13
yanlış yapılıyor. sağduyuyla bir gerekçe okumak isteyenler için yazıyorum. dileyen şovunu yapmaya devam etsin.
- siyasetle sporun kesiştiği alanlar var. dolayısıyla sözlükte bunlara yer verildi, veriliyor. mesela stadımızın açılışına gelen eski bir bakanın hadsiz sözleri. ya da siyasiler tarafından başta stad olmak üzere galatasaray'a verilen bazı sözler tutulmazken fener'e iltimas geçilmesi.
- ülkede kamplaşmaya yol açmış toplumsal olaylar üzerinden siyaset tartışmak ise sakıncalı. çünkü ünal aysal'ın dediği gibi "20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi". tamam rakam bir dil sürçmesi ama 20 milyon taraftarımızın %50'si akp'ye oy verdi.
- gezi parkı protestolarını herkes aynı şekilde okumuyor. beğenin ya da beğenmeyin bu ülkenin %50'si gündemia haber'den takip ediyor. o kanalda da bildiğiniz gibi gezi'nin ortaya çıkış sebebi olmayan fakat bundan nemalanmak isteyen iç ve dış mihraklar (pkk'sından otpor'una) olayın mimarı gibi gösteriliyor. yine bu havuz medyasından yayılan bildiğimiz camiye ayakla girdiler, içki içtiler iddiaları var. bakın, bu taciz iddiasını geçiyorum, her iki ihtimal de çok çirkin. yani yalan olma ihtimali de gerçek olma ihtimali de inanılmaz çirkin. neyse iktidarın yapmak istediği çok basit. eski toplumsal reflekslerle konuyu laikçi-islamcı tartışması olarak gösterip %50'yi tekrar avucuna almak. bunu da kısmen kemalistlerin olayı laiklik eksenine taşıması sayesinde başardılar. şimdi soruyorum sözlük olarak biz bu kamplaşmaya neden meze oluyoruz?
- son bir şey. eğer gerçekten toplumsal olaylar gündemleştirmenin bir fayda getireceğine inanıyorsanız soma örneğine bakın. gezi parkı protestoları gibi burjuva(u: bu bir tahkir değil. gezideki kentli seküler toplumsal sınıfı tarif için kullanıyorum.) eylemleri değildi. eylem falan da değildi ya neyse. bu ülkede gerçek anlamda sesi duyulmayanlar, kendini ifade edecek enstrümana(u: sadece medya gibi bir şey değil. eylem grev gibi tepkiler zihinsel şemalarında da yok) sahip olmayan onlarca madenciyi kaybettik. devamında ne oldu? iktidar sorumluluğu üstlenip mahcubiyetini dile getirmedi. zeytinyağı gibi üste çıktı. muhaliflere "suistimal ediyorsunuz" ithamını yaptı. konu kapandı gitti. bakın, bu ahlaki rezalettir. iktidarım sarsılmasın diye bu ülkenin en zavallı insanlarını umursamamaktır. hem de bu insanlar herhangi bir politik görüşten dolayı marjinalleştirilip mitingde ıslıklatılacak profilde de değil. çünkü farkı olsalar bile, gezi'deki gibi kendini ifade edebilen insanlar değillerdi. her anlamda toplumun en yoksul kesimlerinde yer alıyolarlardı. malum, ekmeğinin derdinde olan garibanlar kampüs solcuları gibi o miting bu miting koşamıyor her yere. şimdi, bu konu bile kamplaşmaya yol açıyorsa sözlükte "genel siyaset" konuşmanın ne anlamı var söyleyin. allah ıslah etsin, ne diyeyim.
- siyasetle sporun kesiştiği alanlar var. dolayısıyla sözlükte bunlara yer verildi, veriliyor. mesela stadımızın açılışına gelen eski bir bakanın hadsiz sözleri. ya da siyasiler tarafından başta stad olmak üzere galatasaray'a verilen bazı sözler tutulmazken fener'e iltimas geçilmesi.
- ülkede kamplaşmaya yol açmış toplumsal olaylar üzerinden siyaset tartışmak ise sakıncalı. çünkü ünal aysal'ın dediği gibi "20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi". tamam rakam bir dil sürçmesi ama 20 milyon taraftarımızın %50'si akp'ye oy verdi.
- gezi parkı protestolarını herkes aynı şekilde okumuyor. beğenin ya da beğenmeyin bu ülkenin %50'si gündemia haber'den takip ediyor. o kanalda da bildiğiniz gibi gezi'nin ortaya çıkış sebebi olmayan fakat bundan nemalanmak isteyen iç ve dış mihraklar (pkk'sından otpor'una) olayın mimarı gibi gösteriliyor. yine bu havuz medyasından yayılan bildiğimiz camiye ayakla girdiler, içki içtiler iddiaları var. bakın, bu taciz iddiasını geçiyorum, her iki ihtimal de çok çirkin. yani yalan olma ihtimali de gerçek olma ihtimali de inanılmaz çirkin. neyse iktidarın yapmak istediği çok basit. eski toplumsal reflekslerle konuyu laikçi-islamcı tartışması olarak gösterip %50'yi tekrar avucuna almak. bunu da kısmen kemalistlerin olayı laiklik eksenine taşıması sayesinde başardılar. şimdi soruyorum sözlük olarak biz bu kamplaşmaya neden meze oluyoruz?
- son bir şey. eğer gerçekten toplumsal olaylar gündemleştirmenin bir fayda getireceğine inanıyorsanız soma örneğine bakın. gezi parkı protestoları gibi burjuva(u: bu bir tahkir değil. gezideki kentli seküler toplumsal sınıfı tarif için kullanıyorum.) eylemleri değildi. eylem falan da değildi ya neyse. bu ülkede gerçek anlamda sesi duyulmayanlar, kendini ifade edecek enstrümana(u: sadece medya gibi bir şey değil. eylem grev gibi tepkiler zihinsel şemalarında da yok) sahip olmayan onlarca madenciyi kaybettik. devamında ne oldu? iktidar sorumluluğu üstlenip mahcubiyetini dile getirmedi. zeytinyağı gibi üste çıktı. muhaliflere "suistimal ediyorsunuz" ithamını yaptı. konu kapandı gitti. bakın, bu ahlaki rezalettir. iktidarım sarsılmasın diye bu ülkenin en zavallı insanlarını umursamamaktır. hem de bu insanlar herhangi bir politik görüşten dolayı marjinalleştirilip mitingde ıslıklatılacak profilde de değil. çünkü farkı olsalar bile, gezi'deki gibi kendini ifade edebilen insanlar değillerdi. her anlamda toplumun en yoksul kesimlerinde yer alıyolarlardı. malum, ekmeğinin derdinde olan garibanlar kampüs solcuları gibi o miting bu miting koşamıyor her yere. şimdi, bu konu bile kamplaşmaya yol açıyorsa sözlükte "genel siyaset" konuşmanın ne anlamı var söyleyin. allah ıslah etsin, ne diyeyim.