1612
galatasaray ile birlikte büyük başarılara imza atmak, bir temel ve kültür oluşturmak için a takımdan u14 takıma kadar hepsiyle tek tek ilgilenen, antrenman programlarını inceleyen, oyuncuları yakından takip eden ve günün 16 saatini florya'da geçiren bir adamdan bahsediyoruz.
jan olde riekerink tercihinde hepimizin kafasında soru işareti oluştuğu bir dönem vardı, sezon sonunda. hollandalı teknik adam kariyerinin ilk meydan okuması olarak sayılabilecek yarım sezonu ezeli rakiplerin elinden alınan 2 kupa ile tamamlamış, bir güven vermişti. ancak geçen sene kötüydü, takımın tek amacı avrupa'dan gelen men cezasını amorti etmekti ve bunu kısa vadede, finalleri oynama alışkanlığı olan bir camia ile başardı. buradaki pay mutlak suretle jan olde riekerink'in, keza takım sezonun son 5 maçını gayet iyi oynamıştı.
süper lig'de geride kalan 6 haftalık dönemde, zaman zaman elbette hataları oldu, ancak gerek maç önü - gerek maç sonu ve gerekse kadro kurgusu, oyun içi hamleleri gibi bir çok nokta ele alındığında başarılı olduğunu söylemek mümkün.
kabus gibi geçen sezonun ardından, ne kadar mesai harcadığını, neredeyse scout ekibiyle oturup sabah akşam oyuncu izlediklerini, kendi kafasındaki sisteme kimleri dahil edebileceğini bilenler bilir. ve bunu "resmi olarak" görevde değilken yapmıştı. yani dersini çalışmıştı riekerink. serdar ve emrah hamlesi dışında, yapılan tüm transferler onun listesinde olan veya scout ekibiyle oturup çalıştıktan sonra listesine yazdığı isimler. maliyet tartışması onun konusunun çok dışında ancak bugün kazanan bir takım varsa, geçen sene 10bin ortalamaya oynayan ve sezonu 6. bitiren kadronun neredeyse %75'i sahadayken bugün ilk 6 haftada ligi domine ediyor - tribünle takım barışıyor ve ligin 6. haftasında güneşli bir pazar gününde stada 40bin kişi geliyorsa "jor beyefendi" burada aslan payına sahiptir.
doğru bildiklerinden vazgeçme hocam.
sana inanıyor, güveniyoruz.
jan olde riekerink tercihinde hepimizin kafasında soru işareti oluştuğu bir dönem vardı, sezon sonunda. hollandalı teknik adam kariyerinin ilk meydan okuması olarak sayılabilecek yarım sezonu ezeli rakiplerin elinden alınan 2 kupa ile tamamlamış, bir güven vermişti. ancak geçen sene kötüydü, takımın tek amacı avrupa'dan gelen men cezasını amorti etmekti ve bunu kısa vadede, finalleri oynama alışkanlığı olan bir camia ile başardı. buradaki pay mutlak suretle jan olde riekerink'in, keza takım sezonun son 5 maçını gayet iyi oynamıştı.
süper lig'de geride kalan 6 haftalık dönemde, zaman zaman elbette hataları oldu, ancak gerek maç önü - gerek maç sonu ve gerekse kadro kurgusu, oyun içi hamleleri gibi bir çok nokta ele alındığında başarılı olduğunu söylemek mümkün.
kabus gibi geçen sezonun ardından, ne kadar mesai harcadığını, neredeyse scout ekibiyle oturup sabah akşam oyuncu izlediklerini, kendi kafasındaki sisteme kimleri dahil edebileceğini bilenler bilir. ve bunu "resmi olarak" görevde değilken yapmıştı. yani dersini çalışmıştı riekerink. serdar ve emrah hamlesi dışında, yapılan tüm transferler onun listesinde olan veya scout ekibiyle oturup çalıştıktan sonra listesine yazdığı isimler. maliyet tartışması onun konusunun çok dışında ancak bugün kazanan bir takım varsa, geçen sene 10bin ortalamaya oynayan ve sezonu 6. bitiren kadronun neredeyse %75'i sahadayken bugün ilk 6 haftada ligi domine ediyor - tribünle takım barışıyor ve ligin 6. haftasında güneşli bir pazar gününde stada 40bin kişi geliyorsa "jor beyefendi" burada aslan payına sahiptir.
doğru bildiklerinden vazgeçme hocam.
sana inanıyor, güveniyoruz.