2214
okulun ilk günü evden gelirdik. renkli renkli kaplama kağıdı ya alınmış olurdu, ya da bir hevesle koşa koşa gider alırdık. akşam annem babam işten geldiğinde güzelce kaplarlardı. ben ne zaman denesem onlar gibi düzgün yapamazdım. zaten kendimi bildim bileli en basit el yeteneği gerektiren işi bile beceremedim, hala daha beceremem. bu da muhtemelen annem babamın herşeyi benim yerime yapmak adına kendini paralamalarının bir sonucuydu.
neyse ikinci gün kalkar okula giderdik. çantadan gıcır gıcır defteri çıkarırdık, rengarenk. bazı arkadaşlarım kendi yaptığı için ufak tefek eğrilikler olurdu. bir yandan anne babası ilgilenmediği için üzülür, bir yandan da kendi kendilerine birşeyler yapabildikleri için özenirdim. bazı çocukların defterleri kaplanmamış olurdu. onlara sinir olurdum, sırf onlar yüzünden beraberce laf yediğimiz için. çünkü maddi durumlarının bir kaplama kağıdı ile sarsılmayacak kadar sağlam olduğunu bilirdim. bazı çocuk olurdu, onların defterleri gazete kağıdıyla kaplanmış olurdu. gördüğüm zaman için için ağlardım. sanki sebebi benmişim gibi delicesine utanç duyar, defterimi sıraya koymaya utanırdım. niye böyleydim ya da böyle oldum bilmiyorum. maddi durumu benim kadar iyi olmayan çocuklardan her zaman utanırdım ben. zengin olduğumuzdan da değil, orta sınıf işte...
kardeşimin nişanlısı bu sene 1. sınıfa ders verecek. ona hazırlıklar için yardım ederken şablon hazırladığımız yazı defterlerini falan görünce acayip duygulandım. sanırım yaşlandıkça daha da sulugöz olucam ben :( dün okuldaki sınıfına düzenleme için girerken, öğlen mesaiye giderken okuldan çıkan çocukları görünce iyice o günlere döndüm. açıkçası aklıma gelen ilk anı o oldu.
umarım bir gün tüm çocukların aynı şartlarda büyüyebileceği, bütün anne babaların çocuklarına aynı sevgi ve eğitimi vereceği, hayatın herkese aynı şefkatle yaklaşacağı bir dünya olur...
neyse ikinci gün kalkar okula giderdik. çantadan gıcır gıcır defteri çıkarırdık, rengarenk. bazı arkadaşlarım kendi yaptığı için ufak tefek eğrilikler olurdu. bir yandan anne babası ilgilenmediği için üzülür, bir yandan da kendi kendilerine birşeyler yapabildikleri için özenirdim. bazı çocukların defterleri kaplanmamış olurdu. onlara sinir olurdum, sırf onlar yüzünden beraberce laf yediğimiz için. çünkü maddi durumlarının bir kaplama kağıdı ile sarsılmayacak kadar sağlam olduğunu bilirdim. bazı çocuk olurdu, onların defterleri gazete kağıdıyla kaplanmış olurdu. gördüğüm zaman için için ağlardım. sanki sebebi benmişim gibi delicesine utanç duyar, defterimi sıraya koymaya utanırdım. niye böyleydim ya da böyle oldum bilmiyorum. maddi durumu benim kadar iyi olmayan çocuklardan her zaman utanırdım ben. zengin olduğumuzdan da değil, orta sınıf işte...
kardeşimin nişanlısı bu sene 1. sınıfa ders verecek. ona hazırlıklar için yardım ederken şablon hazırladığımız yazı defterlerini falan görünce acayip duygulandım. sanırım yaşlandıkça daha da sulugöz olucam ben :( dün okuldaki sınıfına düzenleme için girerken, öğlen mesaiye giderken okuldan çıkan çocukları görünce iyice o günlere döndüm. açıkçası aklıma gelen ilk anı o oldu.
umarım bir gün tüm çocukların aynı şartlarda büyüyebileceği, bütün anne babaların çocuklarına aynı sevgi ve eğitimi vereceği, hayatın herkese aynı şefkatle yaklaşacağı bir dünya olur...