• 305
    bu günlerde ismini daha sık duymaya başladığımız program sunucusu. kaos ortamından hoşlanıyor, gittiği her yeri karıştırıyor. belki bu huyu kendisinin çok da hoşuna gidiyor ama onun galatasaraylı olduğunu bilmek bile ruhumu daraltıyor, maalesef ki galatasaraylı dediklerimden. inşallah iki başkan adayının da listesine giremez, kendisini bir daha galatasaray yöneticisi olarak görmek kabus gibi olur...
  • 308
    --- alıntı ---

    “ersun yanal kalsaydı, büyük ihtimalle fenerbahçe bu sezon yine açık ara şampiyon olurdu. ama yönetim istemedi. kendi bilecekleri iş. yanal kalsa muhtemelen şu andakinden çok daha fazla puan toplarlardı.”

    f.bahçe’de ismail kartal’ın performansı için ne söyleyeceksiniz? bir takım bu kadar değişir mi? ersun yanal kalsaydı farklı olur muydu?
    ersun yanal kalsaydı büyük ihtimalle fenerbahçe bu sezon yine açık ara şampiyon olurdu. ama yönetim istemedi. kendi bilecekleri iş. kartal’ın performansını neye göre değerlendireceğim. takım 3. sırada. liderle puan farkı 2. demek ki iyi. yanal kalsa şu andakinden daha fazla puan toplarlar mıydı? muhtemelen daha iyi olurlardı.

    f.bahçe ve g.saray seyirciden şikayetçi. özellikle f.bahçe’de konunun passolig değil, oynanan futbol olduğu söyleniyor. ersun yanal’ın gönderilmesine yönelik tepkinin devam ettiği düşünülüyor. sizce bu doğru olabilir mi?
    passolig’in tribünlere etkisi büyük. benim 10 tribün kartım var. arkadaşlarımı, misafirlerimi davet ederdim eskiden. şimdi kimseyi edemiyorum. tek başıma izliyorum maçları. oradan pay biç passolig etkisine. taraftardan şikayet edilmez. maça gelmiyorlarsa sorunu kendilerinde arasınlar. galatasaray sezon başlarken kombineleri passolig’le satsaydı böyle olmazdı. keza fenerbahçe, passolig’le anlaşmayı geciktirmese o da daha az sıkıntı yaşardı. tabii bunları söylerken passolig’e hak veriyorum zannedilmesin. passolig’e çok karşıyım.

    g.saray avrupa’da olduğuna dua etsin!
    g.saray’ın şampiyonlar ligi’nden 1 puanla elenmesi, türk futbolunun durumunu ortaya koyuyor. türkiye ne yapmalı? neden devler ligi’nde hem mali hem de fizik olarak eziliyoruz?
    bunu iki yıldır söylüyorum. türk futbolu çöküşte. soruyorlar, “milli takım niye başarısız?” diye. kulüp takımları böyle olursa milli takım nasıl iyi olsun. bakın galatasaray, avrupa şampiyonu oldu. o takımı baz alan milli takım, dünya 3.’sü oldu. fenerbahçe, avrupa’da iyi oynarken f.bahçeli oyuncuların önemli pozisyonlarda olduğu milli takım, avrupa şampiyonası’nda iyi işler yaptı. galatasaray özeline gelirsek 800 milyon borcu olan ve kötü yönetilen bir takım avrupa’da iyi sonuç alamaz. avrupa’da maç oynayabildiklerine dua etsinler!

    polat’ın hatası ‘her neyse’

    adnan polat’ın basın toplantısıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
    tamamını izlemedim ama izlediğim bölümü çok hatalıydı. bir sürü şey söylüyor sonra “her neyse” diyor. kendi sözlerini, verdikleri mesajları önemsizleştiriyor.

    ünal aysal, fenerbahçeliler’i birleştirdi
    fatih bey, pazar akşamı bir televizyon programında ünal aysal’ın şike meselesine müdahil olmasının galatasaray’a zarar verdiğini söylemeniz üzerine galatasaray’dan da trabzon’dan da tepkiler aldınız. sizce niye aysal hata yaptı?
    galatasaray’ı hiç alakası olmayan bir konunun içine soktu. f.bahçeliler’i aziz yıldırım’ın arkasında birleştirdi. türk sporunda dostluğa dayalı rekabetin oluşmasının önünü kesti. üstelik de fenerbahçesiz bir ligin galatasaray’ın lehine olmayacağını anlamayacak kadar da bu işlerden uzak olduğunu gösterdi. elbette suç var ise cezasız kalmamalı ama galatasaray’ın işi değildi bu konuya müdahil olmak.

    töre bildiği yolda devam ediyor
    gökhan töre hakkındaki düşünceleriniz? “böyle giderse yeni emre belözoğlu olacak” görüşleri oluşmaya başladı. g.antep’te attığı dirsek gündem oldu. daha önce beşiktaş’la ilgili kasımpaşa maçının başında motta’ya, trabzon maçında da sosa’ya çıkmayan kırmızı kartlar çok tartışılmıştı...
    bu söylediğiniz bir süredir spor yazarları tarafından dillendiriliyor, “beşiktaş kollanıyor” şeklinde. ben bunu bilemem. türkiye’de siyaset her şeye hakim. belki çarşı grubu’na saçma sapan bir dava açılmış olmasının etkisini azaltmak için siyaset böyle bir tutuma yöneltmiş olabilir federasyonu. dediğim gibi bilemem. sonuç olarak beşiktaş iyi oynuyor ve kazanıyor.

    gökhan töre’ye gelince... en başından başlamak lazım; milli takım’dan... arkadaşlarına silah çeken bir futbolcunun milli takım’a çağrılması ve silah çekilenlerin milli takım’dan dışlanması gökhan töre’ye “bildiğin yolda devam et” mesajıdır. o da bildiği yolda devam ediyor. yanlışın bedelini ödemezseniz yanlış size doğru görünmeye başlar.
    verilmeyen kırmızı kartlara gelirsek. büyük takımlara böyle imkanları hakemler sağlıyor ne yazık ki! ama melo gibi mimlenince gözünüzün yaşına bakmıyorlar çünkü onlar baştan mahkum. şimdi emre de o duruma geldi. yakında gökhan töre de kırmızıları görmeye başlar.

    seba sezonu beşiktaş’ı olumlu etkiliyor
    beşiktaş şu anda iyi gidiyor. bu gidiş sezon sonuna kadar sürer mi? süleyman seba sezonu olması beşiktaş’ı psikolojik olarak etkiler mi?
    niye etkilesin! beşiktaş’ın sorunu kadro derinliği olabilirdi ama şimdilik idare ediyorlar. sahası olmadan ligi götüren bir takım için çok iyi yerdeler. süleyman seba sezonu olmasından da giderek olumlu etkileniyorlar.

    devlet, kartal'a milyarlık kıyak yaptı
    beşiktaş’ın stadı herkese dert oldu. sizce ne yapılmalı, bu stat biter mi?
    başladığına göre biter. bu sezona yetişeceğini zannetmiyorum. devlet, beşiktaş’a çok büyük bir kıyak yaptı. hem stadın arazisini hem de arkasındaki birkaç dönümlük araziyi verdi. milyar dolarlık bir arazi.
    paşa’da motivasyon problemi var

    kasımpaşa bu sene sıkıntılı bir sezon geçiriyor. deplasmanlarda etkisiz. grafik inişli-çıkışlı. sizce bunun sebepleri neler?
    motivasyon eksikliği diye düşünüyorum. türkiye liglerinin en sorunsuz takımı. paralarını tıkır tıkır alıyorlar. mali problem yok, tesisler mükemmel. kadro iyi. belli ki motive edilmeye ihtiyaçları var.

    dürüst stat konusunda haklı
    derbi maçı için ali dürüst’ün “konya’ya falan gitmeyiz” demesi beşiktaşlılar’ı kızdırdı. siz ne diyorsunuz?
    ali dürüst aslında galatasaray kulübü’nün yönetim kurulu üyesi değil. ama galatasaray’da sportif a.ş’de yönetimde. fakat sanki kulübün 2. başkanı muamelesi görüyor medyadan. bence haklı, ben de olsam konya’ya gitmek istemem. niye şampiyonluktaki rakibime avantaj sağlayayım diye düşünürüm. gerçi konya stadı, galatasaray’a iyi geldi ama...

    hamza hoca’yla takımın kanları uyuştu
    hamza hoca ‘yeni bir terim’ olabilir mi?
    geçen hafta sordunuz söyledim. niye olmasın? yeni terim, yeni denizli olabilir...
    g.saray son yılların en farklı skoru ve en farklı deplasman galibiyeti ile tamamladı haftayı. hamza hoca aşısı tuttu mu?
    belli ki tutmuş. arsenal kazası dışında hamza geldiği günden beri galatasaray’ı yukarı taşıyor. ya da takım, hamza hoca’yı yukarı taşıyor. bu iş kan nakli gibidir. belli ki hoca ile takımın kanları uyuşmuş.
    böyle sürer mi?
    futbolda bunun bir garantisi var mı? ne demiştim size, “hamza hafızalarda yer edecek bir 11 belirlemeli”. şu anda hamza bir 11 oturttu gibi. en azından 10’u oturttu. belli ki galatasaray son haftaya kadar şampiyonluğu kovalayacak.
    o etki zaten oluşmuştu
    türkiye’deki son gelişmeler (paralel operasyonu) 13 ocak’ta yeniden başlayacak olan fenerbahçe’nin davasını etkiler mi?
    bence pek alakası olmaz. o etki zaten oluşmuştu. parelel diyerek ‘şike davası’nı cemaatin üzerine yıktılar çoktan.
    mhk utanç verici durumda
    mhk için düşünceleriniz...
    türk hakemliği hiç bu kadar kötü olmamıştı. bir hakemin uluslararası başarısına bakıp da kendilerine pay çıkarmasınlar. o bireysel bir başarıdır, kurumsal değil. mhk tarihinin en berbat günlerini yaşıyor. utanç verici bir haldeler.

    --- alıntı ---
  • 309
    --- alıntı ---

    beşiktaş-galatasaray maçı için neler söyleyeceksiniz?

    bu maç özellikle galatasaray için daha önemli bir hal aldı... galatasaray’ın beşiktaş’a yenileceğini zannetmiyorum ama çok önemli değil. sonuçta galatasaray hiç derbi kazanamadan şampiyon olmuştu. derbilerde kazanana 6 puan vermiyorlar.

    ''ataman benim gibi!''

    ergin ataman’ın izmir’de yaşanan gerilimde yine ön planda olmasını, gösterdiği tepkiyi ve ardından karşıyaka’nın açıklamasını nasıl karşılıyorsunuz?

    ergin ataman da benim gibi diyeyim, anlayan anlasın.

    --- alıntı ---

    kaynak: sporx

    ergin ataman da benim gibi demiş, bende 'aman allah korusun' diyorum.
  • 312
    (bkz: #1644055)

    düşünsenize aziz yıldırımın elinden kupa aldığımızı, bizi tebrik ettiğini...

    bence güzel düşünmüş, aziz yıldırım fenerbahçe'den kısa zamanda ancak böyle ayrılır. zaten hakem desteği son zamanlarda pik yaptı daha da artacak hali yok. başkan gidince kukla teknik adamların bir şey yapabileceğini düşünmüyorum!

    şaka bir yana futbolun aziz yıldırım ve demirören kadar, mevcut spor yorumcularından da acilen kurtulması gerekli.
  • 314
    --- alıntı ---

    "hamza hamzaoğlu'na ve g.saray'ın yenilgiyi kabul etmeyen yapısına güveniyorum. yoksa f.bahçe kesin favori. en büyük fark, g.saray’ın daha hırslı oynaması ve ‘winner’ futbolcularının olması. hamza hocanın istatistiği sürerse, g.saray uzun yıllar sonra kadıköy’de kazanabilir”

    (gbkz: size 2 hafta önce f.bahçe; akhisar ve konya, beşiktaş; eskişehir ve balıkesir maçlarında 5’er puan kaybedecek denseydi inanır mıydınız?)

    futbolda her şeye inanırım. şöyle sorayım; ‘beşiktaş, liverpool’u eleyecek’ desem siz inanır mıydınız?

    futbolun güzelliği burada. her an her şey olabilir. işte ispanya... atletico, r. madrid’i sürklase edebiliyor. herkes herkesi yenebiliyor. olmayacak şeyler olabildiği için futbol bu kadar popüler zaten. tabii yine de bu kadar sürpriz bana göre de biraz fazla. hadi beşiktaş’ın avrupa yorgunluğu bahanesi var. fenerbahçe’de o da yok.

    (gbkz: pazar derbi var. kim daha ağır basıyor?)

    maç saracoğlu’nda olunca, haliyle f.bahçe favori. şimdi f.bahçe’nin son haftalardaki kötü sonuçlarına bakarak g.saray’ı favori görebilirsiniz ama dikkatlerden kaçmasın, f.bahçe çok kötü oynamıyor. sadece gol atamıyor. baskı kuruyor, pozisyona giriyor, kaleyi bulamıyor. bu her maç böyle olur diye bir şey yok.

    forvetler ayaklarını yarım santim çevirse f.bahçe maçları farklı sonuçla biterdi. o nedenle kimse f.bahçe’yi küçümsemesin. ama yanlış da anlaşılmasın. g.saray’ı da küçümsemesinler. bu yıl iki takım arasındaki en büyük fark g.saray’ın daha hırslı oynaması ve “winner” futbolcularının olması. dileğim g.saray’ın kazanması.

    hamza hoca’nın istatistiği sürerse uzun yıllar sonra saracoğlu’nda bir galibiyet alabilir. açıkçası bu maç için hamza hamzaoğlu’na ve galatasaray’ın hırsına, yenilgiyi kabul etmeyen yapısına güveniyorum. yoksa fenerbahçe kesin favori.

    (gbkz: fenerbahçe’nin iki haftada çektiği gol kısırlığını neye bağlıyorsunuz? sorunlar nerede?)

    bu sorunun yanıtını verebilecek olsam sizinle röportaj yapmaktansa, teknik direktörlük yapar yılda birkaç milyon euro kazanırdım. futbolcularda öyle dönemler olur ama fenerbahçe’nin şanssızlığı tüm forvet hattının aynı anda kısır döneme girmiş olması. bu da baskıyı arttırıyor. baskı arttıkça kısırlık artıyor.

    biraz erkeklerin ereksiyon sorunu gibi düşünün. seks hayatı gayet iyi giden bir adam bir kez bir nedenle iktidarsızlık yaşarsa, ardından her ilişki öncesi “ya yine yaşarsam” diye düşünme başlar ve fiziksel hiçbir neden olmamasına rağmen sorun kalıcı hale gelebilir. golcülerin durumu da böyle oluyor. sonra bir yerde bunu atıyorlar üstlerinden ama bir süre sıkıntı olabiliyor. tabii tek neden bu değil.

    bana göre bu yıl fenerbahçe’nin en aksak yanı kuyt. olağanüstü kötü bir sezon geçiriyor. sahada yok hükmünde neredeyse. caner de olmayınca fenerbahçe’nin yükü gökhan’a kalıyor. o da tek başına bu kadar. bir de emre meselesi var. takımın en önemli adamı hala. bir kere winner. kazanmak için oynayan ve oynatan bir adam. olmayınca takımdan bir değil, iki kişi eksiliyor. ismail kartal’ın da çok cabbar bir teknik direktör olduğunu söylememiz de mümkün değil.

    (gbkz: -futbolcular ve hamza hocanın yaptığı açıklamalarda kadıköy’e beraberlik için gidecekleri havası var. arada 4 puan olması g.saray’a psikolojik rahatlık verir mi?)

    elbette verir. yenilseler bile fenerbahçe’nin önünde olacaklar. bu büyük rahatlık. tabii fenerbahçe ne zaman bunalımlı bir dönem geçirse galatasaray’ı yenip bunalımdan çıkar. galatasaraylılar bunu biliyorlar ve bunu engellemek için her şeyi yapacaklardır. ama bir takım derbi deplasmanına her zaman beraberlik için gider.

    -duygun yarsuvat, kadıköy’e gidecek. hamza hamzaoğlu’ndan sonra ismail kartal da “g.saray şampiyon olursa alkışlarım” ifadesini kullandı. bu olumlu gelişmeler devam eder mi?

    inşallah eder. duygun abi tonton adamdır. gider maça hiç de sorun olmaz. ama bilsinler ki, yarsuvat’ın tersi de çok fenadır. ismail kartal’ın açıklamasını memnuniyetle okudum. hamza hoca da benzer bir açıklama yapmıştı daha önce. keşke olsa ama eminim ki, taraftarları her ikisine de kızmıştır. ancak taraftar kızsa da liderler olarak bunu yapmaları lazım. bizim eski sportmen günlere dönmemiz lazım. ben fenerbahçe bordeaux’yu yendiği zaman aksaray’da arabamın damına çıkıp fenerbahçe bayrağı sallamıştım. 30 sene mi geçti üzerinden. gezi’de kol kola gezen taraftar niye birbirini alkışlamasın.

    (gbkz: -f.bahçe-akhisar maçında sonucu etkileyen özgür yankaya, mhk tarafından dinlendiriliyor. aziz yıldırım “bir daha kadıköy’e gelemez. hatalar sürerse sahanın ortasına otururum” dedi... bu konuda ne düşünüyorsunuz? )

    aziz yıldırım’ın açıklamalarını dinledim. baştan aşağıya suç. ‘o hakem kadıköy’e gelirse nasıl çıkacak o stattan’ diyor. bu söylenecek laf mı? bayağı bir tehdit. ölüm tehdidi. aziz bey yine ölçüyü kaçırıyor. bir programda izledim, bir tanıyan hanımefendi çıktı, özgür yankaya’nın fenerbahçe taraftarı olduğunu açıkladı. buyrun buradan yakın.

    maçın sonucunu ilk etkileyen ve tek etkileyen hakem özgür yankaya mı? her maçta oluyor bunlar. 2-3 hakem dışında hakemlerimizin form durumu ortada. aziz yıldırım gibi konuşmalar hakemleri daha da kötü maç yönetmeye itiyor. sahanın ortasına oturmakla hakemler daha iyi maç yönetecekse gidip hep beraber oturalım. aziz bey’in haklı olduğu yer ise şu: hata yapan hakemlerin, mhk tarafından korunuyor olması.

    formsuz hakem bedel ödemeli. ortalıkta birkaç tane dışında iyi hakem yok diye tüm hakemlere mahkum olmamalıyız. tabii hakem hataları sadece büyük takımlara yapıldığı zaman göze batmamalı. ‘fenerbahçe’nin, galatasaray’ın hakkını yeme, diğerlerininkini ne yaparsan yap’ mantığı da kabul edilebilir gibi değil.

    (gbkz: -melo’nun yerine hamit oynuyor. erciyes maçında çok iyiydi. derbide felipe melo aranır mı?)

    hamit şimdilik melo’yu aratmıyor gibi. melo’nun rakip ceza alanında hava üstünlüğü vardı. hamit’te bu yok ama onun da şut üstünlüğü var ki bu fenerbahçe maçında çok işe yarayabilir. fenerbahçe savunması son maçta sneijder’ın kestiği cezaları biliyor ve önlem alacak. bu sefer hamit ortaya çıkabilir, selçuk çıkabilir. bunlara yakın markaj yaparsan bu kez arka taraf boşalır, burak ortaya çıkar, umut çıkar. onların başına adam diksen bu sefer galatasaray’ın dikine çalım atabilen adamları var, onlar ortaya çıkar. melo aranır mı? melo hem iyi bir futbolcu hem baş belası. olması mı iyi olmaması mı iyi kafam karışık.

