30
bunu bende yaptım. hatta öyle bir kariyer çizdim ki kendime hem ben tarihe geçiyorum hem galatasaray.
aşağıda okuyacağınız yazı tamamen hayal ürünüm olup gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.
- önce k.erciyesspor'da futbola başlıyorum. henüz 16 yaşımda iken ptt 1.ligin son haftalarından başlamak üzere şans buluyorum. son 4 maçta forma giyiyorum ve 4 maçı 7 gol 1 asistle tamamlayınca dikkatleri üzerime çekiyorum. ertesi yıl erciyesspor'un en önemli oyuncularından biri olarak sezona başlıyorum.
- sezon başlarında yaşım gereği oyuna genelde sonraları giriyorum. ama hiç boş geçmiyorum bu şansları. girdiğim her maçta sonuca etki edecek işler yapıyorum. goller atıyorum, asistler yapıyorum.
- derken artık ilk 11 oyuncusu oluyorum. ilk yarının son haftalarında aldığım formayı kimseye kaptırmıyorum. devre arası kampında timuçin beyazıt disiplinsiz davranışları nedeniyle kadro dışı kalıyor. ama kaptan oydu. o gidince yeni kaptan kim olsun diye düşünülmeye başlanıyor. hocamız mustafa uğur çok büyük bir risk alıyor ve beni yanına çağırıyor. "gel baalım yavrım, saaa gaptanlık bazıbangdını vireceem. emme şımarmak yok taaam mı oolum" diyor. bende en ufak bir kibir alameti yok. ve "tabi hocam. sen merak etme" diyerek bu ulvi görevi devralıyorum. takımda herkes beni seviyor. aman allah'ım çok sempatiğim. takımı kurtarıyorum her maç, nasıl sevmesinler.
- bu arada ben lise sondayım. bir yandan lys falan da var. ama neyse işte çalışıyorum ona da. sevdiğimde bir kız var. tabi bu hayalde beraberiz. fenerli ama olsun ne yapalım. seviyoruz birbirimizi. onu her hafta uyarıyorum. "aşkım cumartesi saat 3'te filan takımla maçımız var. trt spor'da. izle beni" diyorum. o da beni gururla izliyor. babası merak ediyor "bu kızın ne işi olur futbolla" diye ama babasına falan çaktırmıyor. "erciyessporumuzu destekliyorum babacım" diyerek geçiştiriyor. bende babasının da maçları izleme ihtimaline karşı attığım golleri sevdiğime ithaf edemiyorum. yapacak bir şey yok.
- neyse efenim, 2. yarı başlıyor. ben de gollerimle takımımı sırtlamaya devam ediyorum. bu arada türkiye kupasında da çeyrek finale kadar gelmişiz. aksilik beşiktaş'la eşleşiyoruz. statü tek maç. bjk'nın yeni stadında bunlara 3-2 çakıyoruz. tabi hat-trick yapıyorum. bütün spor medyası beni konuşuyor. fb ile anlaştı haberleri ayyuka çıkıyor. benim kızda memnun bu haberden. fenerli ya. çakaaaaaal. neyse bir yandan ligde zirvedeyken diğer yandan kupada yarı finalde de galatasaray'la eşleşiyoruz. bu turu da içim kan ağlaya ağlaya attığım gollerle 2-1'le geçip finalde fener'in rakibi oluyoruz.
- mayıs ayına gelindiğinde bitime 3 hafta kala ligi şampiyon bitirmeyi garantiliyoruz. kupada da konya'da fener'le oynadığımız finali yine benim gollerimle 4-3 kazanarak şampiyon oluyoruz. bütün basın benim peşimde. daha 17'sini bitirmemiş olan ben ki ptt 1.liginde de 25 maçta 40 gol atmışım zaten, kupada da 3 büyükleri yıkan adam olarak transfer gündemini 1 numarasındayım.
- haziran ayındaki lys'yi başarıyla atlatıyoruz. bu arada kızı da istemişim babasından o da vermiş. ikimizde 18 yaşını henüz doldurmadığımız için, mahkeme izniyle evleniyoruz. * tabi artık o da transfer konusunda söz sahibi oluyor. ısrarla fener'e gitmem gerektiğini söylüyor. ama ben "sus kadın! ne feneri, istanbul'a gideceksek bu yalnız galatasaray için olur" diyerek susturuyorum onu. ama galatasaray'da benle hiç ilgilenmiyor. kulübün başında dursun olacak o adam var ve "çok baaalı, alırsak uefadan ceza neyin yeriz" diyerek bu transfere sıcak bakmıyor.
- ama fener durmuyor abiler. aziz kah mahmut'u gönderiyor, kah ilhan eşşoğlu'nu. kulüpler kendi aralarında anlaşıyorlar orada sıkıntı yok. ama ben galatasarayımı bekliyorum. bir teklif yapsalar elimden geleni yapacağım ama hiç bakmıyorlar ki yüzüme. neyse kulüpler 25 milyon € bedelle anlaşıyorlar. hatta fener kap bildirimi bile yapıyor. ama ben anlaşmaya yanaşmıyorum. twitter'da "oynarsam galatasaray'da oynarım" diyerek spor gündemine bomba gibi düşen bir açıklama yapıyorum. bunu duyan galatasaraylı taraftarlar twitter'da `#dursunnotgivingiup'ıallanallahsız"` siye hastag açıyorlar. sözlükte falan müthiş br kamuoyu oluşuyor benle ilgili.
- dursun baskılara dayanamıyor. erciyes başkanı ile görüşüyor. ama erciyesspor "25 veren var başkan ne 3.5'u" diyerek dursun'un bu komik teklifini reddediyor. neyse araya adam falan giriyor ve galatasaray 15'e kadar çıkıyor. "bundan 1 kuruş fazla virmem" diyen dursun masadan kalkıyor. ben hemen araya girip erciyesspor başkanına "başkanım aradaki 10 milyonluk farkı ben vereyim" diyorum. bende para yok tabi. senet yapıyoruz. 5 yıl içinde o parayı vermem karşılığında bonservis problemini çözüyoruz.
artık galatasaray'dayım abiler. sneijder'den boşalan 10 numaralı formayı veriyor kulüp. ve 1 yılı opsiyonlu 45 yıllık mukaveleye imza atıyorum. benim kız çıldırıyor ama ben "aşkım galatasaray daha vefalı" diyerek esprimi yapıyorum. kız gülmüyor tabi. ha bu arada lys'de ikimizde türkiye'de ilk 10 bine giriyoruz. ben itü ingilizce mimarlığa giriyorum o da marmara hukuk'a. üniversite sorununu da çözdükten sonra tüm dikkatimi galatasaray'ın başarısına veriyorum. kampın neşe kaynağı oluyorum. çok uzadı ama böyle işte...
aşağıda okuyacağınız yazı tamamen hayal ürünüm olup gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.
- önce k.erciyesspor'da futbola başlıyorum. henüz 16 yaşımda iken ptt 1.ligin son haftalarından başlamak üzere şans buluyorum. son 4 maçta forma giyiyorum ve 4 maçı 7 gol 1 asistle tamamlayınca dikkatleri üzerime çekiyorum. ertesi yıl erciyesspor'un en önemli oyuncularından biri olarak sezona başlıyorum.
- sezon başlarında yaşım gereği oyuna genelde sonraları giriyorum. ama hiç boş geçmiyorum bu şansları. girdiğim her maçta sonuca etki edecek işler yapıyorum. goller atıyorum, asistler yapıyorum.
- derken artık ilk 11 oyuncusu oluyorum. ilk yarının son haftalarında aldığım formayı kimseye kaptırmıyorum. devre arası kampında timuçin beyazıt disiplinsiz davranışları nedeniyle kadro dışı kalıyor. ama kaptan oydu. o gidince yeni kaptan kim olsun diye düşünülmeye başlanıyor. hocamız mustafa uğur çok büyük bir risk alıyor ve beni yanına çağırıyor. "gel baalım yavrım, saaa gaptanlık bazıbangdını vireceem. emme şımarmak yok taaam mı oolum" diyor. bende en ufak bir kibir alameti yok. ve "tabi hocam. sen merak etme" diyerek bu ulvi görevi devralıyorum. takımda herkes beni seviyor. aman allah'ım çok sempatiğim. takımı kurtarıyorum her maç, nasıl sevmesinler.
- bu arada ben lise sondayım. bir yandan lys falan da var. ama neyse işte çalışıyorum ona da. sevdiğimde bir kız var. tabi bu hayalde beraberiz. fenerli ama olsun ne yapalım. seviyoruz birbirimizi. onu her hafta uyarıyorum. "aşkım cumartesi saat 3'te filan takımla maçımız var. trt spor'da. izle beni" diyorum. o da beni gururla izliyor. babası merak ediyor "bu kızın ne işi olur futbolla" diye ama babasına falan çaktırmıyor. "erciyessporumuzu destekliyorum babacım" diyerek geçiştiriyor. bende babasının da maçları izleme ihtimaline karşı attığım golleri sevdiğime ithaf edemiyorum. yapacak bir şey yok.
- neyse efenim, 2. yarı başlıyor. ben de gollerimle takımımı sırtlamaya devam ediyorum. bu arada türkiye kupasında da çeyrek finale kadar gelmişiz. aksilik beşiktaş'la eşleşiyoruz. statü tek maç. bjk'nın yeni stadında bunlara 3-2 çakıyoruz. tabi hat-trick yapıyorum. bütün spor medyası beni konuşuyor. fb ile anlaştı haberleri ayyuka çıkıyor. benim kızda memnun bu haberden. fenerli ya. çakaaaaaal. neyse bir yandan ligde zirvedeyken diğer yandan kupada yarı finalde de galatasaray'la eşleşiyoruz. bu turu da içim kan ağlaya ağlaya attığım gollerle 2-1'le geçip finalde fener'in rakibi oluyoruz.
- mayıs ayına gelindiğinde bitime 3 hafta kala ligi şampiyon bitirmeyi garantiliyoruz. kupada da konya'da fener'le oynadığımız finali yine benim gollerimle 4-3 kazanarak şampiyon oluyoruz. bütün basın benim peşimde. daha 17'sini bitirmemiş olan ben ki ptt 1.liginde de 25 maçta 40 gol atmışım zaten, kupada da 3 büyükleri yıkan adam olarak transfer gündemini 1 numarasındayım.
- haziran ayındaki lys'yi başarıyla atlatıyoruz. bu arada kızı da istemişim babasından o da vermiş. ikimizde 18 yaşını henüz doldurmadığımız için, mahkeme izniyle evleniyoruz. * tabi artık o da transfer konusunda söz sahibi oluyor. ısrarla fener'e gitmem gerektiğini söylüyor. ama ben "sus kadın! ne feneri, istanbul'a gideceksek bu yalnız galatasaray için olur" diyerek susturuyorum onu. ama galatasaray'da benle hiç ilgilenmiyor. kulübün başında dursun olacak o adam var ve "çok baaalı, alırsak uefadan ceza neyin yeriz" diyerek bu transfere sıcak bakmıyor.
- ama fener durmuyor abiler. aziz kah mahmut'u gönderiyor, kah ilhan eşşoğlu'nu. kulüpler kendi aralarında anlaşıyorlar orada sıkıntı yok. ama ben galatasarayımı bekliyorum. bir teklif yapsalar elimden geleni yapacağım ama hiç bakmıyorlar ki yüzüme. neyse kulüpler 25 milyon € bedelle anlaşıyorlar. hatta fener kap bildirimi bile yapıyor. ama ben anlaşmaya yanaşmıyorum. twitter'da "oynarsam galatasaray'da oynarım" diyerek spor gündemine bomba gibi düşen bir açıklama yapıyorum. bunu duyan galatasaraylı taraftarlar twitter'da `#dursunnotgivingiup'ıallanallahsız"` siye hastag açıyorlar. sözlükte falan müthiş br kamuoyu oluşuyor benle ilgili.
- dursun baskılara dayanamıyor. erciyes başkanı ile görüşüyor. ama erciyesspor "25 veren var başkan ne 3.5'u" diyerek dursun'un bu komik teklifini reddediyor. neyse araya adam falan giriyor ve galatasaray 15'e kadar çıkıyor. "bundan 1 kuruş fazla virmem" diyen dursun masadan kalkıyor. ben hemen araya girip erciyesspor başkanına "başkanım aradaki 10 milyonluk farkı ben vereyim" diyorum. bende para yok tabi. senet yapıyoruz. 5 yıl içinde o parayı vermem karşılığında bonservis problemini çözüyoruz.
artık galatasaray'dayım abiler. sneijder'den boşalan 10 numaralı formayı veriyor kulüp. ve 1 yılı opsiyonlu 45 yıllık mukaveleye imza atıyorum. benim kız çıldırıyor ama ben "aşkım galatasaray daha vefalı" diyerek esprimi yapıyorum. kız gülmüyor tabi. ha bu arada lys'de ikimizde türkiye'de ilk 10 bine giriyoruz. ben itü ingilizce mimarlığa giriyorum o da marmara hukuk'a. üniversite sorununu da çözdükten sonra tüm dikkatimi galatasaray'ın başarısına veriyorum. kampın neşe kaynağı oluyorum. çok uzadı ama böyle işte...