21
sene 2013, bankada teftiscilik oynadigim zamanlar, hikayemin yardimci kahramani olan ustat istanbul'daki genel mudurlukte, bense sube sube turkiye'yi gezmekteyim. kah subatta 3 hafta, kah mayista 2 hafta, kah eylulde 3 hafta; hakkinda herhangi bir soz sahibi olmadigim teftis programima gore, toplamda yilin yaklasik 4 ayini istanbul'da geciriyorum. aylardan aralik, tesaduf bu ya, istanbul'da, fikirtepe subeyi denetliyorum.
gunlerden cuma, araligin 6'si. hikaye benim icin tt arena'da ilk gittigim mac olan 6 aralık 2013 galatasaray elazığspor maçı ile basliyor. o gun ustat bana kurum ici messenger programindan soruyor, "elimde fazladan kombine var, aksam maca gelir misin?". "tabii" diyorum, "macta gorusuruz". mac esnasinda ogreniyorum, kombine sahibi bizim ustadin gebze'den arkadasiymis, cuma trafigi cekmek istememis. ki zaten daha once de benzer sebepten maca gelemedigi icin, cocugun kombinesi bizim ustatta kaliyormus. herneyse, rahat bir oyunla elazigspor'u yeniyoruz.. mactan cikarken diyorum, "bak ayagim ugurlu geldi, juventus macina da gelemezse arkadasin ben gelirim*". "o maci kacirmaz, kesin gelir!".
araligin 8'i, bir yas daha buyuyorum.
haftayi bizim subede gecirmeye karar veriyor ustat, bizimle performans gorusmesi falan yapacak, hem subede pasta kesip dogum gunumu de kutluyoruz birlikte.
araligin 10'u, sabah cay iciyoruz subenin mutfaginda. ustat mac konusunda sana bir surprizim olabilir diyor, saat 2-3 gibi de kesin bilgiyi veriyor, "benim arkadas kardan dolayi maca gelemiyor. dogum gununu de kutluyor*". subeden vakitlice cikip evlere geciyoruz, sonrasinda da arena'da bulusuyoruz. neden kat kat giyindim ki, heyecandan usumuyorum bile. arena coskulu, futbolcular hirsli, umutluyuz, hissediyoruz, "olacak, olacak". kar siddetini artiriyor, artik top oynanmaz hale geliyor zeminde. hakem futbolculari iceri goturuyor, biz tribunde beklesiyoruz. neden sonra internete bakmak aklimiza geliyor, ogreniyoruz ki mac ertelenmis. zaten hemen sonra da anons geciliyor statta, "mac ileri bir tarihe ertelenmistir" diye. yalan yok, o sira hakeme kufrediyorum, "sunun surasinda kac dakika kalmis, bak stadi da temizlediler, oynatsana surda. arena coskulu, gunduz oynansa stad boyle dolmaz ki" diye hayiflaniyorum. ama nafile, "bosuna cekilmedi bunca cile" diyerek karin altinda evime donuyorum.
11 aralik, fikirtepe'deyiz yine. ben isi biraktim**, sozlukten ve diger sitelerden haber araniyorum, mac ne zaman oynanacak diye. son dakika haberini gormemle ustadin bana messenger'dan yazmasi bir oluyor; "mac 4'te baslayacakmis". kendisi yetkili bi abi oldugundan diyorum, "ustat erken cikalim maca gidelim". o da mesai 6 da biterken 3 gibi cikmamizin kuruldaki buyuk abilerce hos karsilanmayacagini soyluyor, hadi 1 saat olsa neyseymis de 3 saat erken cikamazmisiz. bukuyorum boynumu, netten izlerim maci diyerek... saat 2 gibi teftis kurulundan mufettislere bir mail geliyor, "hava muhalefetinden oturu 3'te paydos edebilirsiniz." allahim, gunun en guzel haberi bu, belki de guzel gececek macin habercisi. kostur kostur cikiyoruz subeden, karda dusme pahasina kosar adim gidiyoruz metrobuse. nihayet metroya yetistik, ama binemiyoruz ki metroya, bu ne kalabalik? "taksiyle gidecektik ustat, yetisemedik iste". "taksi daha kotu olurdu, en azindan mac bitmeden yetisiriz belki" diyor. yine hakli cikiyorsun ustat, en sonunda metroya biniyoruz, sandvic gibiyiz, neyse ki arenaya geldik. saat 3.5 falan, arena cevresinde muthis bir kalabalik, polis gecmelerine izin vermiyor, neyse ki kombineleri gosterip giriyoruz maca, cok kacirmamisiz, 2. yari yeni baslamis! stad bekledigimden kalabalik, ama her saniye yuzlerce kisi daha geliyor. anlasilan stadin disindaki binleri tutamamislar diyoruz*.
tirnaklar yeniyor, burak tamamlasana drogbanin sutunu! ses kisiliyor, dakikalar ilerliyor, tevezin arkasindaki marchisioya topuk pasi verdigi, marchisio'nun sut vurdugu pozisyon, birkac dakika sonra korneri takiben ceza yayi icinden cektikleri sut. yurekler agza geliyor, allahim bu nasil stres? umidim az, stattan da pek tezahurat cikmiyor, karamsarlik kapliyor ruhumu. ve o an, sneijder'in golu, orda film kopuyor. kalmayan ses iyice gidiyor, kac kez gooool diye bagirdim allah bilir. tanimadan sarildigim amca, seni hala seviyorum. allahim bu nasil bir mutluluktur, bu nasil bir orgazmdir. mac bitiyor, aglayacagiz sevincten. bosuna degilmis diyoruz ustatla, sariliyoruz, zipliyoruz, futbolcular da bizim gibi, hayatimin en guzel gunlerinden biri geciyor arena'da.
eve donerken kisa zaman once ayrildigim sevgilim geliyor aklima. sen yokken de galatasaray vardi diyorum, senden sonra da o olacak; "bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray".
gunlerden cuma, araligin 6'si. hikaye benim icin tt arena'da ilk gittigim mac olan 6 aralık 2013 galatasaray elazığspor maçı ile basliyor. o gun ustat bana kurum ici messenger programindan soruyor, "elimde fazladan kombine var, aksam maca gelir misin?". "tabii" diyorum, "macta gorusuruz". mac esnasinda ogreniyorum, kombine sahibi bizim ustadin gebze'den arkadasiymis, cuma trafigi cekmek istememis. ki zaten daha once de benzer sebepten maca gelemedigi icin, cocugun kombinesi bizim ustatta kaliyormus. herneyse, rahat bir oyunla elazigspor'u yeniyoruz.. mactan cikarken diyorum, "bak ayagim ugurlu geldi, juventus macina da gelemezse arkadasin ben gelirim*". "o maci kacirmaz, kesin gelir!".
araligin 8'i, bir yas daha buyuyorum.
haftayi bizim subede gecirmeye karar veriyor ustat, bizimle performans gorusmesi falan yapacak, hem subede pasta kesip dogum gunumu de kutluyoruz birlikte.
araligin 10'u, sabah cay iciyoruz subenin mutfaginda. ustat mac konusunda sana bir surprizim olabilir diyor, saat 2-3 gibi de kesin bilgiyi veriyor, "benim arkadas kardan dolayi maca gelemiyor. dogum gununu de kutluyor*". subeden vakitlice cikip evlere geciyoruz, sonrasinda da arena'da bulusuyoruz. neden kat kat giyindim ki, heyecandan usumuyorum bile. arena coskulu, futbolcular hirsli, umutluyuz, hissediyoruz, "olacak, olacak". kar siddetini artiriyor, artik top oynanmaz hale geliyor zeminde. hakem futbolculari iceri goturuyor, biz tribunde beklesiyoruz. neden sonra internete bakmak aklimiza geliyor, ogreniyoruz ki mac ertelenmis. zaten hemen sonra da anons geciliyor statta, "mac ileri bir tarihe ertelenmistir" diye. yalan yok, o sira hakeme kufrediyorum, "sunun surasinda kac dakika kalmis, bak stadi da temizlediler, oynatsana surda. arena coskulu, gunduz oynansa stad boyle dolmaz ki" diye hayiflaniyorum. ama nafile, "bosuna cekilmedi bunca cile" diyerek karin altinda evime donuyorum.
11 aralik, fikirtepe'deyiz yine. ben isi biraktim**, sozlukten ve diger sitelerden haber araniyorum, mac ne zaman oynanacak diye. son dakika haberini gormemle ustadin bana messenger'dan yazmasi bir oluyor; "mac 4'te baslayacakmis". kendisi yetkili bi abi oldugundan diyorum, "ustat erken cikalim maca gidelim". o da mesai 6 da biterken 3 gibi cikmamizin kuruldaki buyuk abilerce hos karsilanmayacagini soyluyor, hadi 1 saat olsa neyseymis de 3 saat erken cikamazmisiz. bukuyorum boynumu, netten izlerim maci diyerek... saat 2 gibi teftis kurulundan mufettislere bir mail geliyor, "hava muhalefetinden oturu 3'te paydos edebilirsiniz." allahim, gunun en guzel haberi bu, belki de guzel gececek macin habercisi. kostur kostur cikiyoruz subeden, karda dusme pahasina kosar adim gidiyoruz metrobuse. nihayet metroya yetistik, ama binemiyoruz ki metroya, bu ne kalabalik? "taksiyle gidecektik ustat, yetisemedik iste". "taksi daha kotu olurdu, en azindan mac bitmeden yetisiriz belki" diyor. yine hakli cikiyorsun ustat, en sonunda metroya biniyoruz, sandvic gibiyiz, neyse ki arenaya geldik. saat 3.5 falan, arena cevresinde muthis bir kalabalik, polis gecmelerine izin vermiyor, neyse ki kombineleri gosterip giriyoruz maca, cok kacirmamisiz, 2. yari yeni baslamis! stad bekledigimden kalabalik, ama her saniye yuzlerce kisi daha geliyor. anlasilan stadin disindaki binleri tutamamislar diyoruz*.
tirnaklar yeniyor, burak tamamlasana drogbanin sutunu! ses kisiliyor, dakikalar ilerliyor, tevezin arkasindaki marchisioya topuk pasi verdigi, marchisio'nun sut vurdugu pozisyon, birkac dakika sonra korneri takiben ceza yayi icinden cektikleri sut. yurekler agza geliyor, allahim bu nasil stres? umidim az, stattan da pek tezahurat cikmiyor, karamsarlik kapliyor ruhumu. ve o an, sneijder'in golu, orda film kopuyor. kalmayan ses iyice gidiyor, kac kez gooool diye bagirdim allah bilir. tanimadan sarildigim amca, seni hala seviyorum. allahim bu nasil bir mutluluktur, bu nasil bir orgazmdir. mac bitiyor, aglayacagiz sevincten. bosuna degilmis diyoruz ustatla, sariliyoruz, zipliyoruz, futbolcular da bizim gibi, hayatimin en guzel gunlerinden biri geciyor arena'da.
eve donerken kisa zaman once ayrildigim sevgilim geliyor aklima. sen yokken de galatasaray vardi diyorum, senden sonra da o olacak; "bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray".