277
kendisiyle dalga geçilmesi eski başarılarını eksiltmezmiş. ee?
dalga geçildiği zaman eski şampiyonluklarımızı almazlarmış. ee?
dalga geçmek yalman'ı çarmıha germek değilmiş. ee?
ee yani hocam, nereye varacağız bu şekilde?
düşünce özgürlüğü kavramının bu kadar örselendiği bir coğrafyada karşı taraf da aynı oranda istismar ediyor aynı kavramı. alp yalman'ın eleştirilebilir ve dalga geçilebilir olması zaten eldeki bir durum. basitçe söylersek bir kimse de çıkıp demiyor ki "yalman'la dalga geçenleri sözlükten uçuralım". var olmayan bir şiddet üzerinden mağduriyet alanı yaratıp düşünceyi ihtiva ettiği anlamı içeren nitel yönüyle değil, zaten saldırılmayan ve kimsenin umrunda olmayan nicel yönüyle ayakta tutmaya çalışmak (kimsenin yıkmaya çalışmadığını tekrar edeyim) anlamsız.
yalman'ın futbol aklının yaşı ve futbol dünyasından uzakta kaldığı zaman nedeniyle günümüzde aradığımız değerlere uyabileceğini düşünmüyorum. pek sayın magician'ın alex song, moussa dembele örneklerine karşı ben de adını sanını bilmediğimiz ukraynalı hoca örneğini verebilirim. hatta transfer dedikodusu dönen oyuncular üzerinden yönetim öveceksek ibrahimovic dedikodusuyla en vizyoner başkan unvanını dursun'a vermemiz gerektiğini dahi söylerim. bu kısım eleştirilerin ve savunuların niteliğiyle alakalı.
nicelik noktasında ise şunu tekrarlamak isterim: ben gidip de yukarıdaki paragrafta "yalman olmaz çünkü robert kolejli, ve robert'ten adam çıkmaz" benzeri ipe sapa gelmez bir eleştiri yapmasydım bu bile düşünce özgürlüğü kriterini hasarsız atlatırdı ama nitelikten kalırdım. magician da benimle dalga geçerdi. bunun üzerine çıkıp "ama bu da benim benim isyanim, asiliğim, başkaldırışım, direnişim" deseydim yine dalga geçerdi. eleştirimde haklı olsaydım da dalga geçebilirdi elbet. kendisi dalga geçmeyi seviyordur belki. sözün özü bu davaların düşünce özgürlüğüyle alakası yok. boş heyecanlar içindesiniz.
dalga geçildiği zaman eski şampiyonluklarımızı almazlarmış. ee?
dalga geçmek yalman'ı çarmıha germek değilmiş. ee?
ee yani hocam, nereye varacağız bu şekilde?
düşünce özgürlüğü kavramının bu kadar örselendiği bir coğrafyada karşı taraf da aynı oranda istismar ediyor aynı kavramı. alp yalman'ın eleştirilebilir ve dalga geçilebilir olması zaten eldeki bir durum. basitçe söylersek bir kimse de çıkıp demiyor ki "yalman'la dalga geçenleri sözlükten uçuralım". var olmayan bir şiddet üzerinden mağduriyet alanı yaratıp düşünceyi ihtiva ettiği anlamı içeren nitel yönüyle değil, zaten saldırılmayan ve kimsenin umrunda olmayan nicel yönüyle ayakta tutmaya çalışmak (kimsenin yıkmaya çalışmadığını tekrar edeyim) anlamsız.
yalman'ın futbol aklının yaşı ve futbol dünyasından uzakta kaldığı zaman nedeniyle günümüzde aradığımız değerlere uyabileceğini düşünmüyorum. pek sayın magician'ın alex song, moussa dembele örneklerine karşı ben de adını sanını bilmediğimiz ukraynalı hoca örneğini verebilirim. hatta transfer dedikodusu dönen oyuncular üzerinden yönetim öveceksek ibrahimovic dedikodusuyla en vizyoner başkan unvanını dursun'a vermemiz gerektiğini dahi söylerim. bu kısım eleştirilerin ve savunuların niteliğiyle alakalı.
nicelik noktasında ise şunu tekrarlamak isterim: ben gidip de yukarıdaki paragrafta "yalman olmaz çünkü robert kolejli, ve robert'ten adam çıkmaz" benzeri ipe sapa gelmez bir eleştiri yapmasydım bu bile düşünce özgürlüğü kriterini hasarsız atlatırdı ama nitelikten kalırdım. magician da benimle dalga geçerdi. bunun üzerine çıkıp "ama bu da benim benim isyanim, asiliğim, başkaldırışım, direnişim" deseydim yine dalga geçerdi. eleştirimde haklı olsaydım da dalga geçebilirdi elbet. kendisi dalga geçmeyi seviyordur belki. sözün özü bu davaların düşünce özgürlüğüyle alakası yok. boş heyecanlar içindesiniz.