• 4481
    kulüp gündeminde olan riva ve florya projeleri de dahil olmak üzere etmek istedigim bir iki kelamin muhattabi oldugunu düsündügüm, kulübün yönetiminden sorumlu olan kisiler toplulugu.

    yönetim kurulumuzun siyasi otorite ile iyi iliskileri oldugu herkes tarafindan acikca görülen birsey. bu da onlari önceki iki* yönetimden ayiran en büyük özellikleri. bu iyi iliskiler ile de birseyler yapmaya calisiyorlar. ben isin bu noktasinda kulüp yönetimlerini analiz etmek istiyorum. bunun icin kulüp yönetimini üc baslik altinda degerlendirecegim.

    1- sportif yönetim
    2- idari yönetim
    3- mali yönetim

    galatasaray bir spor kulübüdür. e malumunuz spor kulüplerinin de asil misyonlari yarisma alaninda basarili olmaktir. yönetim kurulundaki isimler farkli dahi olsa dursun özbek 2014 yilindan beri kulübü yöneten ekibin icerisinde yer almakta. ve yine kendinden önceki yönetimin ayak izlerini takip ediyor ve ayni dogrultuda ilerliyor. yani kulüp mekanizmasinda bir degisiklik olmadi, taslar ayni yerlerde. simdi branslara bakalim istiyorum. galatasaray spor kulübüne bagli branslarda kac tane yerel ve ulusal kupa kazanilmis (u: uyduruk kupalari saymayacagim. benim icin önemli olan ulusal lig ve uluslararasi önemli turnuvalardir.).

    profesyonel branslar

    voleybol - kadin ve erkeklerde 0 lig sampiyonlugu, 0 cev sampiyonlar ligi sampiyonlugu.
    basketbol - erkeklerde 0 lig sampiyonlugu, 1 uleb kupasi , kadinlarda http://i.hizliresim.com/2jV6YA.png *
    futbol - 0 lig sampiyonlugu (u: mazeret kabul edilebilir belki ama sampiyon olamamanin en büyük sorumlusu yine özbek yönetimidir kanimca), 2 ulusal kupa

    amatör branslar

    amatör branslarda basari kriteri tabiki 2016'nin olimpiyat yili olmasi sebebiyle olimpiyatlara katilip alinan madalyalar.

    yelken - deniz cinar, ates cinar ve onur cavit biriz rio olimpiyatlarina katildilar, madalya yok. bu da kulübün yayinladigi yazi;

    http://www.galatasaray.org/...ur-cavit-biriz/32680

    --- alıntı ---

    böylelikle yelkende rio olimpiyat oyunları'na en çok sporcu gönderen kulüp olma başarısını gösterdik.

    --- alıntı ---

    galatasaray spor kulübü yelken subesinin vizyonu budur. basarili sporcu yetistirmek degil ulusal kulüplerle sporcu sayisinda yarismak. ayni hissiyatlara ben de sahibim. fm oynarken ülkenin milli takimina en fazla futbolcuyu gönderdigimde mutlu oluyorum. ama ya realite?

    kürek - hüseyin kandemir ve cem yılmaz rio olimpiyatlarina katildilar. madalya yok.

    yüzme - nida eliz üstündağ rio olimpiyatlarina katildi. madalya yok. 2016 avrupa şampiyonası'ndaki 2:10.23'lük derecesiyle 200 metre kelebek türkiye rekorunun sahibi imis. ekaterina ivanova avramova sirtüstü siralamada 21. olup madalyasiz döndü.

    sutopu - galatasaray erkek sutopu takımı, 2015-16 sezonunda normal sezonu 2. sırada tamamlamış ve oynanan play off maçları sonucunda finalde kaybetmiş ve 12 sene sonra ligi ikinci sırada tamamlamıştır. (kaynak vikipedi)

    engelsiz aslanlar - 2015/2016 sezonunde ne ulusal ne uluslararasi bir sampiyonluk yok.

    judo, binicilik, bricve satrancbranslarinda web sitemizde herhangi bir madalya ya da sampiyonluk bölümü yapilmaya bile tenezzül edilmemis.

    özet olarak sportif olarak futbolu ve basketbolu bir kenarda tutarsak*

    idari yönetim

    kulüp önceki dönemlere kiyasla hükümet ile daha yakin ve pozitif iliskiler icerisinde**. bu da gerekli izinler, falanlar filanlar icin yönetimin hareket kabiliyetini artiriyor. hakemler, federasyonlarla iliskilere falan girmek istemiyorum.

    sportif yönetime de ait tutabilecegim bir husus var burada. gerek olimpiyatlara giden amatör sporcular, gerek gidemeyen ama kulübümüzün lisansina sahip oldugu sporcularin performanslarinin artirilmasi ve alttan gelecek basarili sporcular yetistirmek misyonuna ne sekilde sahipler?

    branslarin sahip oldugu kilit sporcularin yerleri doldurulmadan, bir plan ve program uygulanmadan elden cikarilmasi yönetim alaninda bir basarisizlik olarak görülmemeli mi ?

    ekonomik yönetim

    önceki yönetimler yüzünden borc devralindigini ve bu borclarin azaltilmasi icin tasarruf yapilacagi söylendi. simdi yeniden o günlere dönmek istemiyorum ama yararlanmadan parasini catir catir ödeyip kadro disi birakilan sporcular, gereksiz bonservisler verilip sonra gönderilmesi gibi paralari car cur etme haberlerimiz mevcut. spor kulüplerinin kar amaci güden kurumlar olmadigini biliyorum ve kar elde etmesini de beklemiyorum ancak bir borussia dortmund bizim gibi kaynaklara sahip olmamasina ragmen en dibi görüp nasil tekrar en tepeye cikabildiyse bizim de bunu yapabilmemiz en azindan bunu yapabilmek icin bir plana sahip olmamiz gerektigini düsünüyorum.

    günün politik ve ekonomik sartlari dogrultusunda ne kadar artik agizlarda sakiz olmasindan sikildigim riva arazisi mevzusunun bitmesini istesem de su an bu arsanin elden paldir küldür cikarilmak istenmesinde art niyet ariyorum. bu hem kolaya kacmaktir hem de düsünmeden hareket etmektir. bu kaynaklarin satilmasi daha zor bir durumla karsilasilirsa elde avucta hic birsey olmamasi anlamina geliyor. bunun hesabini sorumlu olarak muhtemelen veremeyecek bu insanlar ancak kulübü yöneten ekibin kulübün kendi yönetim sürelerinin haricinde gelecegini de düsünmek zorunda oldugu kanisindayim.

    sonuc olarak basarisiz oldugu konusunda hepimizin hemfikir oldugu mevcut galatasaray yönetiminin yaptigi ve yapmaya calistigi seylerden gün be gün tedirgin olmaya devam ediyorum. su an yasadigimiz günlerden zor günler olarak bahsediyoruz ancak hem türk insaninin yönetim anlayisi hem de ülkenin sürekli degisen ve dengesiz gündeminin bizi daha kötü günlere sürüklemeyeceginin bir garantisi yok. yöneticiler bunlari da düsünmeli.

    not: bu yaziyi uzun zamandir yazmak istiyordum. ancak ayni anda bir kac is yapmak zorunda kaldigimdan bazi cümlelerim anlasilmaz olabilir. bunun icin okuyan arkadaslardan özür diliyorum. eger yazida tatmin etmeyen bir kisim olursa mesaj atmaniz beni sevindirir. böylece bu entry daha anlasilabilir bir hale gelebilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın