7962
kesinlikle hamzaoğlu romantiği değilim. tam olarak neyin sebep olduğunu algılayamadığım bu linç kültürü sosyal medyanın ve mevcut toplumların en büyük problemi bence. "senin ne söylediğinden çok benim ne anladığım önemli" varsayımı ile yürüyor tüm iletişimler. velhasıl asıl konuya gelirsek, bu başarısızlıkta önemli pay sahibi olduğunu düşündüğüm hamza'nın ara dönemde şu halleri görmeden kovulmasını büyük hata olarak görüyorum. bence sezon sonuna kadar kulübün başında kalmalıydı ve şu hallere düştüğümüzde evet taraftar haklıymış diyecek hale gelişini görmeliyidik. hamza'nın gidişi asla bir kurtuluş olmadı, başkalarının gidişi de kurtuluş olmayacak. anlamadığım bunu yazar arkadaşların çoğunun nasıl fark edemediği konusu. hamza'yı kondisyon ve altyapı konusunda eleştiririm, seçimler ve kadro konusuna gelince yerine gelenlerin çok farklı tercihler yapmadığını görüyoruz. problemin temeli yalan söylemekte beyis görmeyen başkan ve onun yönetimidir ve asli olarak onların güç alarak çıktıkları çürümüş kongrelerdir.
şu sözlükte dursun özbek'i savunabilecek bir kişi yoktur sanırım, tüm ülke kulüplerini içine alan bir değerlendirmede bile en kötü idareci olarak çıkacaktır. (bu kadar leş bir adamın kendi şirketini nasıl buralara getirdiği konusu da her şey hakkında fikri olan bizlere dert olsun.)
adam her sıkıştığında taraftar tepkisinden korkup birisini yem olarak attı, bu konuda çok istikrarlı:
1. transfer sezonunda yaşanan iletişim kazaları ve ibra bombasından sonra ilk olarak tanman'ı uçurdu. (sebep : taraftar tepkisi)
2. hamza'yı en gönderilmeyecek zaman, milli maç arasının bitiminde gönderdi. (sebep: umut sahiplenmesinin oluşturduğu taraftar tepkisi)
3. yüksek maliyetle getirdiği mustafa denizli'yi transfer yalanları ile kandırıp başarısız sonuçlar karşında oluşan kamuoyu baskısını yumuşatmak adına "hocamızın arkasındayız" minvalinde ne yazılı ne sözlü bir açıklama yapmadı. hatta dedenin gerekirse giderim sinyali çaktığı anlarda bile dur bir dk ne oluyor hocam bile çekmeyerek istifa edersen kabul ederiz subliminal mesajını hem bize hem hocaya iletti. sonuç ortada. (sebep: yine taraftar tepkisi)
arada cenk ergün muhabbeti var. onu saymıyorum. bu adam başarısızlıkta sürekli futbol idari yönetimini ateşe atarak asla, sahip çıkmayarak çok güzel bir şekilde taraftarın tepkisini yumuşattı. başarısızlıkta yöneticinin gideceğini bilseniz, size hesap soran kimse olmasa siz çalıştığınız işletmelerde nasıl performans sergilerdiniz bir düşünün.
gelelim asıl konuya hamza'nın hatalarına: ne zaman ne söyleyebileceğini nasıl bir takım kurgusu yapması gerektiğini yönetime hesap vererek ve daimi olarak haber vererek ilerlemesini sağlayacak kişi onun yöneticisidir. yoksa elemanı çayıra salıp, hiç bir uyarı yapmayıp sonra sen gevşeklik ettin, o dereden niye su içtin diye adam kovulmaz. kuralları, kaideleri, yasak bölgeleri, hedefleri yönetim belirler. "elemanlar" bu doğrultuda kendilerine çizilen rolde işlerini yaparlar. kimsenin yakasına yapışıp "bana saygı duymalısın" diye bağırarak kendine saygı duydurtamazsın. bunu hal, hareketler ve davranışların ile doğal yollardan sağlamalısın. hamza dursun'u iplemediyse bunun suçlusu o ağırlığı koyamayan özbek'tedir.
gelelim sonuca eldeki kurşunlar bitti, asılacaklar asıldı, artık taraftarın gazını alacak kurban kalmadı, bıçak kendilerine dokununca ne demeye başladılar. aklı-selim genel kurul üyeleri tarihin en büyük katılımıyla gerçekleşen kongrede bizi ibra ettiler, taraftar hiç rasyonel düşünmüyor, biz genel kurula bakarız, işimizi yaparız.
tekrar ediyorum keşke hamza kalsaydı şu sezon sonunu görseydi "haklıymışsınız, özür dilerim!" diyerek istifa etseydi. özürcü hamza'ya yakışan bir şekilde gitseydi.
şu sözlükte dursun özbek'i savunabilecek bir kişi yoktur sanırım, tüm ülke kulüplerini içine alan bir değerlendirmede bile en kötü idareci olarak çıkacaktır. (bu kadar leş bir adamın kendi şirketini nasıl buralara getirdiği konusu da her şey hakkında fikri olan bizlere dert olsun.)
adam her sıkıştığında taraftar tepkisinden korkup birisini yem olarak attı, bu konuda çok istikrarlı:
1. transfer sezonunda yaşanan iletişim kazaları ve ibra bombasından sonra ilk olarak tanman'ı uçurdu. (sebep : taraftar tepkisi)
2. hamza'yı en gönderilmeyecek zaman, milli maç arasının bitiminde gönderdi. (sebep: umut sahiplenmesinin oluşturduğu taraftar tepkisi)
3. yüksek maliyetle getirdiği mustafa denizli'yi transfer yalanları ile kandırıp başarısız sonuçlar karşında oluşan kamuoyu baskısını yumuşatmak adına "hocamızın arkasındayız" minvalinde ne yazılı ne sözlü bir açıklama yapmadı. hatta dedenin gerekirse giderim sinyali çaktığı anlarda bile dur bir dk ne oluyor hocam bile çekmeyerek istifa edersen kabul ederiz subliminal mesajını hem bize hem hocaya iletti. sonuç ortada. (sebep: yine taraftar tepkisi)
arada cenk ergün muhabbeti var. onu saymıyorum. bu adam başarısızlıkta sürekli futbol idari yönetimini ateşe atarak asla, sahip çıkmayarak çok güzel bir şekilde taraftarın tepkisini yumuşattı. başarısızlıkta yöneticinin gideceğini bilseniz, size hesap soran kimse olmasa siz çalıştığınız işletmelerde nasıl performans sergilerdiniz bir düşünün.
gelelim asıl konuya hamza'nın hatalarına: ne zaman ne söyleyebileceğini nasıl bir takım kurgusu yapması gerektiğini yönetime hesap vererek ve daimi olarak haber vererek ilerlemesini sağlayacak kişi onun yöneticisidir. yoksa elemanı çayıra salıp, hiç bir uyarı yapmayıp sonra sen gevşeklik ettin, o dereden niye su içtin diye adam kovulmaz. kuralları, kaideleri, yasak bölgeleri, hedefleri yönetim belirler. "elemanlar" bu doğrultuda kendilerine çizilen rolde işlerini yaparlar. kimsenin yakasına yapışıp "bana saygı duymalısın" diye bağırarak kendine saygı duydurtamazsın. bunu hal, hareketler ve davranışların ile doğal yollardan sağlamalısın. hamza dursun'u iplemediyse bunun suçlusu o ağırlığı koyamayan özbek'tedir.
gelelim sonuca eldeki kurşunlar bitti, asılacaklar asıldı, artık taraftarın gazını alacak kurban kalmadı, bıçak kendilerine dokununca ne demeye başladılar. aklı-selim genel kurul üyeleri tarihin en büyük katılımıyla gerçekleşen kongrede bizi ibra ettiler, taraftar hiç rasyonel düşünmüyor, biz genel kurula bakarız, işimizi yaparız.
tekrar ediyorum keşke hamza kalsaydı şu sezon sonunu görseydi "haklıymışsınız, özür dilerim!" diyerek istifa etseydi. özürcü hamza'ya yakışan bir şekilde gitseydi.