22
hayat gibi olan maç. fark açıldıkça kapatmayı başardık, ne zaman farkı kapatsak elimize defalarca gelen şansları kullanamayıp öne geçemedik. maç sonunda döngü farkın açıldığı yerde durunca 11 sayı farkla geride tamamlamış olduk. maç başladığı sırada atölyede bizim adamların dağıttığı seyyar kablolarla boğuşuyordum, inşaat mühendisi olarak priz söküp takıyordum yani. bittiğinde ise arabanın içinde eve doğru gitmeye çalışıyor idim. şimdi ise kargalar kahvaltı masasına oturmamışken bu maç hakkında birşeyler karalamaya çalışıyorum. sanırım ben mağlubiyetleri, yenilgileri daha çok seviyorum, ya da alışkanlık yaptı bilemiyorum...