3469
öncelikle içinde bulunduğumuz mali darlık sebebiyle kendisine bir yatırım gözüyle bakalım. sonra futbolculuğuna da değineceğim.
bruma 10 milyon euro gibi devasa bir bonservisle alınmış, alındığı dönemde portekiz u-21 takımındaki performansıyla bütün dünyanın dikkatini çekmiş, büyük potansiyel taşıyan bir futbolcuydu. geldiği zaman çaykur rizespor ve real madrid maçlarında gösterdiği performansı ribery ve keita'dan beri görmediğimize bütün renktaşlarım katılacaktır diye düşünüyorum. sonra fatih terim kovuldu, mancini geldi, devre arasında bruma'yı 3-5-2 kanadı olarak denediği bir türkiye kupası maçında bruma'nın çapraz bağları koptu, sezonu kapattı. ertesi sezon yabancı sınırı 5'e düştüğü için işi iyice zorlaştı, hazırlık maçlarında iyi sinyaller verse de prandelli döneminde hiçbir şey yapamadı. hamzaoğlu geldikten sonra bruma'ya ısrarla forma verse de bruma resmen top oynamayı unutmuştu. rakip cezasahası çevresindeki paslaşmalarında sıklıkla top kaptırdığından hiçbir şekilde sorumluluk almıyor, sadece görevini yapıp geri çekiliyordu. bu sebeple dümdüz bir kanat oyuncusuna dönüşmüştü. bruma'nın futbolu tekrar öğrenmeye ihtiyacı vardı ve bu ihtiyacını yoğun bir taraftar ve saha içi baskısı hissettiği galatasaray'da karşılaması mümkün değildi.
bu sebeple real sociedad'a kiralanmasının doğru bir karar olduğu kanısındayım. eğer bruma bu sene de bizde kalsaydı geçen seneden çok farklı olmayacaktı, iç sahadaki en ufak hatasında yüksek sesle homurtular yükselecek, burak ve sabri bu çocuğa kızıp bağırarak özgüvenini kırmaya devam edeceklerdi. bruma da hiçbir zaman yeteneklerini hatırlayamayacaktı. şimdi taraftar baskısının minimum olduğu, genç futbolcuların sıklıkla şans bulduğu bir takımda oynuyor. böyle bir takımda oynadığı müddetçe performansı er ya da geç yükselecektir. bu ikinci yarının sonlarına doğru bile olabilir. çünkü bruma mental olarak çok üstün bir futbolcu değil, biraz geç öğreniyor maalesef.
ha, bruma'nın performansı ne kadar yükselir orasını bilemeyiz elbette. ancak bizde kalsa futbolunda bir gelişme sağlaması mümkün olmadığı için değeri iyice düşüp tam bir ölü yatırıma dönüşecekti, şimdi en azından futbolunun üzerine koyabilecek. bir benzetmeyle anlatmak gerekirse, bizim yaptığımız halden 100 kilo şeftali alıp sonra güneşin alnına yatırıp çürütmekti. bu meyveyi 2 sene boyunca çürüttük. sonra kalanları toparlayıp buzdolabına koyduk, artık o meyvenin dolapta kendini toplamasını bekliyoruz. şimdi o meyveyi geri satayım dersen elbette pazardan aldığın fiyata satamazsın, çünkü bir kısmı çürüdü artık. senin o meyveyi aldığın fiyata veya daha fazlasına satmanın yolu, meyveyi işleyip tatlı yapmaktı. ama biz bunun yerine meyveyi çürütmeyi seçtik. bari bundan sonra dolaptan çıkarmayalım da kalan kısımlarını kurtaralım.
futbolculuğuna gelirsek, şu anki haliyle yasin'den daha kötü oynamayacağına kalıbımı basarım. ancak bu çocuğu geri çağırdığımızda, futbolunu geliştirmesini istiyorsak onun üzerine titrememiz gerekiyor. mustafa denizli'nin onu her maç en az 60-70 dakika oyunda tutması, diğer futbolcuların onun özgüvenini kırmalarını sert tedbirler alarak engellemesi gerekiyor. ancak ben ne denizli'nin böyle bir özveri göstereceğine, ne de diğer futbolcuların bildiğini okumaktan vazgeçeceğine pek ihtimal vermiyorum açıkçası. bu yüzden bırakalım bruma ispanya'da takılmaya devam etsin, zaten gelse de çok büyük bir katkı yapamayacak. biz yasin'le çolak'la yolumuzu buluruz bir şekilde, bari o çocuğu çürütmeyelim daha fazla.
bruma 10 milyon euro gibi devasa bir bonservisle alınmış, alındığı dönemde portekiz u-21 takımındaki performansıyla bütün dünyanın dikkatini çekmiş, büyük potansiyel taşıyan bir futbolcuydu. geldiği zaman çaykur rizespor ve real madrid maçlarında gösterdiği performansı ribery ve keita'dan beri görmediğimize bütün renktaşlarım katılacaktır diye düşünüyorum. sonra fatih terim kovuldu, mancini geldi, devre arasında bruma'yı 3-5-2 kanadı olarak denediği bir türkiye kupası maçında bruma'nın çapraz bağları koptu, sezonu kapattı. ertesi sezon yabancı sınırı 5'e düştüğü için işi iyice zorlaştı, hazırlık maçlarında iyi sinyaller verse de prandelli döneminde hiçbir şey yapamadı. hamzaoğlu geldikten sonra bruma'ya ısrarla forma verse de bruma resmen top oynamayı unutmuştu. rakip cezasahası çevresindeki paslaşmalarında sıklıkla top kaptırdığından hiçbir şekilde sorumluluk almıyor, sadece görevini yapıp geri çekiliyordu. bu sebeple dümdüz bir kanat oyuncusuna dönüşmüştü. bruma'nın futbolu tekrar öğrenmeye ihtiyacı vardı ve bu ihtiyacını yoğun bir taraftar ve saha içi baskısı hissettiği galatasaray'da karşılaması mümkün değildi.
bu sebeple real sociedad'a kiralanmasının doğru bir karar olduğu kanısındayım. eğer bruma bu sene de bizde kalsaydı geçen seneden çok farklı olmayacaktı, iç sahadaki en ufak hatasında yüksek sesle homurtular yükselecek, burak ve sabri bu çocuğa kızıp bağırarak özgüvenini kırmaya devam edeceklerdi. bruma da hiçbir zaman yeteneklerini hatırlayamayacaktı. şimdi taraftar baskısının minimum olduğu, genç futbolcuların sıklıkla şans bulduğu bir takımda oynuyor. böyle bir takımda oynadığı müddetçe performansı er ya da geç yükselecektir. bu ikinci yarının sonlarına doğru bile olabilir. çünkü bruma mental olarak çok üstün bir futbolcu değil, biraz geç öğreniyor maalesef.
ha, bruma'nın performansı ne kadar yükselir orasını bilemeyiz elbette. ancak bizde kalsa futbolunda bir gelişme sağlaması mümkün olmadığı için değeri iyice düşüp tam bir ölü yatırıma dönüşecekti, şimdi en azından futbolunun üzerine koyabilecek. bir benzetmeyle anlatmak gerekirse, bizim yaptığımız halden 100 kilo şeftali alıp sonra güneşin alnına yatırıp çürütmekti. bu meyveyi 2 sene boyunca çürüttük. sonra kalanları toparlayıp buzdolabına koyduk, artık o meyvenin dolapta kendini toplamasını bekliyoruz. şimdi o meyveyi geri satayım dersen elbette pazardan aldığın fiyata satamazsın, çünkü bir kısmı çürüdü artık. senin o meyveyi aldığın fiyata veya daha fazlasına satmanın yolu, meyveyi işleyip tatlı yapmaktı. ama biz bunun yerine meyveyi çürütmeyi seçtik. bari bundan sonra dolaptan çıkarmayalım da kalan kısımlarını kurtaralım.
futbolculuğuna gelirsek, şu anki haliyle yasin'den daha kötü oynamayacağına kalıbımı basarım. ancak bu çocuğu geri çağırdığımızda, futbolunu geliştirmesini istiyorsak onun üzerine titrememiz gerekiyor. mustafa denizli'nin onu her maç en az 60-70 dakika oyunda tutması, diğer futbolcuların onun özgüvenini kırmalarını sert tedbirler alarak engellemesi gerekiyor. ancak ben ne denizli'nin böyle bir özveri göstereceğine, ne de diğer futbolcuların bildiğini okumaktan vazgeçeceğine pek ihtimal vermiyorum açıkçası. bu yüzden bırakalım bruma ispanya'da takılmaya devam etsin, zaten gelse de çok büyük bir katkı yapamayacak. biz yasin'le çolak'la yolumuzu buluruz bir şekilde, bari o çocuğu çürütmeyelim daha fazla.