• 251
    kafasına, yaşına bok atan arkadaşlar galatasaray tarihinde hele bir daha iyisini göstersinler de bilelim. galatasarayın size yaşattığı pek çok büyük başarının altında bu adamın attığı temeller var. bu adama laf edecek kadar galatasaray tarihinden bihaber 2000 yılı uefa kontenjanından taraftar olanlar bilmezler tabi galatasarayın kasasında borç senedi değil para olmasının ne demek olduğunu. bilmezler uefa kupasına giden yolda temelleri kimlerin attığını bilmezler, ali tanrıyarı bilmezler, alp yalmanı bilmezler. bildikleri tek şey boğazın karşı tarafı ile girdikleri sidik yarışıdır. o yüzden ancak şike demecini bilirler.
  • 256
    hizmetlerine büyük saygım var, büyük ve ilkeli bir başkandı. tanju çolak'ı gönderme vs. zor kararları gözünü kırpmadan alabilecek taşaklı bir başkandı.

    ama devri geçti artık diyenlere katılıyorum. 20 sene önce belki tatko'daki toprak sahada adam deneyip almak vs. normal olabilirdi, ama endüstriyel kurumsal futbolda bu tarz adamların yeri kalmadı artık.

    ayrıca:
    (bkz: dominic iorfa)
    (bkz: ulrich watson)
    (bkz: frank berghuis)
    (bkz: cesar obando)
    (bkz: luis orlando vallejo)
    https://eksisozluk.com/...onduraslisi--2347063
    https://eksisozluk.com/tatko--337641
  • 257
    yahu bir kitlenin yaş ortalaması 76-80 olur eleştirirsin anlarım da bireysel yaş muhabbeti neyin nesidir anlayamıyorum. örneğin genel kurul... tamam hepsi maden devri'nden kalma, bunu eleştir. dünyada sanmıyorum hiçbir kulüpte bu denli yüksek yaş ortalaması olsun (genel kurul). evet iş yapacak, üretecek olan kulüp üyeleridir. haliyle de dinamik olmaları gerekir. bakın dortmund kulübünün üyelerine, yaş ortalaması herhalde 30 falandır ama aralarında 95 yaşında olan da vardır.

    eşi benzeri yok denilerek yerden yere vurulan durum çoğu avrupa devinde mevcut.

    -bayern münih eğer bu seviyelerdeyse bunu franz beckenbauer'in üst aklına borçlu.

    veyahut hiçbir barcelona taraftarı yoktur ki cruyff için ''bunamış, devri geçmiş, onun dönemi ile bu dönem bir değil.'' desin.

    -barcelona'nın tiki takaya geçişi cruyff sayesindedir. yine bu oyun tarzının mükemmelleştirilmesinde de en büyük pay cruyff'undur.

    -leverkusen efsanesini yaratan kişi rudi völler de 56 yaşında.

    -yetmediyse bir örnek daha: frank arnesen... isteyen bu adam hamburg'ta neler yapmış bakabilir.

    sportif direktör top koşturmayacak herhalde. sanırsınız eksik gedik oldu mu maça çıkacak. sportif direktörlük nedir allah aşkına? bir üst akıldır. danışma makamıdır. akıl da yaşla falan alakalı değildir. görüyoruz işbeceremeyen işbecerleri... teknik direktör olsa, başkan olsa falan anlarım ama görülen o ki sportif direktörlük kavramı tam anlaşılamamış.

    alp yalman kulübün parasını har vurup harman savurmaz. dolayısıyla bu kulüpten nemalanan keneleri de alp yalman ürkütmüş olsa gerek. zira başkanlığa adaylığını koyduğunda bile birileri kafası kopmuş tavuk gibi çırpınmaya başlamıştı.

    ne demişler: ''bana balık yemeyi değil, tutmayı öğret.''

    örneğin ünal başkan'a drogba için sneijder için falan müteşekkiriz ya, halbuki bu futbolcular bir ürün. kapitalizmin ürünleri. kaldı ki bu ürünler için bile minnet duyuyoruz. haa gelelim alp yalman'a. bu adam direk üreticiyi getirmiş sana. getirdiği adamlar bırakın yıldız futbolcu meselesini bir kulübü yeniden kurmuştur tabiri caizse. hakan şükür, arif erdem, bülent korkmaz vb. sürüyle efsane alp yalman sayesinde bu kulübe kazandırılmıştır. yani demem o ki alp yalman belki gösterişli ''elemanlar'', futbolcular, ürünler getirmez ama bir fabrika kurar. kurduğu fabrika da yavaş yavaş ürün verir, ardından da refah gelir.

    alp yalman hazırcı değildir. şöyle bir örnek vermek gerekirse: bundan önceki başkanlar recep tayyip erdoğan ise alp yalman atatürk'tür.( ekonomik görüş kapsamında) birisi fabrikaları, toprakları, şirketleri satıp günlük planlar yaparken diğeri gerekirse borca girip fabrikalar, şirketler kurar. dönemleri boyunca pek fark olmaz belki ama biri enkaz bırakır, diğeri cennet.

    faruk süren'i eleştirirler çok savurdu parayı diye. neden? çünkü alp yalman sağolsun kulüp ekonomisini göklere çıkarttı. öyle büyük bir refah vardı ki hagi'ler, popescu'lar, taffarel'ler getirilebildi.

    insanlara biraz saygımız olsa keşke.

    ha yine çıkar şimdi, ''sneijder'in, muslera'nın, podolski'nin satılmasına hazır olun'' cular. siz insanların kalplerini art niyetle okumaya, ve de bu kişilerin geçmişlerini görmezden gelmeye devam edin.

    sanki adama gel forvete geç dediler. yaşmış... peh!
  • 258
    alp yalman'ı yaşı nedeniyle eleştirenlere karşı, galatasaray tarihini bilmemekle suçlananlar, efsane kadronun kurucusu olduğunu iddia edenler, başkanların yaşlarını örnek verenler.

    yazar arkadaşlara önemli bir şeyi tekrar hatırlatmak istiyorum.

    arkadaşlar:

    bir yazarın görüşlerine katılmayabilirsiniz ama direkt onu hedef alarak entry giremezsiniz, girmemelisiniz. onun görüşlerini çürütmek için tarihi bilmemekle suçlamak, alay etmek yakışmıyor size. buradı tartışma platformu değil, burası sözlük. hiç mi tartışma olmayacak? olacak tabi ama çok az olacak, çok istisnai olacak. ayrıca;

    -suçlamadan
    -alay etmeden
    -hakaret etmeden yapılacak tartışmalar.

    aslında herkes düşünce ve fikirlerini bilgi temelli serdetmeli. bizi doksanlı yılları bilmemekle eleştirenler derwall'i alp yalman'ın getirdiğini zannediyorlar. ali uras'ı burada saygı ve rahmetle analım. (karl hainz feldkamp'ı ikna edip galatasaray'a gönderen de bizzat derwall'in kendisidir) ama burası tartışma platformu değil ki bunları yazalım ya da tartışalım.

    alp yalman galatasaray başkanlığı yapmış, daha sonra da aday olmuş kaybetmiş bir eski başkandır ve şu anda üstlendiği görev açısından yaşlıdır. başkan olsa yine kabul edilebilir ama, sportif direktör ne alaka.

    dursun özbek onu, seçimli olağanüstü kongre isteyenlere karşı getirdi. yani onun üst aklına ihtiyacı olduğundan değil. üstelik;

    bir spor kulübünü tek adamın aklıyla yönetmek orta çağda kalmıştır. artık ekip aklı ön plandadır. ekip aklı, kurumsal akıl karşısında tek adam aklıyla hareket eden kulüpler ve kurumlar gömülürler. bundan kurtuluş yoktur.

    bana göre alp yalman gibiler perde arkasında olmalı. icraatı yapacak olanlar daha enerjik olmalı. futbolcularla, sporcularla yakın ilişki kurabilmeli, spor dünyasını yakından takip edebilmeli, sosyal medya ve iletişim dünyasını iyi bilmeli ve iyi kullanabilmeli, futbol marketingini yutmalı, dünyanın her ülkesini takip edip haberdar olabilmeli. bunları alp yalman yapabilir mi? belki bilgisayar kullanırken bile zorlanan bir dededen bahsediyoruz.

    bir de alp yalman aleyhtarı olmak değildir ki konu. bu alp yalman'ın kişiliği ile ilgili değildir. genel gerçekler ve rekabet dünyasının değişmez kurallarıdır.

    iletişim okuryazarlığı denilen bir husus var. aceba bu dede bu açıdan okuryazar mıdır?

    örneğin;

    brezilya liginden kaç takım, kaç futbolcu tanıyor, kaç menejerlik firması biliyor. arjantin, uruguay, şili, afrika ülkeleri ve daha neler neler. bunların kaçını biliyor ki bu konularda inisiyatif alıp kararlar verebilsin.

    bıraktım futbol dünyasını şunu bunu, bilmeleri gereken sponsor dünyasından bile bihaberler. haberleri olsa iki yıldır galatasaray doğru dürüst bir forma reklamı alamıyor ona bir ilaç olurlardı.

    arkadaşlar söyletmeyin insanları. bırakın alp yalman'a duyduğumuz saygı iyice yok olmasın. bir tek galatasaray marşını ya da tezahürat formatını bilmeyen, transferi otel işletmeciliği zanneden dursun özbek'e payanda olmak yakışmıyor kendisine.

    ünal aysal da hiç tasvip etmediklerindendir onu da anti parantez belirteyim.
  • 259
    net şekilde ipleri dursun özbek'in elinden alma hamlesi.

    nasıl tayyip partinin başına canı kimi isterse onu koyuyor... bu da öyle. çünkü dursun özbek beceremedi. becerememeyi bile beceremedi. o derece beceremedi. e kimse elini taşın altına sokmayınca ciddi bir başkan adayı da çıkmadı. haliyle seçim istendiği halde olmadı. bizim inan kıraç ve diğer derinler de gölge yönetimde karar kıldılar.

    alp yalman dönemini az biraz hatırlarım.
    futboldan anlar. doğru hamleleri yapmaktan çekinmez. hemen sonuç alamayacak olsa da yatırımını yapar. kulübün ekonomisi kendisi döneminde son defa olarak döndürülebilir seviyedeydi. bir nevi hakkı hiç bir zaman teslim edilmemiş, osmanlı'nın en vizyoner padişahı yavuz sultan selim gibiydi... çalıp çırptığını da görmedim. ancak kendisi döneminde yanılmıyorsam fenerbahçe başkanı metin aşık'tı. hala gruplar hakimdi camiaya. aziz yıldırım seçilene kadar ard arda 2-3 başkan değiştirdiler. biz kadıköy'de kazanabiliyorduk. değişmeyen tek şey mayıslar o zaman da bizimdi. maçlar trt'den yayınlanıyordu... ilk özel kanal star 1'di* ve maç yayınlarını almıştı. şifre yoktu fakat star da her yerden çekmiyordu. mesela bizim yan apartmandaki resim atölyesinden çekiyordu, bizim evden çekmiyordu. orda izliyordum ilhami amca ile maçları. kosecki, tanju falan vardı futbol piyasasında. hatta kosecki'nin ilk defa gol attığı maçı yanılmıyorsam balıkesirspor'aydı ilhami ercivan resim atölyesi'nde izlemiştim. hey gidi balıkesir'in novak ve araskiyevic ile ligin tozunu atan anadolu kulübü olduğu dönemler. bir maçta 2 gol atmıştı kosecki. yanlız burada moderasyon bokunu çıkarmasın maç tarihi veremiyorum. fenerbahçeli hıdır bakkal vardı hemen ilhami amca'nın atölyesinin yanında. ne biçim trabzonluysa... gazetelerin spor sayfalarına da oradan bakıyordum. iyi sinir ederdim puştu. oğlu özdeyiş'le her gün maç yapardık. babasından aldığım plastik yumurta toplarla. her seferinde en az 2 topu gül dikenine kurban verirdik. biz de salakmışız. gül ağacını kale direği yapmak ne amk? düşün ki neuthatel xamax zaferi bu gün uefa kupasına olduğumuzdan daha yakındı.

    o zamandan bu zamana futbol çok değişti. özdeyiş çok değişti. ilhami amca toprak oldu, allah rahmet eylesin, türkiye çok değişti.

    ben fenerbahçe şike yapmadı diyen adamın galatasaray'da işi olmadığını düşünüyorum. ama bir şekilde katlanıyoruz. bakalım başarabilecek mi?
    kendisi döneminde falco götz, stumpf transfer edilmişti. 3 yabancı kuralı vardı. gazetelerde boy boy eleştiri çıkıyordu. defansa yabancı transfer edilir mi, bizim defans oyuncularımızın nesi eksik. 3 yabancı hakkından 2'sini bu bölgeye kullanmak sezonu çöpe atmaktır diye. hıncal uluç da bu modaya dahildi hatta. kalli'yi korkaklıkla suçluyordu. o çok değişmedi galiba. sabah'ta yanılmıyorsam salı günleri köşesinde futbol yazıyordu o zamanlar. ama alp yalman fucking turkish mentality'e uymadı. kalli'yi dinledi, defansın önemini kavradı ve stumpf ile götz'ü takıma kattı. hala söylerim bülent ve popescu'dan başka galatasaray öyle iyi bir defans ikilisi görmedi. hele götz şu an en az 10 milyon eu'luk bir oyuncu olurdu. çok meziyetliydi. zamanında bundesliga'da gol kralı olmuş adamdı. mükemmel bir liberoydu. evet o dönem sarkık libero oynanıyordu ama biz stumpf ve götz'le birlikte 3'lü alan savunmasına geçmiştik. bülent korkmaz da 3'lünün son halkasıydı. zaten bu oyuncularla oynamanın tecrübesi kendisinin fatih terim zamanında gönderilmek üzereyken mükemmel bir stopere evrilmesine neden oldu.

    velhasıl bekleyip görelim. galatasaray mevcut yönetim modellerinin hiç biriyle devam edemez. içinden çıkılmayacak bir durumda değiliz. ancak usta bir kaptan lazım. dursun özbek'in gemiyi karşısına çıkacak ilk çakıl taşına çarpıp batıracağı kesin. alp yalman'dan ise emin değilim. şansı yaver giderse, kendini yenileyebildiyse eskiden vizyonu genişti, bir şeyler başarabilir.
  • 260
    daha once yazmistim niteliksiz diye silinmis. sanirim sebeplerini yazmamisim ondan.

    kendisi baskan oldugu donemde yurdesen karahasan, adnan polat gibi yoneticiler vardi. hersey ekip isiydi.

    dikkat edin mutlaka guclu bir yonetim vardir galatasaray'in basarili oldugu donemlerde. 1 kisinin borusu ottugunde isler genelde sarpa sarar. rekabet oldugunda bireyler kendilerini kanitlamak istediklerinde buyuk basarilar da gelir. adnan polat, ergun gursoy, ali durust, adnan ozturk yoneticilik yapmislar, bunlarin 2 tanesinin ayni anda is yaptiklari donemde basarilar gelmis.

    alp yalman hamlesi ise darbedir. dursun ozbek projesi de bir darbe idi. kulup guney amerika gibi erken kalkanin darbe yaptigi bir ortamda.

    peki ne olacak? alp yalman, inan kirac'in camia'yi pispislamak icin sah'in onune cektigi bir piyon. alp yalman kendini atese atmayacaktir o da bir piyon bulacaktir diye dusunuyorum. amac ne peki?

    terim'in camiada tepki toplayacak hamlelerini yapmak olabilir. mesela sabri'nin sozlesmesi gibi isleri, belki de yipranmak umrunda olmayan alp yalman ya da kafasi calisiyorsa piyonu hallederek tepki toplayacak ve tepkiler uzerine terim sozum ona ortaya el koyacaktir.

    terim'den iktidar baskisi ile galatasaray baskaninin onerdigi sozlesmeyi "birilerini memnun etmek icin sozlesme imzalamayacagiz" diyerek reddedip kendini kovdurdugundan beri hazetmiyorum. benim camia icerisinden duydugum terim'le koordinatorluk ya da sportif direktorluk konusunda anlasildigi.

    simdi dusunuyorum da belki de dursun'un terim hamlesi bir karsi darbedir. bu da ihtimal dahilinde.

    sonuc olarak alp yalman ne yasi ne de sike konusunda gostermis oldugu kalitesizligi ile bence basari gosterecek capta degil. yapilan hamle tamamen politik ve planlamadan uzak. galatasaray'da kimse ne yaoacagini bilmiyor. finanstan anlayan adam yok. planlamadan anlayan adam yok. varsa yoksa taraftar gazlamaca ve yapilan siktiriboktan hamleleri suslemece.

    ben 5 senedir ilk defa bu sene almicam kombine. artik 1 sene daha ne metro guvenligi ne beyaz giysili set ustu maymunlarini ne sabri'yi ne terim'i ne de terim'in teknik direktor olarak atayacagi ve onun kahrini cekebilecek hasan hamza bulentvari bir fasisti cekecek halim ve midem yok.

