1296
geçen seneden takımımızın bir farklı olmadığını söyleyen arkadaşlarımız var, bu durum normal, zira takımımızın geçen seneki durumunun müsebbibi futbolculardan çok yönetsel kaos ve teknik kadro boşluğuydu.
yani özetle, aslında geçen sene, bu seneki yönetsel yapıdaki düzelme - ki ben adına şimdilik nazifoğlu etkisi diyorum - olsaydı ve teknik kadro hamzalı, denizlili saçma sapan kurguyla zaman kaybetmeseydi, geçen sene de belli yerlere gelebilirdik ki - takviye yapılmamış kadronun iyi kötü fenerbahçe ve beşiktaş'tan kupa alması bunun göstergesi...
hiçbirimiz sanırım riekerink'in fundamental bir deha olduğu iddiasında değiliz, olmamalıyız da, işin aslı öyle bir dehanın da mevcut galatasaray'da yapabileceği şeyler kısıtlı olurdu... yani bir bielsa, bir guardiola, bir mourinho da gelse elimizdeki malzemeyle çıkacak yemek aşağı yukarı belliydi.
bize lazım olan şeyler belliydi ve bunlar da riekerink'te mevcut:
- egosundan arınmış bir kişilik,
- futbolcularla iletişimi kuvvetli bir önderlik,
- futbolun en temel doğrularını futbolcularımıza tekrardan anlatabilecek bir birikim,
- öz güveni yükseltecek bireysel terapi anlayışı,
- takıma aidiyet hissedilmesinin sağlanması,
- gençlere, takımın geleceğini kurtaracak isimlere şans verilmesi
şimdi; geçen seneye göre bir fark göremiyorum diyen arkadaşlarıma - katılmakla birlikte - bir hususu örnek vererek fikirlerine danışmak isterim:
- galatasaray'ın geçen seneye başlayan ve 3 kulvarda şampiyon olmuş kadrosu, yeni sezona başlarken, bruma denen oyuncumuzu bakmadan, denemeden, hazırlık kampına dahi almadan ispanya'ya yollayan hamza hamzaoğlu'na göre riekerink aynı kalem midir?
bruma'yı ispanya geliştirdi demek bence hayalcilik olur biraz. ben bruma'yı sociedad'da da takip ettim, real madrid'e attığı bir gol haricinde bruma yine aynı bruma'ydı. işin ilginci, bruma'da "öz güven" harici değişen bir şey de yok. hazırlık döneminde bruma parladı, ancak sezon başlayınca yine "son kararları hatalı, aceleci, telaşe" eleştirileri gelmeye başladı,
değişen bruma değil arkadaşlar, bruma gibi gencecik bir dünya çapı yeteneğe oynama fırsatı verilmesi.
riekerink ne olursa olsun bruma'dan vazgeçmiyor,
hamzaoğlu'nun hazırlık kampında dahi denemeye lüzum görmediği bir gençten dünya yıldızı yaratabilmek telaşında hoca,
tüm hazırlık maçlarında oynatıp öz güvenini tavan yaptırdı, ve şimdi de sezon içinde fayda almaya çalışıyor.
bu sebeple, riekerink'in bir deha göstermesine gerek yok, fanteziye kaçmadan "futbolun doğrularıyla" devam etmesi yeterli.
hayallere rüyalara dalmayalım hemen, bu sene hazırlık dönemi ve sezon başlangıcı bizi "şampiyonluk" havasına sokmuş olabilir,
ancak geçen sezon sonunda kimse "bu sene şampiyonluğa oynayacağız" kafasında değildi,
hocanın üstüne bu yükü bindirmeden, bu sezonu beklentileri düşük tutarak, ancak hedeften de sapmadan, iyi yerlerde bitirirsek, riekerink, kalıcı ve uzun soluklu bir projenin mimarı olabilir.
ben kendisine güveniyorum...
(bkz: i love you riekerink hojam)
yani özetle, aslında geçen sene, bu seneki yönetsel yapıdaki düzelme - ki ben adına şimdilik nazifoğlu etkisi diyorum - olsaydı ve teknik kadro hamzalı, denizlili saçma sapan kurguyla zaman kaybetmeseydi, geçen sene de belli yerlere gelebilirdik ki - takviye yapılmamış kadronun iyi kötü fenerbahçe ve beşiktaş'tan kupa alması bunun göstergesi...
hiçbirimiz sanırım riekerink'in fundamental bir deha olduğu iddiasında değiliz, olmamalıyız da, işin aslı öyle bir dehanın da mevcut galatasaray'da yapabileceği şeyler kısıtlı olurdu... yani bir bielsa, bir guardiola, bir mourinho da gelse elimizdeki malzemeyle çıkacak yemek aşağı yukarı belliydi.
bize lazım olan şeyler belliydi ve bunlar da riekerink'te mevcut:
- egosundan arınmış bir kişilik,
- futbolcularla iletişimi kuvvetli bir önderlik,
- futbolun en temel doğrularını futbolcularımıza tekrardan anlatabilecek bir birikim,
- öz güveni yükseltecek bireysel terapi anlayışı,
- takıma aidiyet hissedilmesinin sağlanması,
- gençlere, takımın geleceğini kurtaracak isimlere şans verilmesi
şimdi; geçen seneye göre bir fark göremiyorum diyen arkadaşlarıma - katılmakla birlikte - bir hususu örnek vererek fikirlerine danışmak isterim:
- galatasaray'ın geçen seneye başlayan ve 3 kulvarda şampiyon olmuş kadrosu, yeni sezona başlarken, bruma denen oyuncumuzu bakmadan, denemeden, hazırlık kampına dahi almadan ispanya'ya yollayan hamza hamzaoğlu'na göre riekerink aynı kalem midir?
bruma'yı ispanya geliştirdi demek bence hayalcilik olur biraz. ben bruma'yı sociedad'da da takip ettim, real madrid'e attığı bir gol haricinde bruma yine aynı bruma'ydı. işin ilginci, bruma'da "öz güven" harici değişen bir şey de yok. hazırlık döneminde bruma parladı, ancak sezon başlayınca yine "son kararları hatalı, aceleci, telaşe" eleştirileri gelmeye başladı,
değişen bruma değil arkadaşlar, bruma gibi gencecik bir dünya çapı yeteneğe oynama fırsatı verilmesi.
riekerink ne olursa olsun bruma'dan vazgeçmiyor,
hamzaoğlu'nun hazırlık kampında dahi denemeye lüzum görmediği bir gençten dünya yıldızı yaratabilmek telaşında hoca,
tüm hazırlık maçlarında oynatıp öz güvenini tavan yaptırdı, ve şimdi de sezon içinde fayda almaya çalışıyor.
bu sebeple, riekerink'in bir deha göstermesine gerek yok, fanteziye kaçmadan "futbolun doğrularıyla" devam etmesi yeterli.
hayallere rüyalara dalmayalım hemen, bu sene hazırlık dönemi ve sezon başlangıcı bizi "şampiyonluk" havasına sokmuş olabilir,
ancak geçen sezon sonunda kimse "bu sene şampiyonluğa oynayacağız" kafasında değildi,
hocanın üstüne bu yükü bindirmeden, bu sezonu beklentileri düşük tutarak, ancak hedeften de sapmadan, iyi yerlerde bitirirsek, riekerink, kalıcı ve uzun soluklu bir projenin mimarı olabilir.
ben kendisine güveniyorum...
(bkz: i love you riekerink hojam)