    (gbkz: -beşiktaş, liverpool’dan sonra nereye kadar gidebilir. başkan fikret orman’ın dili sürçtü ve uefa kupası’nı hiç türk takımının almadığını söyledi...)

    fikret bey çok sevinmiş olmalı ki, böyle bir şey söyledi. olur böyle şeyler. inşallah bu yıl da beşiktaş alır uefa’yı. beşiktaş sonuna kadar gidebilir. final-kupa hayal değil. liverpool, uefa kupası’nı alsa şaşar mıydınız? liverpool’u eleyen beşiktaş niye alamasın! ben şaşırmam. önceki hafta buradaki röportajda bana beşiktaş-liverpool maçını sordunuz. ben ne dedim; “beşiktaş, liverpool’u madara edebilir” dedim mi?

    bunu derken yüzünüzdeki tebessümü unutmadım. adım adım gidebilirler. ama kura kolay diye sevinmesinler. liverpool da beşiktaş’ı kolay kura olarak görmüştü muhakkak. aynı ciddiyetle yola devam

    (gbkz: - ergin ataman özür diledi. artık olay kapanmalı mı?)
    konu zaten kapandı. bence kapanmalı ama unutulmamalı. ergin ataman’ın yaptığı bir şey olarak değil, sporcuya davranış biçimi, insana davranış biçimi olarak unutulmamalı. hafızalarda kalmalı. bu çocukları, ana babalarının bizlere emanet ettiğini unutmamalıyız. ben bir stajyer muhabiri dövebilir miyim iş öğreteceğim diye!..

    (gbkz: -g.saray kalesinde çok gol pozisyonu görmesine rağmen son dönemde genelde ilk bulduğu atakları gol yapıyor. g.saray’ın sihri nerede?)

    g.saray’ın sihri futbolcular ve onlarla çok iyi bir uyum yakalayan hamza hoca. g.saray hırslı, kazanmak için, kendilerini kanıtlamak için oynayanların takımı oldu. başta sneijder. selçuk kendine geldi. burak çok hırslı. melo keza öyle. g.saray, kalitesinin üzerinde bir takım oyunu oynuyor. golü düşünen çok adamları var.

    --- alıntı ---
  • 316
    kendisini hiç ama hiç sevmem !

    bugünlerde ünal aysal'a operasyon yapıldığını kendisininde buna alet olduğunu dolaylı yollardan da olsa itiraf etmiştir öyle ki herkes aysal için kaçtı gitti yani bir nevi hırsız muamelesi gibi davrandılar neyse beyimiz alo fatih diyor ki bugün ki yazısından..

    --- alıntı ---

    spor medyası ha babam g.saray’ın mali durumundan dem vuruyor. büyükler içinde en iyi durumda olan g.saray. bunu işkembeden söylemiyorum, spk’nın resmi rakamlarına dayanarak söylüyorum. g.saray batık olsa, bankalar zırnık koklatmaz

    -galatasaray’ın en büyük sorununun önümüzdeki yıl yapılacak transferler olduğunu söylediniz? gerçekten de ne olacak bu galatasaray’ın hali!

    ne olacak biliyor musunuz, kafanıza galatasaray kadar taş düşecek. spor medyası ha babam de babam galatasaray’ın mali durumundan dem vuruyor. ben size bir şey söyleyeyim de yazın. büyük takımlar içinde mali açıdan en iyi durumda olan takım galatasaray. fenerbahçe ve beşiktaş’ın mali durumları çok daha kötü. bunu spor basını gibi işkembeden söylemiyorum. devletin bağımsız kuruluşu spk’nın resmi rakamlarına dayanarak söylüyorum. şimdi söyleyeceğim sayıları iyi not al. bak spk’daki resmi rakamlara göre;

    - galatasaray’ın zararı 132 milyon tl. özsermayesi -117 milyon tl. banka borçları toplamı 454 milyon tl.

    - fenerbahçe’nin zararı 150 milyon 780 bin tl. özsermayesi -393 milyon 900 bin tl. banka borçları toplamı 464 milyon tl.

    - beşiktaş’ın zararı 75 milyon 500 bin tl. özsermayesi -439 milyon 728 bin tl. banka borçları toplamı 260 milyon tl.

    açıkça görülüyor ki en iyi durumda olan galatasaray. zaten bu nedenle bankalardan borçlanmakta bir sıkıntı çekmiyor. batık olsa bankalar zırnık koklatmaz, koklatamaz.

    tek sorun nakit akişi

    diyeceksiniz ki ‘niye hep galatasaray gündemde’. çünkü galatasaray’da nakit akış sorunu var. bu sorun fenerbahçe’de de var ama camiası bunu çözüyor. tahvil çıkarıyorlar, fenerbahçeliler hemen alıyor. galatasaray’da olmayan bu. şimdi de 1 milyon üye kampanyası ile nakit akış sorununu çözüp likidite yaratacaklar ve hatta belki borçlarından bile kurtulacaklar

    --- alıntı -

    ki bu alo fatih bey, aysal kimdir neyin nesidir.. başkan olamaz gibi ağlayan insanların başını çeker.
  • 317
    --- alıntı ---

    g.saray-g.birliği maçında ferhat’ın yediği stancu’nun ise atamadığı gol çok konuşuldu... ingilizler ferhat’ın golü için oylama yapmış. yüzde 80 kalecinin golü kasıtlı yediğini oylamış. halen daha da konuşuluyor. siz neler söyleyeceksiniz?

    böyle zırva görmedim. sanırsın ki, golcüler her pozisyonu gol yapıyor da stancu yapmamış. yahu bu stancu, galatasaray’a defalarca gol atmış, o gün atamadı. o zaman umut bulut da boş kalenin önünde ayağının altındaki topu ıskaladı. o da mı şike yaptı. ya da emenike haftalardır şike mi yapıyor kendi takımına karşı! o pozisyondan bir dakika önce frikik attı g.birliği. kaleyi sıyırdı. yani o şutu atan futbolcu o kadar usta ki, kaleyi yalatıyor ama gol mü atmıyor. zırvaca bunlar. kaleci ferhat da kolunu falan çekmiyor. top ağlara gitmiş zaten. yere düşerken kolunu önce yere koyuyor zaten topu filelerde görmüş o sırada. ondan önce de bir sürü kurtarışı var. volkan da yenilmeyecek goller yedi. o da takımını sattı.

    ‘vederson da taca giden topu, f.bahçeli forvetin önüne birakti’

    her şeye böyle bakacaksak, o zaman ben de şunu sorarım; mersin’de serkan balcı, ceza alanı dibinde topa elle vurdu. penaltı olsun diye şike mi yaptı? hakem ceza alanının hemen önünden frikik verdi. ya da gökçek vederson rakipten taca giden topu taca çıkarmayıp, fenerbahçeli forvetin önüne bıraktı. sonrasında olanı biliyorsunuz. o da mı şike? karabük kalecisinin fenerbahçe’den yediği bir gol var. tutuyor sonra dönüp kalenin içine doğru elinden kaçırıyor. o da şike miydi! de ki hatalı yedi, bu hatalar hep oluyor. stancu kötü niyetli olsa, o dakikada o pozisyona bile girmezdi. yapmayın yahu!

    bilic’le devam ederdim

    -bilic muhtemelen seneye beşiktaş’ın başında olmayacak. ismail kartal’ın olması zaten mümkün değil. sizce iki kulüp de doğru karar mı veriyor?

    ben olsam bilic’le devam ederim. ismail kartal ile ilgili fikrim ise başından beri belli. futbolcular, dünyanın en uyanık insanlarıdır. bir hocanın kalibresini 10 dakikada çözerler ve saygı duymuyorlarsa o hocanın işi zordur. bakın sevgi demiyorum, saygı diyorum. futbolcular, ismail kartal’ı seviyordur muhtemelen ama futbol bilgisine saygı duyduklarını hiç zannetmiyorum.

    -sizce beşiktaş, 10 günde neden bu kadar çöktü? nerede hata yaptılar?

    hiçbir yerde hata yapmadılar. beşiktaş, bu sezonun en başarılı takımıdır. size haftalardır ne diyorum, “beşiktaş bu yarıştan kopar. kadrosu dar, takım tecrübesiz. stadı yok. buna rağmen son iki haftaya kadar potada kalmaları büyük başarı. üstelik de bu yıl avrupa’da da çok önemli işler yaptılar. liverpool’u elemeleri bile başlı başına bir işti. bir-iki takviye ve giderek artan tecrübe ile geleceğin en başarılı takımı olurdu beşiktaş statları da bitince. kimse beşiktaş’ı suçlamasın. ne futbolcuları, ne bilic’i. bence çok başarılıydılar.

    çakir’in kişiliği güven veriyor

    -cüneyt çakır hala türkiye’de beğenilmiyor ama şampiyonlar ligi finalini aldı. bir daha hiçbir türk hakeminin böyle bir seviyeye çıkamayacağı konuşuluyor. sizin düşünceniz nedir?

    hakemler, her yerde tartışılıyor. futbolun hızı, oyuncuların çabukluğu karşısında hakemler çaresiz kalmaya başladılar. atletico-barcelona maçında ceza alanındaki pozisyonu dışarı taşıyan hakemi hep beraber gördük. cüneyt çakır da hatadan amade değil ama kişiliği güven veriyor. hata yaptıysa “bu gerçekten hatadır” deniliyor. bu yüzden daha rahat. ayrıca da çakır’ın dışarıda daha az stresli maç yönettiğini hep beraber görüyoruz.

    f.bahçe neden antipatikleşti?

    -emre belözoğlu, feribotta 15 kişi tarafından darp edildi. ama 3 gün sonra çıktı mersin maçında muhteşem bir gol attı. bu futbolcular, psikolojik olarak sizden bizden farklı mı yaratılıyorlar? saldırı için de yorumunuz ne olur?

    emre’nin futbolculuğuna kimsenin bir şey dediği yok. şahane bir golle takımını kurtardı. mesele; emre’nin sahadaki tavrı. feribotta olan olayın kabul edilebilir tarafı yok. saha dışında bu çocukların hepsi bizim evladımız, kardeşimiz. ben sokakta, bir lokantada, bir iş yerinde fenerbahçeli bir futbolcu gördüğüm zaman sarılıp öperim izin verirse, sohbet ederim. biz böyle gördük. saha başka, dışarısı başka. bunu yapanlar kendilerinden utanmalı.

