• 39
    10 sene önce bugün zeytinburnu dolaylarında bıçaklanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden kişi. öldüğü gün 25 yaşındaydı. 21 kasım 2014 galatasaray kızılyıldız basketbol maçında deplasman taraftarının alınmayacağı daha önceden açıklanmıştı. buna rağmen "tayfa" ile birlikte türkiye'ye geldiler. maç öncesi sahil tarafında toplanıp sağa sola sataşa sataşa salona yürüdüler. yaklaşık 1 kilometre boyunca kendilerine polis müdahalesi olmadan salon önlerine kadar ulaştılar. uğruna sırbistan'dan kalkıp geldikleri ve 1 kilometre boyunca sağa sola sora sora aradıkları şeyi orada buldular.

    her şey yaşanıp bittiğinde geride bir ölü ve bir katil kalmıştı.

    o hengamenin arasında tam olarak ne olduğunu o ikisi hariç bilen yoktur. biri zaten öldü, diğerinin de hayatı dönülmez şekilde değişti. marko belki de salon önündeki grubun en sivrilerindendi, belki en tecrübesizlerinden biri. bunu bilmeye imkan yok. ama en şanssızı olduğu kesin.

    öyle ya da böyle, 25 yaşında hayatı bitti. yapılan yargılama sonunda gözaltına alınan 7 şüpheli arasındaki kadri aktaş kasten öldürme suçundan 25 yıl hapse mahkum oldu. bu süreçte babasını kaybetti ve cenazeye kelepçeli şekilde katılması taraftar platformlarında konu oldu. 2 kere temyize gidildi ve nihayi karar "haksız tahrik altında kasten öldürme" olarak açıklandı ve 15 yıl hapis cezası verildi. sanıyorum ki geçtiğimiz yıl cezasının tamamlayarak tahliye edildi.

    bu işler, bu tarz ortamlar böyledir. sıkı bir derbi tribününde bile insan bir süreliğine de olsa kendini ölümsüz hisseder. bu tarz olaylarda da insanlar "bir şey olmayacak" gibi hisseder. tehlikeli bir yerde karşıya bakarak yürürsün ama birden aşağı bakınca ne olduğunu anlarsın da ayakların titrer ya. o tarz bir yanılsama olur. birkaç defa bu tarz kavgalara girip sağ salim çıkan adamlar da kontrollü bir şey zanneder ama tam anlamıyla kaotik bir ortamdır.

    taraftar grupları arasında yaşanan ve ölümle sonuçlanan bu tarz olayları ingilizcede genelde "something went wrong" yani "bir şeyler yanlış gitti" diye özetlerler.

    muhtemelen o akşam orada olan da bundan farklı bir olay değildir.

    tüm bunlar da göz önüne alınması gereken gerçekler olmakla birlikte 25 yaşında bir insanın öldüğü gerçeğini de, kadri aktaş'ın ne sebep ve ruh hali altında olursa olsun birilerini bıçaklayacak bir insan olduğu gerçeğini de değiştirmez.

    sıradan taraftar ya da insan gözüyle anlamlandırması zor. ama "bu işler" de biraz böyle işte...
  • 40
    salona 10-15 dakika erken gitsek belki de babamla bana ölüm tehlikesi yaşatacak, sırp zıpırların en önünde kendini ölümsüz zanneden ama geberip giden sırp leşin tekidir. kendisinin canı kıymetsizdir. tıpkı o akşam sağa sola sataşıp insanlara rahatsızlık veren, insanları korkutup ölüm tehlikesi yasatan 400 sırp'ın gözündeki türklerin canı kadar. bu olaydan sonra galatasaray'a katil mi denmedi, kadri aktaş'ın durduk yere katil olduğu mu söylenmedi, neler oldu neler. kulübe bir gram sahip çıkılmadı türkiye'de, bu sırp leşi için saygı duruşları düzenlendi, galatasaray taraftarı saygı duruşu sırasında isliklayip tekbir getirdi diye eleştiri konusu oldu. daha aklıma gelmeyen sürüyle şey. o gün salonda olan, salonun önünden geçen, topkapı-ipekçi minibüsüne binen herkes neyin ne olduğunu biliyordu, o günden beri türk medyasindan, galatasaray karşıtı insanlardan ölesiye nefret ediyorum. bu heriflere kinimle yaşıyorum.

    sırp leşine ve kızılyıldız'a gelince; o gece galatasaray basketbol tarihinin en inanılmaz, en hikayesi sağlam galibiyeti alındı. arroyo hiç cikmadan 50 dakika oynadı, ayağına buz bağladığı resimlerini gördük maçtan sonra. kızılyıldız'ın en büyük başarısıdır arroyo tarafından tokatlanmak.
    son 16'da aynı gruba düşünce kızılyıldız forumlarında bizi öldüreceklerdi sözde. ergin hocanin coaching olarak zirve maçıdır 16 ocak 2015 kızılyıldız galatasaray basketbol maçı. sahaya atılan domuz bacakları, yakılan türk ve galatasaray bayrakları, hocaya giydirilen çelik yelek, daha niceleri.. hoca "1 zayi 1 mağlubiyet" tarifesi çekti bunlara, o gergin ortamda sahaya kart atıp aldı maçı. sırp zıpırların da şekli bu kadar işte, hem sahada hem tribünde canlarını aldık heriflerin, tıpkı dingilizlere yaptigimiz gibi.
    (bkz: 20 nisan 2000 leeds united galatasaray maçı)

    öyle işte, ateşi bol olsun dediğim bir sırp kendisi. fazlası değil.

    (bkz: 21 kasım 2014 galatasaray kızılyıldız basketbol maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın