15217
kadrolar ve oyuncuların mükemmel olması, lig veya kupa şampiyonu olmamıza yetmez. türkiye, bunu defalarca yaşatmış bir lige sahip. önemli olan takım birliğini sağlayıp, her alanda biribirine yardımcı olan, mücadele eden bir takım oluşturmak. bu seneki transferlerimize baktığımda, yıldız oyuncu tanımından uzak, sahada mücadele etmekten imtina etmeyecek olan bir futbolcu grubunun transfer edildiğini görüyoruz. alınan oyuncu grubu belki forma sattırmaz ama geçen seneki leş futbolun çok çok ötesinde bir oyun sergiler.
şahsi kanaatime göre bu sene lig yarışında avantajlı olmamızı sağlayacak olan bazı hususlar var. ilk olarak geçen sene inanılmaz derecede kötü bir sezon geçirmemiz ve muslera - podolski dışında bireysel olarak hiçbir futbolcumuzun kendi seviyelerine ulaşamaması, bizi avantajlı konuma getiriyor. hatırlayalım, takımın en büyük yıldızı dediğimiz sneijder, fazla kilolarından dolayı obezite ile mücadele etmeye başlayacaktı neredeyse. geçen seneki yıkımı yaşayan futbolcular, başarısızlığın ne demek olduğunu çok iyi gördüler ve bir daha bu hataya düşmek isteyeceklerini sanmıyorum.
ikinci olarak antrenör tercihimizin gayet yerinde olduğunu görüyoruz. geçen sene öyle bir haldeydik ki, çalışma şartlarının kötü olmasından dolayı sürekli personelin değiştiğini gördüğümüz esnek çalışma saatli mağazalardaki kasiyer değişimi ile, bizim hoca değişimimiz yarışacak hale geldik neredeyse. dolayısıyla oyuncu grubu her 10 maçta bir yaşanan değişimden dolayı ambale oldu ve uyum sağlamakta güçlük çekti. ama bu sene öyle bir durum söz konusu değil. jor hocamın geçen sezonun son kısmında başımızda olması, takımdaki eksiklerin ne olduğunu görüp, tespit etmesi açısından olabildiğince önemliydi diye düşünüyorum. bir nevi laboratuvar görevi gördü son 7 - 8 maçımız. yapılan tespitlerle, takımda kimlerin yeri olmadığını gördü ve şu anda yeni takımın iskeletini olabildiğince hızlı bir şekilde inşa ediyor.
üçüncü olarak takımın kimliğinin değişime uğraması. bu sene ilk on birimize serdar aziz, cavanda, nigel de jong, tolga ciğerci, josue, kolbeinn sigthorsson ve eren gibi, kadro kalitemiz dikkate alındığında direkt oynayabilecek 7 oyuncu ve kiradan dönen bruma eklendi. geçen senenin iyi diyebileceğimiz oyuncularının yanına, başarıya aç, mücadele gücü yüksek bir oyuncu grubu daha eklendi. jor hocamın bu iki oyuncu grubunu, forma dağıtımında adaletli davranarak iyi bir ekip haline getireceğinden şüphem yok.
son olarak da yönetimin durumuna değinmek istiyorum. sözlükte oylama yapsak dursun özbek'i sevenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. ancak bu dönemde yaptığı en doğru iş, kendisini ve sansasyon yaratan kardeşini geri plana çekip, levent nazifoğlu gibi medya ve taraftar ile iletişimi yüksek bir yöneticiyi, ön plana çıkartmasıdır. bu bize dursun'un geçen seneki hallere düşmeyeceğini gösteriyor gibi. ama taraftarın desteğini arkasına alabilmesi için bu sene iki kupayı da müzemize koyması şart diye düşünüyorum.
özetle bu sene kadromuzda un da var, yağ da var, şeker de var. önemli olan hocamızın bu alternatifli yapıdan iyi bir helva yaratabilmesi. umarım futbol şansı yanımızda olur ve bu sene yarıştığımız iki kulvarda da gülen taraf oluruz.
şahsi kanaatime göre bu sene lig yarışında avantajlı olmamızı sağlayacak olan bazı hususlar var. ilk olarak geçen sene inanılmaz derecede kötü bir sezon geçirmemiz ve muslera - podolski dışında bireysel olarak hiçbir futbolcumuzun kendi seviyelerine ulaşamaması, bizi avantajlı konuma getiriyor. hatırlayalım, takımın en büyük yıldızı dediğimiz sneijder, fazla kilolarından dolayı obezite ile mücadele etmeye başlayacaktı neredeyse. geçen seneki yıkımı yaşayan futbolcular, başarısızlığın ne demek olduğunu çok iyi gördüler ve bir daha bu hataya düşmek isteyeceklerini sanmıyorum.
ikinci olarak antrenör tercihimizin gayet yerinde olduğunu görüyoruz. geçen sene öyle bir haldeydik ki, çalışma şartlarının kötü olmasından dolayı sürekli personelin değiştiğini gördüğümüz esnek çalışma saatli mağazalardaki kasiyer değişimi ile, bizim hoca değişimimiz yarışacak hale geldik neredeyse. dolayısıyla oyuncu grubu her 10 maçta bir yaşanan değişimden dolayı ambale oldu ve uyum sağlamakta güçlük çekti. ama bu sene öyle bir durum söz konusu değil. jor hocamın geçen sezonun son kısmında başımızda olması, takımdaki eksiklerin ne olduğunu görüp, tespit etmesi açısından olabildiğince önemliydi diye düşünüyorum. bir nevi laboratuvar görevi gördü son 7 - 8 maçımız. yapılan tespitlerle, takımda kimlerin yeri olmadığını gördü ve şu anda yeni takımın iskeletini olabildiğince hızlı bir şekilde inşa ediyor.
üçüncü olarak takımın kimliğinin değişime uğraması. bu sene ilk on birimize serdar aziz, cavanda, nigel de jong, tolga ciğerci, josue, kolbeinn sigthorsson ve eren gibi, kadro kalitemiz dikkate alındığında direkt oynayabilecek 7 oyuncu ve kiradan dönen bruma eklendi. geçen senenin iyi diyebileceğimiz oyuncularının yanına, başarıya aç, mücadele gücü yüksek bir oyuncu grubu daha eklendi. jor hocamın bu iki oyuncu grubunu, forma dağıtımında adaletli davranarak iyi bir ekip haline getireceğinden şüphem yok.
son olarak da yönetimin durumuna değinmek istiyorum. sözlükte oylama yapsak dursun özbek'i sevenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. ancak bu dönemde yaptığı en doğru iş, kendisini ve sansasyon yaratan kardeşini geri plana çekip, levent nazifoğlu gibi medya ve taraftar ile iletişimi yüksek bir yöneticiyi, ön plana çıkartmasıdır. bu bize dursun'un geçen seneki hallere düşmeyeceğini gösteriyor gibi. ama taraftarın desteğini arkasına alabilmesi için bu sene iki kupayı da müzemize koyması şart diye düşünüyorum.
özetle bu sene kadromuzda un da var, yağ da var, şeker de var. önemli olan hocamızın bu alternatifli yapıdan iyi bir helva yaratabilmesi. umarım futbol şansı yanımızda olur ve bu sene yarıştığımız iki kulvarda da gülen taraf oluruz.
