83
fikir özgürlüğü kapsamında şimdi birileri hakkında fikirlerimi paylaşmak istiyorum. bu tarz bir şey planlamıyordum, ama konuşmak zorunda hissettim kendimi.
bu malum şahsın bir yıpratma politikası var, galatasaray neyi yapmak üzereyse veya yaptıysa onu olumsuz yönde eleştiriyor. galatasaray'ın başaramadığı veya başarmasının zor olduğu şeylere ise methiyeler düzüyor.
hatırlarsanız yazın andre ayew- gignac gündemi oluşmuştu. yaklaşık 1 ay( mayıs- haziran) ayew ve gignac gündemimizde kaldı hatta oldu olacak diye de haberler çıktı arada. bu zat ayew ve gignac gündemimizden düşene kadar bir şey yazmamış onların hakkında. ne zaman olmayacağı belli olmuş, yapıştırmış yine eleştiriyi.
#1726410 (entry 2 haziranda girilmiş, yani podolski'nin bitmek üzere olduğu dönemler. ayew ise o sıralar ingiltere'de transfer görüşmeleri yapıyordu. yani transferi çok uzak ihtimaldi.)
#1726480 ( burada ise pierre gignac' a burun kıvırmış beyimiz.)
veya yakın döneme bakalım:
sebastian haller transferi gündemde iken hoşnutsuzluğunu konuşturmuş... (#1881616)
arkadaş biraz(?) da tutarsızdır. sene içinde öve öve bitiremediği dzemaili için galatasaray'da olmadı, kan uyuşmadı diyor. ( #1726429 )
kendisi aynı zamanda jose rodriguez fanıdır. şöyle ki:
''şans verilmeyi ve kadroda olmayı hak eden çocuk. adam yıllık maaşını maç başı alan kazmalar var bu takımda.''
gibi şeyler de yazdığı olmuş vakti zamanında. yani adam ilk onbir de oynama olayına aldığı maaşın düşüklüğüne göre karar veriyor. yazık!
niasse ile dalga geçmiştir, aynı niasse şuan premier lig'te. maçlarını takip etmek isterse, her maçında saat bilgilendirmesi yapabilirim.
faydası olmadığı gibi zararı da tam tersi çok malum zatın: #1901107
almayın, aldırmayıncılardan...
kendisi ünal aysal'ı savunmak adına ünal aysal'ı adnan polat denen şahısla karşılaştırmıştır. bu karşılaştırma ünal aysal'a hakaret niteliği taşımaktadır. ünal aysal'ın hataları vardır ancak hiçbir zaman ismi adnan soyadı polat olan şahısla mukayese dahi edilemez. kendini haklı çıkartmak adına zırvalıklar yapılmamalı.
malum zat iyi de kıvırır: #1819792
--- alıntı ---
lokomotiv moskova'yla 20 gol atsa da galatasaray'ın ancak yedek forveti olabilir.
ha gelir, oynar, kendisini ispat edip formayı alır; o zaman alkışlarız.
ekleme: an itibariyle galatasaray kadrosundaki forvetlerden iyi olabilir ama zaten onlardan iyi olmayan forvet sayısı 2 elin parmaklarını zor geçer.
--- alıntı ---
bazen içindekileri tutamaz, ağzından kaçırır:
#1791042
galatasaray'da emek vermiş olanlara hakaretler savurur: ( #1901043 ) *
ancak çamur atar, tatlı su taraftarımız;
#1834443
bir de şu var:( #1768797 )
savunucusu halim abi * ve televizyon molası * olan şahıstan ne hayır gelir ki...
kendisine en ufak eleştiri yapılınca:'' imdat, yetişin, linç varrr!'' diyen birisi. bakalım yardımına koşacaklar mı şimdi....
kulübü ekonomik olarak zor duruma sokanları değil, bu durumdan kurtarmaya çalışanları eleştiriyor. emir geldi sanırsam. tarikat usulü ile algı yaratma olayınız artık sökmez. kimse de kimseye fanboy, yeniçeri, faşist, komisyoncu diyemez, hatırlatayım.
kendisi yazar yazar... sonra da siler. değil mi?
--- alıntı ---
hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış. herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu "renklerin ustası" anlamına gelen ranga geleri olarak tanısa da kısaca ranga guru derlermiş. onun yetiştirdiği bir ressam olan racigi ise artik eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek ranga guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. ranga guru; "sen artık ressam sayılırsın racigi. artık senin resmini halk değerlendirecek." diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve meydanda en görünen yere koymasını istemiş. yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. racigi denileni yapmış. racigi birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılardan neredeyse görünmüyor. çok üzülmüş tabii. emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. resmi alıp götürmüş ranga guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. ranga guru üzülmemesini ve yeni bir resim yapmasını istemiş. racigi yeniden yapmış resmi ve gene ranga guru'ya götürmüş. ranga guru resmi tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. racigi denileni yapmış... birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da bırakıldığı gibi duruyor. çok sevinmiş ve koşarak ranga guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. ranga guru demiş ki; "sevgili racigi, sen ilk resminde insanlara firsat verildiginde ne kadar acımasız eleştirebileceklerini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı... oysa ikinci resminde onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. şunu hiç unutma sevgili racigi, kötü yönde eleştirmek kolaydır, yapıcı eleştiride bulunmak ise eğitim gerektirir. "
--- alıntı ---
haydi eyvallah...
bu malum şahsın bir yıpratma politikası var, galatasaray neyi yapmak üzereyse veya yaptıysa onu olumsuz yönde eleştiriyor. galatasaray'ın başaramadığı veya başarmasının zor olduğu şeylere ise methiyeler düzüyor.
hatırlarsanız yazın andre ayew- gignac gündemi oluşmuştu. yaklaşık 1 ay( mayıs- haziran) ayew ve gignac gündemimizde kaldı hatta oldu olacak diye de haberler çıktı arada. bu zat ayew ve gignac gündemimizden düşene kadar bir şey yazmamış onların hakkında. ne zaman olmayacağı belli olmuş, yapıştırmış yine eleştiriyi.
#1726410 (entry 2 haziranda girilmiş, yani podolski'nin bitmek üzere olduğu dönemler. ayew ise o sıralar ingiltere'de transfer görüşmeleri yapıyordu. yani transferi çok uzak ihtimaldi.)
#1726480 ( burada ise pierre gignac' a burun kıvırmış beyimiz.)
veya yakın döneme bakalım:
sebastian haller transferi gündemde iken hoşnutsuzluğunu konuşturmuş... (#1881616)
arkadaş biraz(?) da tutarsızdır. sene içinde öve öve bitiremediği dzemaili için galatasaray'da olmadı, kan uyuşmadı diyor. ( #1726429 )
kendisi aynı zamanda jose rodriguez fanıdır. şöyle ki:
''şans verilmeyi ve kadroda olmayı hak eden çocuk. adam yıllık maaşını maç başı alan kazmalar var bu takımda.''
gibi şeyler de yazdığı olmuş vakti zamanında. yani adam ilk onbir de oynama olayına aldığı maaşın düşüklüğüne göre karar veriyor. yazık!
niasse ile dalga geçmiştir, aynı niasse şuan premier lig'te. maçlarını takip etmek isterse, her maçında saat bilgilendirmesi yapabilirim.
faydası olmadığı gibi zararı da tam tersi çok malum zatın: #1901107
almayın, aldırmayıncılardan...
kendisi ünal aysal'ı savunmak adına ünal aysal'ı adnan polat denen şahısla karşılaştırmıştır. bu karşılaştırma ünal aysal'a hakaret niteliği taşımaktadır. ünal aysal'ın hataları vardır ancak hiçbir zaman ismi adnan soyadı polat olan şahısla mukayese dahi edilemez. kendini haklı çıkartmak adına zırvalıklar yapılmamalı.
malum zat iyi de kıvırır: #1819792
--- alıntı ---
lokomotiv moskova'yla 20 gol atsa da galatasaray'ın ancak yedek forveti olabilir.
ha gelir, oynar, kendisini ispat edip formayı alır; o zaman alkışlarız.
ekleme: an itibariyle galatasaray kadrosundaki forvetlerden iyi olabilir ama zaten onlardan iyi olmayan forvet sayısı 2 elin parmaklarını zor geçer.
--- alıntı ---
bazen içindekileri tutamaz, ağzından kaçırır:
#1791042
galatasaray'da emek vermiş olanlara hakaretler savurur: ( #1901043 ) *
ancak çamur atar, tatlı su taraftarımız;
#1834443
bir de şu var:( #1768797 )
savunucusu halim abi * ve televizyon molası * olan şahıstan ne hayır gelir ki...
kendisine en ufak eleştiri yapılınca:'' imdat, yetişin, linç varrr!'' diyen birisi. bakalım yardımına koşacaklar mı şimdi....
kulübü ekonomik olarak zor duruma sokanları değil, bu durumdan kurtarmaya çalışanları eleştiriyor. emir geldi sanırsam. tarikat usulü ile algı yaratma olayınız artık sökmez. kimse de kimseye fanboy, yeniçeri, faşist, komisyoncu diyemez, hatırlatayım.
kendisi yazar yazar... sonra da siler. değil mi?
--- alıntı ---
hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış. herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu "renklerin ustası" anlamına gelen ranga geleri olarak tanısa da kısaca ranga guru derlermiş. onun yetiştirdiği bir ressam olan racigi ise artik eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek ranga guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. ranga guru; "sen artık ressam sayılırsın racigi. artık senin resmini halk değerlendirecek." diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve meydanda en görünen yere koymasını istemiş. yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. racigi denileni yapmış. racigi birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılardan neredeyse görünmüyor. çok üzülmüş tabii. emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. resmi alıp götürmüş ranga guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. ranga guru üzülmemesini ve yeni bir resim yapmasını istemiş. racigi yeniden yapmış resmi ve gene ranga guru'ya götürmüş. ranga guru resmi tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. racigi denileni yapmış... birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da bırakıldığı gibi duruyor. çok sevinmiş ve koşarak ranga guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. ranga guru demiş ki; "sevgili racigi, sen ilk resminde insanlara firsat verildiginde ne kadar acımasız eleştirebileceklerini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı... oysa ikinci resminde onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. şunu hiç unutma sevgili racigi, kötü yönde eleştirmek kolaydır, yapıcı eleştiride bulunmak ise eğitim gerektirir. "
--- alıntı ---
haydi eyvallah...