• 324
    --- alıntı ---

    mustafa denizli benim futbol camiası içindeki en yakın dostum diyebilirim. galatasaray’a geldiği günden bu yana. onunla ilgili söyleyeceklerim çok objektif olmayabilir. mustafa denizli, türkiye’de teknik direktörlükte bir kalite çıtasıdır. ve adam gibi adamdır. kimse bilmez belki ama terim görevden alındığı gün dönemin yönetimi denizli’yi istedi. “fatih benim bu meslekte en yakın dostlarımdan biridir. kabul edemem” dediğini ben biliyorum. tabii ki doğru seçim. eğer bu sezonu kaybetmek istemiyorsanız ve yarışa devam etmek istiyorsanız denizli en doğru seçimdir hatta tek doğru seçimdir.

    birkaç hafta önce faruk süren, mustafa denizli ve ben paper moon’da bizim mutad cuma yemeklerinden birinde beraberdik. mustafa hoca orada şöyle bir laf etti. gözleri dolarak. “futbolcu büyük mustafa’yı, mustafa denizli yapan galatasaray’dır. bendeki galatasaray sevgisini kimse silemez. bugün sahip olduğum tüm kariyeri ben aslında galatasaray’a borçluyum. futbolu bıraktığım gün beni derwall’in yanına 2. adam olarak koymasalar, bana genç yaşta güvenip o takımı emanet etmeseler ben, ben olamazdım. ben o sayede avrupa şampiyon kulüpler kupası’nda yarı final oynadım. farklı takımlarda türkiye şampiyonluğu yaşadım. bana bu yolu açan galatasaray’dır ve her zaman galatasaray’a borçluyum.” mustafa denizli bu sözleri söylediği sırada ne galatasaray’a gelme ihtimali vardı ne de böyle bir beklentisi. mustafa denizli’nin galatasaray’a bakışı budur.

    - seyirci antalya maçında hamza hoca’nın ardından hiç destek olmadı. hamza hoca’nın gidişine taraftar çok negatif bakmadı galiba. siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

    taraftar zaten hamza hoca’yı asla bağrına basmadı. hataları görülüyordu. taraftar da benim gibi hamza’nın bu yıl takımın başında kalmasından yana değildi. ayrıca da takımı negatif etkilemek istemediler.

    - hamza hoca’nın hataları yok muydu?

    olmaz mı? çok hatası var. geldiği gün 80 yaşındaki bilmem ne ağabeyini alt yapının başına getirmek istedi mesela. daha neler? ne burası langaspor mu, galatasaray mı? o gün ali dürüst bunu engelledi, biliyorum. yine de teknik kadroya aldı. transfer hataları, takım kurma hataları, oyuna müdahale hataları... gırla hata var. son rize maçında sneijder’ın “hoca niye bir şey yapmıyor!” diye kulübeye isyan ettiğini biliyorum. takıma hakim de olamadı. yarsuvat-ali-abdurrahim- hamza bir ekip olarak başarılı oldular. sonra bu ekipten bir hamza kaldı ve aynı başarıyı elde edeceğini düşündü. olmaz. bazı işler bireyseldir, bazı işler ekip işidir. üstelik de hamza o ekibin en zayıf elemanıydı.

    - hamza hoca konusunda yapılan hatalar nelerdir?

    “hatalar nelerdir?” diye sorarsanız vereceğim yanıtları bu sayfaya sığdıramazsınız. baştan sona hatalı bir durum var. hata en başından başlıyor. hatırlarsanız geçen sezon sonundan beri hamza hamzaoğlu ile anlaşmanın uzatılmaması gerektiğini söyledim. siz de burada aktardınız. ilk hata hamza hamzaoğlu ile sözleşmeyi uzatmaktı. uzatmak nasıl hataysa, bu yıl da ortada somut ve gerçekçi bir gerekçe yokken bozmak hata. başkan, “ben burada olduğum müddetçe hamza hocamızdır” diyor. üzerinden iki ay geçmeden hamza postalanıyor. ne oldu başkan’ın sözü? böyle bir durumda suistimal dışında bir nedenle sezona benim beklediğimden daha iyi başlamış bir hocayı yollayamazsınız. galatasaray etiğine uymaz bunlar.

    ‘genç yöneticiler her şeyi bildiklerini saniyorlar’

    - son yıllarda g.saray yönetimlerine genç yöneticiler negatif damga vuruyor. mesela; aysal, sedat doğan konusunda ne kadar yanıldığını geç anladı. şimdi yönetimde yine genç isimler etkin. sizin yorumunuz nedir?

    mesele genç olmak, yaşlı olmak değil. mesele galatasaray’ı bilmek, galatasaray’a uymak. alp yalman da, faruk süren de, özhan canaydın da bu kulüpte genç yaşta yöneticilik yaptılar. ancak gençler galatasaray’da ego tatmini yapmadılar. türkiye dahilinde galatasaray’ı öğrendiler, tecrübe edindiler sonra da başkan oldular, 2. başkan oldular. bu yeni genç dedikleriniz galatasaray’a hiçbir seviyede hizmet etmeden, kulüp içinde pişmeden, kulübü öğrenmeden, bilmeden yönetimlere girdiler. girdikleri anda da her şeyi bildiklerini zannetmeye başladılar. her şeye karıştılar. cemiyet kafasıyla, bazı liselilerde olan ilkel bir anlayışla oralarda kafalarına göre iş yapmaya, yaptırmaya kalkıştılar. sorun lisede veya liseli olmakta değil, sorun bu kafada. bir de acemi başkan adaylarını iyiden iyiye etki altına alırlar. bunlar süren’e, yalman’a falan sinek vızıltısı gibi gelir ama tecrübesiz başkanlar bunları adam zannedip değer verir.

    --- alıntı ---

    http://www.webaslan.com/...damdir-SXHBQ82333SXQ
App Store'dan indirin Google Play'den alın