377
sıradan bir tribün simasının aksine tüm ülkede, hatta dünyadaki galatasaraylıların abisi olmayı başarmış; "galatasaray için bir taşı kaldırıp bir adım öteye koymak bile bir emektir" diyen ve bu görüşünü fikriyattan öte gerçeğe de yansıtmayı başarabilen bir güzel ademoğlu idi. şimdilerde burun kıvırdığımız ve "kim ulan bunlar" tavrında olduğumuz tayfaya da, zaman içinde küstürülüp tribünde birer köşeye savrulmuş olan tribüncülere de, türkiye'nin filanca ilinden kalkıp hayatında ilk defa maça gelmiş hiç tanımadığı insanlara da aynı mesafe ve samimiyetle ilgilenecek kadar büyük bir sevgiye sahipti. yokluğunda tribün anlamında yaşanan olumsuzlukların birincil sebebi sevgisizlik ve tahammülsüzlüktür. koca bir camiaya, binbir ilgisizlik ve vefasızlık içinde bakımevi köşelerinde ölümü bekleyen nice galatasaray efsanelerine, atıyorum ankara'nın bir ilçesindeki ilkokul çocuklarına, istanbul'da çorak kalmış bir tepeye; herkese ve herşeye yetecek kadar sevgi ve hoşgörü doluydu. bireysel ve toplumsal anlamda en çok eksikliğini hissettiğimiz iki duyguyla böylesine bezenmiş, adeta hepimizden arta kalan bütün bu duyguları kendinde toplamış bir süper kahraman gibiydi.
(bkz: alpaslan dikmen sanki süpermen sanırsın batman halbuki heman)
yalnız eğer ki "kemikleri sızlatmak" deyiminin az biraz bile gerçeklik payı varsa bu güzel adam yattığı yerde spin atıp duruyordur muhtemelen...
(bkz: alpaslan dikmen sanki süpermen sanırsın batman halbuki heman)
yalnız eğer ki "kemikleri sızlatmak" deyiminin az biraz bile gerçeklik payı varsa bu güzel adam yattığı yerde spin atıp duruyordur muhtemelen...