1795
donk'un gelişiyle ben kafamda bitirmiştim kendisini, olmayacağına inanmıştım yani. açıkçası benim "kafamda bitirmem" komik bir şey. çünkü kendisi yazın teknik direktörlüğü bıraktığı anda a spor olsun, ntvspor olsun, trt spor olsun, lig tv olsun, hatta sports tv olsun, kaçkar tv'de uche ile yapılan program olsun, buralarda çalışacak, hem de çoğumuzun 25-40 yıl arası kuruşuna dokunmadan biriktirmeye çalışsa başaramayacağı bir paraya yıllık çalışacak. o yüzden ben kafamda onu bitirmişim falan, komik şeyler bunlar.
yalnız hakikaten umut'u ve burak'ı takımda tutarak, donk'u alarak bu takımın şampiyon olabileceğine inandı mı ? bu benim için çok önemli bir soru. sanırım inandı, ya da ortada artık konuşmaktan bıktığımız, şüphelenmekten yorulduğumuz "pis" işler var. iki türlüsü de kötü. ben galatasarayın yarınlarında pis işler şüphesi olmasın istiyorum. yarın galatasaray zor durumda kalırsa, tek bilek tek yürek organizasyonu şeffaf bir ortamda yapılsın, bir aylık kyk'yı basayım o ay ev-okul arası takılıp başka bir şey yapmayayım istiyorum. ama hep bir şüphe çoğumuzda. hep bir şüphe. haklı bir şüphe.
ikincisi de, umut ve burak'ın kalacağı, donk'un geleceği bir takımın şampiyonluğunun, gençlerin ısındırıldığı bir sezondan daha değerli görülüp görülmemesi meselesi. kendisi umut'lu, burak'lı, donk'lu takımın 21. şampiyonluğunu mali tablosu ufaktan düzelmeye başlamış, muslera-carole-koray-denayer-linnes-jose-selçuk-çolak-sneijder-sinan-podolski ilk 11'li galatasaray'dan önemli olduğunu düşünüyorsa, biz yanlış hocayla işe başlamışız.
galatasaray 21. kez de şampiyon olacak. hatta belki de 21. şampiyonluğumuzu cihan haspolatlı tarzı adamlarla alacağız. almadık mı ? aldık. galatasaray hep şampiyon oldu, hep şampiyon olacak. ama bu taraftar bunu değil, mali tablonun düzelmesini, sneijder ve muslera gibi iki karakterli, mükemmel futbolcunun etrafının genç, ekonomik, yararlı adamlarla doldurulmasını istiyor.
bu bağlamda denizli doğru hoca mı ?
değil gibi gözüküyor.
işin acı tarafı, kendisine yüklü de bir para verdik.
yalnız hakikaten umut'u ve burak'ı takımda tutarak, donk'u alarak bu takımın şampiyon olabileceğine inandı mı ? bu benim için çok önemli bir soru. sanırım inandı, ya da ortada artık konuşmaktan bıktığımız, şüphelenmekten yorulduğumuz "pis" işler var. iki türlüsü de kötü. ben galatasarayın yarınlarında pis işler şüphesi olmasın istiyorum. yarın galatasaray zor durumda kalırsa, tek bilek tek yürek organizasyonu şeffaf bir ortamda yapılsın, bir aylık kyk'yı basayım o ay ev-okul arası takılıp başka bir şey yapmayayım istiyorum. ama hep bir şüphe çoğumuzda. hep bir şüphe. haklı bir şüphe.
ikincisi de, umut ve burak'ın kalacağı, donk'un geleceği bir takımın şampiyonluğunun, gençlerin ısındırıldığı bir sezondan daha değerli görülüp görülmemesi meselesi. kendisi umut'lu, burak'lı, donk'lu takımın 21. şampiyonluğunu mali tablosu ufaktan düzelmeye başlamış, muslera-carole-koray-denayer-linnes-jose-selçuk-çolak-sneijder-sinan-podolski ilk 11'li galatasaray'dan önemli olduğunu düşünüyorsa, biz yanlış hocayla işe başlamışız.
galatasaray 21. kez de şampiyon olacak. hatta belki de 21. şampiyonluğumuzu cihan haspolatlı tarzı adamlarla alacağız. almadık mı ? aldık. galatasaray hep şampiyon oldu, hep şampiyon olacak. ama bu taraftar bunu değil, mali tablonun düzelmesini, sneijder ve muslera gibi iki karakterli, mükemmel futbolcunun etrafının genç, ekonomik, yararlı adamlarla doldurulmasını istiyor.
bu bağlamda denizli doğru hoca mı ?
değil gibi gözüküyor.
işin acı tarafı, kendisine yüklü de bir para verdik.