• 4989
    samuel beckett'in godot'u ile hristiyanlarin isa ve yahudilerin mesih'i arasindaki benzerligi hic dusundunuz mu? ya da pozzo ile anlatilmak istenen neydi?

    insanlarin, ozellikle hristiyanlarin yaptigi en buyuk hata bir kurtarici beklemekti. asirlar boyu bu hatayi yapip, ustune toplumsal yozlasmalari kurtarilacak olmanin rahatligiyla iyice abartip kendilerine vaadedileni beklediler. yahudiler daha tutarli olsa da kurtarilacak olmanin rahatligiyla uzun sure hicbir sey yapmadan beklediler. neydi onlari boylesine bekleten, o kurtaricidan nasil emindiler?

    cok basit, gecmis, nostalji, romantizm. bugunlerde girdigimiz cikmazda galatasaray taraftari da ayni seyi yapiyor, eski kurtaricisini aniyor ve bekliyor. tekrar gelecek ve kurtaracak. o galatasaray taraftarlarinin gozde kacirdigi sey ise ayni yahudilerin gormek istemedigi hz.isa gibi, ayni hristiyanlarin gormek istemedigi hz.muhammet gibi, ayni godot'u bekleyenlerin pozzo'yu gormek istemedigi gibi kurtarici gelecek olsa bile ayni olmayacak. eskisi asla geri gelmez, gelse de gecmisin tekrari olmaktan, ilerlemeye karsi durmaktan baska bir sey olmayacak, gelecek kisi ise farkli biri olacaktir. iste o farkli kisiyle ancak beklemeyi birakip pro-aktif hale gecersiniz.

    maalesef insanoglu kurtaricisina yazgilidir. turkiye cumhuriyeti'nin yaptigi en buyuk hata kurtaricisini, ataturk'u beklmek oldu. bir kez kurtarmisti halbuki, o'nu beklemek yerine ustune koyup yenilenmeliydi. bunun yerine o'nu metalastirip kendini tekrar etmeye ve sonunda (2002 - ..) geriye gitmeye basladi.

    galatasaray icin de fatih terim boyle. ayni hatalari yapmamaniz gerektigi gibi ayni dogrulari da yapamazsiniz. ilerlemek istiyorsaniz proaktif olup gerekirse yeni hatalarla yeni dersler almali, ancak ilerlemeye yonelik atilip yapmalisiniz. fatih terim'le tekrar gunu kurtarmanin ne gibi faydasi olacak? kurtariciniz sizi daha kac kez kurtarabilir? hadi bir kez daha kurtardi, ondan sonra ne olacak?

    bu sorularin cevabi aslinda bati medeniyetlerinde yatiyor. bir kurtaricinin gelmesini beklemektense kendilerini kurtarmaya basladiklari gun orta cagdan cikmaya basladilar. ispanyol engizisyon mahkemelerinden geldigimiz noktaya ulasmak buyuk basari. ronesans ile kurtarici beklemekten cikmaya basladilar diyebiliriz sanirim. sonunda, kurtarici gelmese bile ilerleme kaydedebilecek bir yapi olusturdular. fakat bu yapi da o kadar eskidi ki (hos biz daha bu yapiya dogu ulkeleri olarak yaklasamadik bile) yeni bir dogum sancisi ile karsi karsiya medeniyet. bu sanci sonunda still born (olu dogum) da olabilir, yepyeni bir medeniyeti de kucaklayabiliriz.

    isin futbol kismina gelelim. yapisi itibari ile kurtarici sizin kirilma noktasinda daha da kotuye gitmenizi engeller ve gidilebilecek bir baska yol oldugunu gosterir. fakat bir yapi olusturmaz. terim de bir yapi olusturan, sistem yaratan ya da bir futbol takimi omurgasi yaratacak teknik direktor degil. terim futbolda inanci temsil edebilir ancak akli degil. galatasaray'in artik bir takim iskeletine, yolculuga cikartacak geminin omurgasina ihtiyaci var. bunu yapacak kisi ise kurtarici olmayacak. bir ogretmen, derwall olacak.

    iki senedir basarisiz gorunse bile her zaman yazdigim bir sey var, dunyanin en iyi ogretmen hocasi luis van gaal'dir diye. o basarisiz olsa da basarilidir. cunku o sizin gununuzu kurtarmaya calismaz, size bir sistem ve iskelet yaratir. bu nedenle van gaal'in takimlari o gittikten sonra uzun bir sure basaridan basariya kosabiliyor. manchester united da onumuzdeki senenin en buyuk sampiyonluk adayi, pep'in rakip olmasina ragmen.

    galatasaray'in da artik kurtarici beklemekten, kurtarici gorunumlu narsisist kisilerden medet ummak yerine kendini gelismeye vermesi gerekiyor. bunu ancak taraftar baslatabilir. o nedenle terim, lucescu veya baska kurtarici karakterli adamlara sarilmak ve onlari anmak yerine, daha iyi nasil olabiliriz dusunmeli. hata da yapmali. mancini ile yaptigi gibi. mancini belki tutabilirdi, belki asla tutmayacakti ama denedi. taraftar yine ayni hatayi yapabilmeli. fakat hatalardan ders alarak. mesela prandelli gelmemeliydi mancini sonrasi, bu ders alinmamis bir hataydi. ya da hamza ile devam etmemeliydi, cunku gelecek olmadigi asikardi.

    bunlarin hepsinin altinda, butun bu yapiyi ayakta tutacak sey ise sabir. taraftar kurtariciyi beklerken yasadigi tedirgin ve sabirsizlik hissini yeni gelecek deneyimlere yansitmamali. yeniye, genc olana, hatali olana sabretmeyi ogrenmemiz gerekiyor. gelecekten gecmise bakip ronesans guzelmis ya demek kolay. fakat ronesans bir anda orta cagi bitirmedi. insanlar sabretti, katlandi ve sonucunu uzun zaman sonra aldi. sanayi devrimi bir gunde gerceklesmedi.

    sunu asla aklindan cikarmamali galatasaray taraftari. savaslar, salginlar, olumler, akliniza gelebilecek tum kotu seyler bir anda ortaya cikip gerceklesir. baris, mutluluk, dogum ise sancilidir ve emek ister. olum keskindir, acisizdir. sonrasi ise huzun ve karanlik getirir. dogum sancildir, kesin degildir, zorludur fakat sonrasinda ayaklariniz yere daha guclu basar ve aydinlikta yurumeye baslarsiniz.

    samuel beckett'i kulak verelim son kez. once cozumsel olamamin en onemli nedenlerinden biriyle ilgili bir soze bakalim "godot'u beklerken"'den.

    "there is man in his entirety, blaming his shoe when his foot is guilty"
    turk futbolunun genel sorunu bu, hatayi surekli kolaycilikla adlandirmak, dissal nedenlere baglamak. ruzgar esti, hakem kotu niyetliydi, teknik direktor art niyetliydi/kotuydu vs. suclu olan ayagimizdir belki ayakkabimiz degil?

    ve kisisel kurtulusunu yasamamis insanlar olarak hayatimizin ozeti olabilecek bir alintiyla bitirelim, beckett'in saheserinin ozeti belki de.

    - "let's go!"
    - "we can't!"
    - "why not?"
    - "we are waiting for godot"
App Store'dan indirin Google Play'den alın