    ‘emre olan bitene hirs yapmiş’

    diğer yandan mahmut uslu isimli zat-ı muhterem “sürekli bize küfrediyorlar” diye ağlanmış. bence oturup bir düşünsün hem uslu, hem yıldırım, hem emre, hem volkan, “biz nerede yanlış yaptık” diye. mehmet topal ve caner o takımın oyuncusu değil mi? niye onlara kimse bir şey demiyor? f.bahçe, 15 yıl önce anadolu’da en sevilen takımdı. ne oldu da 10 yıl içinde en antipatik takım haline geldi? aziz bey, bir düşünsün. beni, abd’de bir maçta küçük de olsa bir grup protesto etti. ben onlara kızmadım, “ben ne hata yaptım da bu insanlar bana bu kadar kızıyor” diye kendimi sorguya çektim. futbolcular bizden farklı falan değil. onlar da biz ne hissediyorsak onu hissediyorlar. ne farkımız olacak. emre de herkes de olacağı gibi yaşadıkları sonrası olan biten karşısında hırslanmış.

    f.bahçe’ye saldiranlar bulunmaz

    -trabzon’da yaşanan kurşunlanma olayının failleri hala yakalanmadı. bu emniyetin beceriksizliği mi yoksa arkasında başka bir şeyler mi var?

    yakalanmayacağını o gün de söylemiştim. ahmet taner kışlalı’nın, uğur mumcu’un, bahriye üçok’un, turan dursun’un, necip hablemitoğlu’nun katilleri bulundu mu? ogün samast’ın arkasındakiler bulundu mu da fenerbahçe otobüsüne ateş edenler bulunsun!

    % 60 g.saray, % 40 f.bahçe

    -g.saraylılar, işi toteme bağladı galiba. kime sorsanız “daha şampiyon değiliz” diyorlar. totemcilere katılıyor musunuz?

    totem; f.bahçeliler’e mahsus bir şey. tabii biz de totem yani uğur yaparız ama bugün ortada totemlik bir şey yok daha bilimsel bir şey var. matematik var. en somut bilimdir matematik. g.saray’la rakibi arasında kaç puan fark var? üç. ligin son düdüğüne kadar takımların alabileceği kaç puan var? altı. yani g.saray, üç puan farkla şampiyon olabilir. g.saray 9 puan farkla şampiyon olabilir. g.saray 6 puan farkla şampiyon olabilir. f.bahçe 3 puan farkla şampiyon olabilir. f.bahçe puan puana gelip, ikili averajla şampiyon olabilir. yani yüzde 60 g.saray, yüzde 40 f.bahçe gibi bir durum var. g.saray’ın avantajı; ipinin kendi elinde olması. ben de g.saray’ın buradan şampiyonluğu vermesinin zor olduğunu düşünüyorum ama sonuçta g.saray’ın da bir mağlubiyetlik canı var. fakat hatırlarsanız ben; f.bahçe, g.saray’ı yendiği hafta söyledim, “f.bahçe, g.saray’ı yendi ama anadolu takımlarına çok puan kaybeder” diye. açın arşivinizi bakın! yani şimdi g.saray’ın, beşiktaş’a, rize’ye puan kaybetme ihtimali var da, f.bahçe’nin, başakşehir’e ve kasımpaşa’ya puan kaybetme ihtimali yok mu? 10 kişilik mersin’i zar zor yenen f.bahçe’nin, bu iki maçı da kolayca aşacağı kesin mi? elbette g.saray daha şanslı ama futbol bu.

    abdurrahim liseli olsa rekor oy alirdi

    -g.saray başkan adayı ahmet özdoğan, “liseli lisesiz diyen bölücüdür” ifadesini kullandı. ne düşünüyorsunuz?

    kesinlikle doğru. ben bunu 25 yıldır söylüyorum. bu yüzden 1992’de alp yalman’ın listesinde yer aldım. bu yüzden kafatasçı galatasaraylılar’la papaz oldum. lise önemlidir galatasaray için ama bir kez o çatı altına girdin mi, liseli lisesiz ayrımı kalmaz. kalmamalıdır. ama geçen hafta da söyledim. bunu aşamadı galatasaray. abdurrahim liseli olsa şimdi o başkan adayıydı ve rekor oy alırdı. ama albayrak liseli olmadığı için dursun özbek başkan adayı ve o alacak seçimi.

    ben gönülsüzüm

    -bu cumartesi g.saray’da kongre var. üç de aday. sizin gönlünüz kimden yana?

    ben gönülsüzüm. onun nedenlerini anlatırım sonra. evet, bu cumartesi kongre var ve üç aday. üçünü de cesaretlerinden dolayı tebrik etmek lazım ama üç adayın da galatasaray’ın sorunlarını çözecek bir ekip kurduklarını düşünmüyorum. gerçi zaten galatasaray’ın sorunu geleceğe ilişkin bir planı olmaması. camianın bir master plan üzerinde uzlaşması lazım. nasıl bir yapı kurulacak, bu iş nasıl çözülecek. günlük nakit sorununu çözmekle, kasa kolaylığı sağlamakla bir yere varılmayacağını görmesi ve büyük bir yapılanma için mutabık kalınması gerekiyor.

