85
"karınca ezmez, esans sürer" bir acayip ademoğlu. tepeden tırnağa sarı-kırmızı elbiseleri, kocaman sarı-kırmızı tesbihi ve selamı ile özdeşleşmişti. özellikle tesadüfen yan yana gelmiş sarı ve kırmızı renkli herşeye, onun haricinde saygı duyduğu herkese ve herşeye sağ elini havaya kaldırıp tatmin olana kadar kendisiyle özdeşleşen selamını verirmiş. uğursuz geliyor diye tribünden atıldığı, stada gitmesinin yasaklandığı dönemlerde hava şartlarına aldırmaksızın "beleştepe"de 45 dakikadan iki devre şeklinde selam vermeye devam edermiş. 1991 yılında "milli amigo birol" kendisini merter'de kızkardeşinin 10 nüfuslu 2 odalı evinde ölümü beklerken buldu. bu haber üzerine kulüp kendisine göstermelik de olsa vefa borcunu ödedi, çok sevdiği turgay şeren ile bir araya getirdi ve huzurevine yerleştirdi. arsenal maçından 2 ay kadar önce aramızdan bedenen ayrıldı belki ama, ruhu o serin mayıs akşamı parken'de kupayı tek başına kaldırdı. martin "bravo adams" keown'a yarım metreden boş kale yerine topu fezaya gönderten, 10 kişi kalan takımı 11'e tamamlayan, kaptan bülent'i çıkık omzuyla sahadan çıkartmayan, taffarel'i bir direkten diğerine ışınlayan, tarihin en güzel "dağ başını duman almış"ında tribündeki herkesi ciğeri patlarcasına hıçkıra hıçkıra bağırtan, penaltılarda topu direklere nişanlayan aslında onun ruhuydu...
bayramın kutlu olsun baba... bu bayram turgay oğlunla mutlusundur umarım...
bayramın kutlu olsun baba... bu bayram turgay oğlunla mutlusundur umarım...