15
sıkça medya tarafından gündeme getirilen, bu olgunun gerçekte galatasarayımızda olup olmadığı sorunsalı üzerine varoluşçu ya da "ben aslında yoğum biliin mi?" tadında denemelere(!) konu olan medya hedesidir, rambo okanıdır.
bana vefa dendiğinde aklıma taze noktalanan istanbullu günlerim geliyor. beyazıt geliyor, lisansı okuduğum yerler geliyor... orada küçük, sevimli bir semt vardı. vefaspor orası geliyor. sonra onun bir de bozacısı vardı. tarihi vefa bozacısı diye... işte en çok o yer geliyor aklıma sözlük. orada bir kupa vardır. gidenler bilir. o nezih mekanın tepesinde bir yerlere asılı. girişte sağ yanınızdaki duvarda kalır hatta. mustafa kemal atatürk bir yudum boza içmiştir ondan, oranın sahibi de yıkamaya kıyamadan dudaklarının iziyle camlatıp muhafaza altına alıp mekanına asmıştır onu. onun gurur duyduğu bir şeydir çünkü...
ben bu "vefa" ile vefa mevzusunu böyle bağlantılı bir halde düşünüyorum iş galatasaray'a geldiğinde. bizim ahlak ve insani vasıflar çıtamız öylesine yüksek ki, ancak o vasıflara sahip olduğuna aklen ve vicdanen inandığımız kişileri oralara çıkartıyoruz.
bana sorarsanız yapılan yanlışların içinde doğru olan şeylerden biri bu. herşey iyi olsaydı kötüyü nereden bilecektik? bu yüzden galatasaray'ın ilk onbirinin ne olacağını net olarak veremeyen bir medyanın içişleri ile ilgili kamuoyunda olumsuz kestirimlere yol açacak türden haber yapmasını etik bulmuyorum. en azından iş ahlakı açısından.
bana vefa dendiğinde aklıma taze noktalanan istanbullu günlerim geliyor. beyazıt geliyor, lisansı okuduğum yerler geliyor... orada küçük, sevimli bir semt vardı. vefaspor orası geliyor. sonra onun bir de bozacısı vardı. tarihi vefa bozacısı diye... işte en çok o yer geliyor aklıma sözlük. orada bir kupa vardır. gidenler bilir. o nezih mekanın tepesinde bir yerlere asılı. girişte sağ yanınızdaki duvarda kalır hatta. mustafa kemal atatürk bir yudum boza içmiştir ondan, oranın sahibi de yıkamaya kıyamadan dudaklarının iziyle camlatıp muhafaza altına alıp mekanına asmıştır onu. onun gurur duyduğu bir şeydir çünkü...
ben bu "vefa" ile vefa mevzusunu böyle bağlantılı bir halde düşünüyorum iş galatasaray'a geldiğinde. bizim ahlak ve insani vasıflar çıtamız öylesine yüksek ki, ancak o vasıflara sahip olduğuna aklen ve vicdanen inandığımız kişileri oralara çıkartıyoruz.
bana sorarsanız yapılan yanlışların içinde doğru olan şeylerden biri bu. herşey iyi olsaydı kötüyü nereden bilecektik? bu yüzden galatasaray'ın ilk onbirinin ne olacağını net olarak veremeyen bir medyanın içişleri ile ilgili kamuoyunda olumsuz kestirimlere yol açacak türden haber yapmasını etik bulmuyorum. en azından iş ahlakı açısından.