    allah cumlemize sabir versin.
  • 274
    aysal'ı ilah eden zihniyetin yaş üzerinden aklı sıra taşşak geçtiği galatasaray'a emeği ve birikimi çok büyük olan eski başkan. ünal aysal ile aralarında gerçekten 1 yaş var. korkmayın bunu öğrenmekten buraya dede dede dede diye flood yapacağınıza iki tık yapıp ikisininde yaşlarına bakın sonra gelin burada boş muhabbet yapın. aysal'a dilenenlerin bu adama yaşı üzerinden laf çakmakları gerçekten trajikomik. bazı şeyleri bilmeniz için illa o dönemde yaşamanız gerekmiyor bilgi çağındayız her şeye en basit yoldan internette iki tık yaparak ulaşabilirsiniz. çok yazık. değer yok ederek değer kazanamazsınız. biz bunu bir öğrenemedik gitti.
  • 275
    liseli dedelerden değildir. taraftarlar tanımayıp dalga geçmekte şu anda. kendisinden önce galatasaray lisesi mezunu olmayıp da başkan olan biri muhtemelen yoktur. bu adam 90'ların başında başa geçip ülke futboluna ve özellikle galatasaray'a vizyon katmıştır. öncesinde de yönetimde yer almıştır. derwall'i, feldkamp'ı türkiye'ye getirdi lan adam manyak mısınız?

    14 yıllık hasretin sona ermesinde büyük pay sahibi, sonrasında başkan olmuş takıma bambaşka bir kimlik katmış, kulüp şaha kalkmadan önce gerekli adımları atıp altyapıyı oluşturmuş, derwall feldkamp gibi tarihimizin en yabancı hocalarını takımın başına getirmiş, haklı olarak övüp durduğumuz alman ekolünü takıma yansıtmaya çalışan, robert koleji mezunu, lozan üniversitesi mezunu adamla dalga geçiyorsak kapatıp gidelim bence.

    şimdi internet çağında iletişim çağında ahkam kesmek kolay. buyrun 80'lerde 90'larda erişebilirlik düşükken yapabilin bunları. alp yalman'ın kulüpte görev aldığı ilk zamanlar ülkede futbol yönetimi komedi gibiydi. ulan milli takım yarı sahayı geçince sevinen insanlardık.

    dursun'a da duygun'a da 50 kere tercih ederim kendisini. farkında mısınız bilmiyorum bu adam duygun yarsuvat'la olan seçimde liseliler yine toplaşıp bir liseliye oy verdiği için seçim kaybetti. öyle dedelerden değil bu adam.

    ha yaş konusuna gelirsek. ünal aysal'dan 1 yaş büyük muhabbetine girmeyeceğim. yaşlı olduğu kesin. adam 20 sene önce emekli oldu desek yeri. yine de şimdiki yönetime bakınca ölüsü yeter bu adamın.

    sadece göreve geldiğinden beri yapılan hamlelere bakarak da bir anda vizyon konusunda sınıf atladığımızı görebilirsiniz:
    alex song
    moussa dembele

    bak daha 1 hafta olmadan 8 haziran'dayken song ve dembele için uğraşıyoruz. dembele'de ilerleme kaydedildiğini söylüyor ntvspor gibi kaynaklar. bu adam öyle sezon sonunda bakarız kafasında değil. bitirebilirse daha haziran'ın 10'undan transferleri gerçekleştirmeye başlamış olacağız. eminim ki bu adama gerekli kaynak sağlanırsa yakın zamanda transferleri bitirmeye başlarız. öyle ertelemeye uzatmaya falan sıcak bakmaz.

    teknik direktör konusunda da kime ne zaman sabredeceğini bilen ve sabredebilen ilk adamlardan. derwall ilk senesinde şampiyon olamamıştık. o zamanlar büyük(!) takımlar için 2. olmak direkt kovulmak demekti desek yeridir.

    istemiyorsanız da beğenmiyorsanız da düzgün bir şekilde, bu adam 20 sene önce emekli oldu önceki halinden eser yoktur bence, zamanında şunları bunları kötü yapmış istemiyorum falan deyin. halı saha maçındaki fotoğrafı üzerinden dalga geçmek nedir? ulan o yaşta halı saha maçına çıkabilmek başlı başına büyük olay. genelde zaten dalga geçecek yer aranıyor, sonra toplum içinde rahat davranamamaktan şikayet ediliyor. hep aynı hikaye.

    yeni görevine getirilmesine çok sevindiğim eski başkan. galatasaray için büyük adam ve fikir önderiydi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın