• 134
    braga maçında cüneyt çakır'ın avrupa şubesini karşısında bulamayan fenerli futbolcuların hallerini gördük. bu maçı mutlaka bağlamak isteyeceklerdir. fenerli olduğunu bilmemize rağmen maç önünde ve sonunda pek renk vermeyen poker face yorumcu mehmet demirkol bile dün yenilgi sonrasında rıdvan dilmen misali ağlamalı, sızlamalı bir suratla çıktı ekrana. ki bahsettiğimiz adam aklı başında, makul bir insan. bu adam o hallere düştüyse aziz ve türevlerinin ne kadar öfkeyle dolduklarını siz düşünün. buradan hareketle pazar günü her türlü çirkefliği yapabileceklerini tahmin ederek hazırlanmalıyız maçımıza. bir kere ligde iddiası olan takım şu an için fenerbahçe ve hakem ortada giden maçta bizim lehimize kararlar verirse kariyerinin devamını etkileyebilecek bir durum oluşabilir. ama bizim aleyhimize davranılırsa da sonuç belli; soktuk, geçtik, zaten hep yeniyoruz bla bla bla.. kısacası o hakem hatasını medyadan hıncal uluç ve beşiktaşlı kuş sürüsünden başka kimse konuşmayacak ve fener el birliği ile lig yarışında tutulacak. o yüzden yönetim çıkıp akıllı bir hamle yapıp, maçın hakemini dikkatlice seyredeceğiz vs. mi der, yoksa mhk'ya aba altından sopa mı gösterirler, bunu bilemem. ama bizim "tarlacı aziz" braga faciasından sonra ikinci bir facia yaşamak istemeyecektir. çünkü teknik direktöründen kalecisine kadar maç sırasında sinirlerine hakim olamayan bir fenerbahçe takımı var bu sene sahada. en ufak bir gerilimde saçma sapan hareketler yapıp maçı kaybetme noktasına geliyorlar. bu bahsettiğim shaktar ve braga gibi avrupa maçlarında, avrupalı hakemler faktörüyle iyice ortaya çıktı. türkiye'de rıdvan dilmen'in emriyle hakemler kendilerine kızan fenerli oyuncunun yanından derhal uzaklaşmakla görevlendirildi geçen haftalarda, o yüzden bunu bizim ligimizde beklemeyelim.
    bu kadar hakem goygoyu yaptıktan sonra, takıma da iki - üç laf etmemiz gerekiyor tabii ki. ilk söylemek isteyeceğim şey, ayakta kalın! öyle her pozisyonda faul almak için kendinizi yere atmayın. başta da selçuk için geçerli bu. takımın oyun temposunu bozacak hareketlerden kaçının. bir futbolcunun fiziksel gücü ne kadar yetiyorsa, o kadar ayakta oynayın topunuzu. bununla birlikte hollandalı hocanın yeni dizilişler deneyebileceğini de düşünüyorum. mesela sneijder, selçuk, emre çolak üçlü orta sahasına karşılık ileride, podolski, olcan(umut), yasin üçlüsü nasıl oynar meraklardayım. en azından bilinen ve önlem alınabilen bir yapıdan kurtulmuş oluruz üçlü orta saha yapısı ile. ayrıca beklerde oynayacak olan oyuncularımıza da büyük işler düşüyor. çünkü adamların en temel hücum silahı caner, gökhan veya şener gibi beklerinin, demarke vaziyette oldukları için hücumda aktif rol almaları. bu taktiği üç - dört senedir çözemedi ligimizdeki über hocalar ve takımlar. beklere karşı önlem aldıktan sonra da stoperlerini rahat bırakıp, topal ve souza'ya baskı uygulayıp, topu rastgele ileri şişirmelerini sağlarsak, oyun falan kuramazlar. ben bu işin eğitimini almamış sıradan bir futbolsever olarak baktığımda rakibin temel silahları olarak bunları görüyorum. bir zahmet jan olde riekerink ve oyuncular da görüversin. maçın sonucunda sadece 3 puan var, evet. ama galatasaray kendi sahasında oynayacağı bir fenerbahçe derbisine, bahis sitelerinde bile fenerin favori gösterilmesine rağmen, iddiasız çıkamaz. ruhsuz bir futbol ve saçma sapan bir skor ortaya çıkarsa ne o futbolcular, ne de o yönetim bu sezonu rahat bitiremezler. o yüzden başımızı öne eğmemek için herkes dersine iyi çalışacak ve işini hakkıyla yapacak...
App Store'dan indirin Google Play'den alın