sene degil de, 12 eylul 1980'den bu yana demeli, belki de hep boyleydik de bugun iyice aciga cikti. son tahlilde leeds united taraftari iki kisi "bayraga hakaret" ettiler diye öldürülmüstü istanbul'da. ve anli sanli gazetelerimiz "two size" mansetiyle cikip, saha icinde ve saha disinda 2-0 kazandigimiz (!) maçlari anlattilar. neydi ölenlerin isimleri? hiç bildik mi? ben bilmedim dogrusu. yani yanlis anlasilmasin, toplumumuzun geri kalanindan farkli, daha ozel, daha insani oldugum iddiasinda da degilim. hepimiz neysek, ben de o "bok"um.

    "öldürülmesini savunmuyorum ama...", "ölümü haketmedi ancak...", "öldürülmesi tabii ki yanlis fakat...", "öldürülmeyi haketmiyor ama..." üzgünüm ama bunlarin hepsi savunmaktir olayi. oh olsun dememektir olsa olsa. insanlarin öldürülmesine, yok yere öldürülmesine, oh olsun dememek ile öldürülmesini savunmamak da baska seylerdir haliyle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın