8
11/12 sezonu baslari. kadro sifirlanmis, teknik heyet sifirlanmis, yonetim sifirlanmis. bir onceki sezon 8. olunmus. beklentiler yuksek olmasina ragmen takim ilk 10 hafta itibariyle isteneni verememis. sike surecindeki ve oyuncularinin bazilarini kaybeden fenerbahcenin ardindan ligde ikinci dudurumyiz. 11. hafta fenerbahce arena'da konuk edilecek. fatih hocaya ve oyunculars guvensekte bir kac yildir suregelen fener sanssizligimiz tutar mi diye de korkmuyor degiliz.
sakarya'da uni okuyorum o siralar. 2. ogretimim. mac bir pazartesi gunu yanlis hatirlamiyorsam. derste hocaya yalvariyoruz artik birakin diye. hoca da niyeyse inadina birakmiyor. ben bir arkadasimin evinde izleyecegim maci. onceden arayip yer ayir falan diye rica etmisim. neyse ciktik okuldan, muthis yagmur var. kostur kostur maca yetistik. sirilsiklamiz tabi. basladik izlemeye, goller oyle seri halde kaciyor ki bizi aldi bir korku. fener birak sahasini, ceza sahasindan bile cikamiyor ama biz olmadik pozisyonlari kacirip uc dort olacak macin sifir sifirda kilitlenmesine neden oluyoruz. ulan yine biz kacirip bunlar pozisyon bile bulmadan bir tane atip ustune yatmasinlar derken eboue cikiyor sahneye. o donem fener'in kjaer'i olan yoboyu pazara yollayip ayinin bacak arasindan sokuyor topu. bagiriyoruz sariliyoruz birbirimize. santra yapiliyor, fener kendine gelmesin falan derken anliyoruz ki fener kendinde zaten, ama asil mesele bizim cocuklarin da kendini bulmus olmasi. 50 bin kisinin de muthis destegiyle, yagmur altinda resmen boguyorlar feneri. irkci tosun kenardaki hasortmanliya mudahale et hoca ebemizi laciverde boyadilar bandinda bir seyler soyluyor. galatasaray durmuyor. yuklendikce gol kaciriyoruz, gol kacirdikca yukleniyoruz. tam ulan atamayacagiz herhalde derken, cukurcu bilica topu kontrol etmeye calisiyor. arkasindan elmander tank gibi eziyor bilicayi. topu aliyor, ceza sahasina giriyor, sagina dogru bakiyor, sonra ani bir kararla sert ve duzgun vuruyor topa. ayiyi avliyor, kollarini iki yana acip sirilsiklam formasiyla tribunlere kosuyor. ulu johan! spiker de o anin sokuyla efsane bir replige imza atiyor: "elmander, elmander, elllmaandeeerr iki oluyoooorrr" sonra galatasaray cosuyor. melo'nun pipisi falan derken, o sezon butun rakiplerini eze eze, kanirta kanirta yeniyor. 8. oldugu sezonun arkasindan hem de 9 puan farkla, hem de super final uydurulmasina ragmen sampiyon oluyor. elmander'de adini tarihe ve gonullerimize yazdiriyor.
nasil hagi'nin, hakan sukur'un, popescu'nun, bulent'in, fatih terim'in, metin oktay'in adlari durup dururken degil, yasattiklarinin muhtesemliginden surekli geliyorsa akla, elmander'in adi da oyle geliyor. kalbimizdesin ulu johan!
edit: veterinerhekim uyardi, mac pazartesi degil carsabaymis, yaslanmisim demekki, tesekkur ediyorum kendisine.
sakarya'da uni okuyorum o siralar. 2. ogretimim. mac bir pazartesi gunu yanlis hatirlamiyorsam. derste hocaya yalvariyoruz artik birakin diye. hoca da niyeyse inadina birakmiyor. ben bir arkadasimin evinde izleyecegim maci. onceden arayip yer ayir falan diye rica etmisim. neyse ciktik okuldan, muthis yagmur var. kostur kostur maca yetistik. sirilsiklamiz tabi. basladik izlemeye, goller oyle seri halde kaciyor ki bizi aldi bir korku. fener birak sahasini, ceza sahasindan bile cikamiyor ama biz olmadik pozisyonlari kacirip uc dort olacak macin sifir sifirda kilitlenmesine neden oluyoruz. ulan yine biz kacirip bunlar pozisyon bile bulmadan bir tane atip ustune yatmasinlar derken eboue cikiyor sahneye. o donem fener'in kjaer'i olan yoboyu pazara yollayip ayinin bacak arasindan sokuyor topu. bagiriyoruz sariliyoruz birbirimize. santra yapiliyor, fener kendine gelmesin falan derken anliyoruz ki fener kendinde zaten, ama asil mesele bizim cocuklarin da kendini bulmus olmasi. 50 bin kisinin de muthis destegiyle, yagmur altinda resmen boguyorlar feneri. irkci tosun kenardaki hasortmanliya mudahale et hoca ebemizi laciverde boyadilar bandinda bir seyler soyluyor. galatasaray durmuyor. yuklendikce gol kaciriyoruz, gol kacirdikca yukleniyoruz. tam ulan atamayacagiz herhalde derken, cukurcu bilica topu kontrol etmeye calisiyor. arkasindan elmander tank gibi eziyor bilicayi. topu aliyor, ceza sahasina giriyor, sagina dogru bakiyor, sonra ani bir kararla sert ve duzgun vuruyor topa. ayiyi avliyor, kollarini iki yana acip sirilsiklam formasiyla tribunlere kosuyor. ulu johan! spiker de o anin sokuyla efsane bir replige imza atiyor: "elmander, elmander, elllmaandeeerr iki oluyoooorrr" sonra galatasaray cosuyor. melo'nun pipisi falan derken, o sezon butun rakiplerini eze eze, kanirta kanirta yeniyor. 8. oldugu sezonun arkasindan hem de 9 puan farkla, hem de super final uydurulmasina ragmen sampiyon oluyor. elmander'de adini tarihe ve gonullerimize yazdiriyor.
nasil hagi'nin, hakan sukur'un, popescu'nun, bulent'in, fatih terim'in, metin oktay'in adlari durup dururken degil, yasattiklarinin muhtesemliginden surekli geliyorsa akla, elmander'in adi da oyle geliyor. kalbimizdesin ulu johan!
edit: veterinerhekim uyardi, mac pazartesi degil carsabaymis, yaslanmisim demekki, tesekkur ediyorum kendisine.