53
öncelikle; bireysel olan, siyasal olandır.
siyaset çatışmanın üzerinden kurulur. tıpkı futbol gibi. galatasaray-fenerbahçe, beşiktaş-anadolu kulüpleri*, fenerbahçe-trabzonspor gibi çatışmaların olmadığı bir lig düşünün. yürüyebilir mi? çatışma dediğimiz şey öyle kanlı bıçaklı savaşlar değil. dortmund'un bayern'e gif göndermesi bile, çatışmadır. en basitinden, spor yöneticileri ne der ? birlik olmalıyız. kulüpler birliği vardır mesela. birlik olma mesajı var ortada. birlik olunması gerekiyorsa, demek ki ortada bir çatışma var. çatışma olduğu için, insanlar "birlik" olmaya çalışıyor. futbol da, siyaset de çatışmalar üzerinden kurulur. siyasal anlaşmazlıklar, çatışmalardan doğar. anlaşmalar, çatışmaların olmasından dolayı olur.
siyasal alan dinamiktir. daima çatışmalar, ayrışmalar, uzlaşmalar olur. bugün iyi olduğunla yarın kötü olursun. türkiye'nin siyasal durumunu hepimiz biliyoruz. dün iyi olduğumuzla bugün kötüyüz, dün kötü olduğumuzla bugün iyiyiz. biz trabzonspor'u daha birkaç sene önce 2010-2011 şampiyonu trabzonspor diye karşılamadık mı? o zamanlar aramız iyi değil miydi? bugün trabzonspor ile aramız nasıl? bir dönem uzlaşma vardı, şimdi çatışma var. dinamizm işte tam da burada.
siyasal alan kamusaldır. siyaset arenasında olan her şey ama kuralların düzenlenmesiyle, ama ekonomik şekillerde, ama vize uygulamalarında, bir şekilde bizlere etki etmiyor mu? ediyor, bir şekilde ediyor. eh, yarın galatasaray-fenerbahçe maçı oynanacağı günün en önemli kamusal olayı olmayacak mı? ki uzun süre de gündemi meşgul edip kamusallığını belli edebilir. en basitinden, 2000 uefa kupası büyük bir kamusal olay değil midir hala? futbolda olan şeyler de kamusaldır. bir galatsaray-fenerbahçe maçı, nereden baksanız 50 milyon kişiyi etkiliyor türkiye'de. daha büyük bir kamusallık olabilir mi?
bireysel ilişkilerde de iktidar, yetki mekanizmaları görülür. dolayısıyla siyaset vardır. kulüp yöneticileri de bu bireyler olarak, ilişkilerinde bu mekanizmaları kullanır. cumhurbaşkanı'nın adını neredeyse her gün sporla ilişkili yerlerde duyuyoruz. başkanlar ağzından düşürmüyor cumhurbaşkanını. siyasetin olmadığını söylemek mümkün mü?
her organizasyon, iktidar ilişkisini doğurur. birileri ast, birileri üsttür. dolayısıyla ortada iktidar ilişkisi, siyaset vardır.
siyaset, para üzerinden döner. ekonomik krizler iktidarları götürür, rejim bile değiştirir. bugün hangimiz futbolun para üzerinden dönmediğini söyleyebiliyoruz? ortada endüstriyel futbol kavramı varken hele.
dolayısıyla iç içedir futbol ve siyaset. siyaset, bir şekilde, her şeyle iç içedir.
çünkü bireysel olan, siyasal olandır.
siyaset çatışmanın üzerinden kurulur. tıpkı futbol gibi. galatasaray-fenerbahçe, beşiktaş-anadolu kulüpleri*, fenerbahçe-trabzonspor gibi çatışmaların olmadığı bir lig düşünün. yürüyebilir mi? çatışma dediğimiz şey öyle kanlı bıçaklı savaşlar değil. dortmund'un bayern'e gif göndermesi bile, çatışmadır. en basitinden, spor yöneticileri ne der ? birlik olmalıyız. kulüpler birliği vardır mesela. birlik olma mesajı var ortada. birlik olunması gerekiyorsa, demek ki ortada bir çatışma var. çatışma olduğu için, insanlar "birlik" olmaya çalışıyor. futbol da, siyaset de çatışmalar üzerinden kurulur. siyasal anlaşmazlıklar, çatışmalardan doğar. anlaşmalar, çatışmaların olmasından dolayı olur.
siyasal alan dinamiktir. daima çatışmalar, ayrışmalar, uzlaşmalar olur. bugün iyi olduğunla yarın kötü olursun. türkiye'nin siyasal durumunu hepimiz biliyoruz. dün iyi olduğumuzla bugün kötüyüz, dün kötü olduğumuzla bugün iyiyiz. biz trabzonspor'u daha birkaç sene önce 2010-2011 şampiyonu trabzonspor diye karşılamadık mı? o zamanlar aramız iyi değil miydi? bugün trabzonspor ile aramız nasıl? bir dönem uzlaşma vardı, şimdi çatışma var. dinamizm işte tam da burada.
siyasal alan kamusaldır. siyaset arenasında olan her şey ama kuralların düzenlenmesiyle, ama ekonomik şekillerde, ama vize uygulamalarında, bir şekilde bizlere etki etmiyor mu? ediyor, bir şekilde ediyor. eh, yarın galatasaray-fenerbahçe maçı oynanacağı günün en önemli kamusal olayı olmayacak mı? ki uzun süre de gündemi meşgul edip kamusallığını belli edebilir. en basitinden, 2000 uefa kupası büyük bir kamusal olay değil midir hala? futbolda olan şeyler de kamusaldır. bir galatsaray-fenerbahçe maçı, nereden baksanız 50 milyon kişiyi etkiliyor türkiye'de. daha büyük bir kamusallık olabilir mi?
bireysel ilişkilerde de iktidar, yetki mekanizmaları görülür. dolayısıyla siyaset vardır. kulüp yöneticileri de bu bireyler olarak, ilişkilerinde bu mekanizmaları kullanır. cumhurbaşkanı'nın adını neredeyse her gün sporla ilişkili yerlerde duyuyoruz. başkanlar ağzından düşürmüyor cumhurbaşkanını. siyasetin olmadığını söylemek mümkün mü?
her organizasyon, iktidar ilişkisini doğurur. birileri ast, birileri üsttür. dolayısıyla ortada iktidar ilişkisi, siyaset vardır.
siyaset, para üzerinden döner. ekonomik krizler iktidarları götürür, rejim bile değiştirir. bugün hangimiz futbolun para üzerinden dönmediğini söyleyebiliyoruz? ortada endüstriyel futbol kavramı varken hele.
dolayısıyla iç içedir futbol ve siyaset. siyaset, bir şekilde, her şeyle iç içedir.
çünkü bireysel olan, siyasal olandır.