25
bu maçı yüzlerce kişinin göt göte oturup sigaralarını tüttürdüğü bir mekanda izlemiştim.sanıyorum ki astım hastası olan biri o gün oradan sağ çıkamazdı. mekanda iki adet 107 ekran televizyon vardı ve tahmin edileceği üzere bir tarafta biz, diğer tarafta fenerliler maçı izliyordu. bunula beraber, biz ikinci golü attıktan sonra hekes denizli'deki maça odaklandı. hatta öyle ki sabri'nin attığı üçüncü golde şöyle sağlam bir gol sesi bile gelmedi.
mustafa keçeli'nin kendisini ölümsüzleştirdiği o anda öyle bir ambians olustu ki bir anda kendimi yerde buldum. gol sesini caddeden duyan herkes altıncı kattaki mekana akmaya başladı ve mekan sahibinin gelenlere olur vermesiyle ortam iyice kalabalıklaştı. fenerbahçe'nin beraberlik golüne kadar aralıksız olarak o senenin modasına uyarak "lay lay fener olamazsın şampiyon" diye bağırdık. normalde bu tarz hadiselerde saglam kavgalar cıkardı ama adamlar öylesine yıkılmıştı ki kendi takımlarına küfretmek dısında agızlarını açamadılar.
denizlispor kümede kalmayı garantiledikten sonra durum 1-1'e gelince hepimiz acaba dedik ve appiah'ın son dakikada kaçırdıgı pozisyona kadar sessizce macı izledik. işte o son düdük gelince sanıyorum bi 15-20 dakika kimse dumanaltı olmus mekandan dısarı cıkmadı ve aralıksız tezhüratta bulundu. mekandan aşağı indiğimizde ise parçalı formalarıyla 100-150 kişilik bir grubun esenler fenerbahçeliler derneği'nin önünde meşale yakıp trafiği kestiğini gördük. şimdi geriye dönüp bakınca 20 yıl yaşadığım o belalı semtte aklımda kalan en güzel resim bu meşale hadisesidir.
o grubun içinde bir baba hindi'yi söylerken caddenin karşı tarafında abim ve arkadaşlarını arabada gördüm. uzun bir koşuşturmacanın ardından onları yakaladım ve hep beraber bir baba hindi'ye istiklalde devam ettik. sanıyorum ki o güzel geceye dair herkesin anlatacağı değişik bir hikaye vardır.umarım bir gün o geceyi anlatan bir film çekilir.
mustafa keçeli'nin kendisini ölümsüzleştirdiği o anda öyle bir ambians olustu ki bir anda kendimi yerde buldum. gol sesini caddeden duyan herkes altıncı kattaki mekana akmaya başladı ve mekan sahibinin gelenlere olur vermesiyle ortam iyice kalabalıklaştı. fenerbahçe'nin beraberlik golüne kadar aralıksız olarak o senenin modasına uyarak "lay lay fener olamazsın şampiyon" diye bağırdık. normalde bu tarz hadiselerde saglam kavgalar cıkardı ama adamlar öylesine yıkılmıştı ki kendi takımlarına küfretmek dısında agızlarını açamadılar.
denizlispor kümede kalmayı garantiledikten sonra durum 1-1'e gelince hepimiz acaba dedik ve appiah'ın son dakikada kaçırdıgı pozisyona kadar sessizce macı izledik. işte o son düdük gelince sanıyorum bi 15-20 dakika kimse dumanaltı olmus mekandan dısarı cıkmadı ve aralıksız tezhüratta bulundu. mekandan aşağı indiğimizde ise parçalı formalarıyla 100-150 kişilik bir grubun esenler fenerbahçeliler derneği'nin önünde meşale yakıp trafiği kestiğini gördük. şimdi geriye dönüp bakınca 20 yıl yaşadığım o belalı semtte aklımda kalan en güzel resim bu meşale hadisesidir.
o grubun içinde bir baba hindi'yi söylerken caddenin karşı tarafında abim ve arkadaşlarını arabada gördüm. uzun bir koşuşturmacanın ardından onları yakaladım ve hep beraber bir baba hindi'ye istiklalde devam ettik. sanıyorum ki o güzel geceye dair herkesin anlatacağı değişik bir hikaye vardır.umarım bir gün o geceyi anlatan bir film çekilir.