    -nasıl bir yapılanma?

    uzun iş; buranın konusu değil. ama galatasaray borç bularak ya da borç çevirerek bu işin içinden çıkamaz. diğer kulüpler de çıkamaz. galatasaray’ın yeni bir sermaye yapısı kurması lazım. kulübe borç değil sermaye gelmesi lazım. meraklısına özel anlatırım. okuyucuları sıkmayayım.

    üç listeye de kanim isinmadi

    -peki “gönülsüzüm” dediniz ilk cümle olarak? o ne anlama geliyor?

    şu anlama geliyor. üç listeye de kanım ısınmadı. her listede çok sevdiğim dostlarım, arkadaşlarım, abilerim var ama onlarla oturup rakı içmeyi, ocakbaşına gitmeyi, maç seyretmeyi, halı sahada maç yapmayı isterim. galatasaray’ın içinde bulunduğu durumdan çıkarmalarını beklemem. o yüzden gönülsüzüm. açık söyleyeyim, ben bu yönetimlerden hangisi seçilirse seçilsin üç yıllık dönemi tamamlayabileceği kanaatinde değilim.

    --- alıntı ---

    http://www.webaslan.com/...mazlar-SXHBQ77599SXQ
  • 319
    --- alıntı ---

    fatih altaylı, habertürk'te galatasaray ile ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı. tecrübeli gazeteci "astana maçı, g.saray tarihine kara leke olarak geçti. hamza hoca maçtan önce yapacağı değişikliği belirliyor ve oyun ne olursa olsun onu yapıyor. şampiyonlar ligi maçında korkuyor, takım da bunu hissediyor" dedi.

    işte altaylı'nın sözleri...

    "sezon başında ‘g.saray şampiyonlar ligi’nden 1 puan alır, onu da astana’dan alır’ dedim. yanılmışım. astana’dan sürpriz bir puan aldılar. muhtemelen 1 veya 3 puan daha alırlar astana’dan. o maç galatasaray tarihine kara bir leke olarak geçti bence. o maç bir hoca felaketidir. hamza’nın en önemli eksiği maç sırasında gelişmeleri ‘group reorganizasyon’ yapmakta. hamza hoca maçtan önce yapacağı değişikliği belirlemiş oluyor ve oyun ne olursa olsun onu yapıyor. o maçta rakibin tek başına kalan denayer’in kanadından nasıl yüklendiği ortada. ya önüne sabri’yi al ya da bir oyuncuyu daha o kanada çek. akıl edemedi. hoca, şampiyonlar ligi maçlarında korkuyor ve bunu takım da hissediyor. en makul açıklama bu.

    g.saray yönetimi, hamza hocadan yazılı savunma istedi. hoca böyle bir savunma vermeyince yönetim florya’ya gitti ve hamzaoğlu’nun gönlünü aldı. bu gelişmelere ne diyorsunuz?

    zırvalığın daniskasıydı. yönetim çok isterse hoca ile toplantı yapar. sorular sorar, hoca sıkıntıları varsa anlatır. oyuncularla toplantı yapılır. yemek yenilir, onlar anlatır ama ben şunu bilirim, öyle bir toplantı yapmakla bu işler çözülmez. orada süreklilik esastır. sorun büyümeden, hatta baş göstermeden florya’da çözülür. ali ile abdurrahim’in yaptığı buydu. şaşkın ördek suya tersten dalarmış. bu yönetimin de yaptığı bu. okuduklarım doğruysa fatih işbecer istemiş raporu. herhalde engin futbol bilgisi, uzun yönetim tecrübesine dayanarak yapmıştır böyle bir şeyi. saçma bir rapor iste, sonra özür dile. şahane iş.

    sneijder ile yapılan sözleşmeye yorumunuz nedir?

    doğru bir iş. sneijder g.saray’a çok katkı sağlayan bir oyuncu. gerçi bu yıl istenilen seviyede değil ama takım genel olarak istenilen seviyede değil. tabii galatasaray’da sorunlardan söz ediyoruz ama bu takım şu anda transfer şampiyonu f.bahçe’nin önünde lig ikincisi. rakipleri bu yıl da g.saray’a bir şampiyonluk hediye edebilirler gibi duruyor. o yüzden g.saray’ın kavga dövüşü kesip lige odaklanması lazım."

    --- alıntı ---

    http://www.webaslan.com/...-facia-SXHBQ81094SXQ
  • 320
    soran olursa bizden olmayangillerden.

    rahmetli levent kirca'nin kendisini rezil rusva ettigi bir video.

    https://www.youtube.com/watch?v=7yBko8YSmgw

    edit: herhangi bir siyasi gorus bildirdigi icin atmadim videoyu. soyle bir konusma geciyor arada ayrica ayni programin sonlarin ben salagim da demistir kendisi. cok da seyapmamak lazim.

    - bak bağırdığın için susuyorum.. bağır .. beni buraya bağırmak için mi çağırdın?
    - niye bağırayım levent abi?
    - bağırıyorsun.
    - niye bağırayım?
    - bağırırım dedin demin.
    - ee bağırırm tabi.
  • 322
    galatasaray'ın başkanına botokslu lakabını takan, kendi abilerini yönetimde istediği için sabah akşam gazetesinden hakaret eden, sabahtan akşama kadar fenerli yavuz semerci'yi tetikçi olarak kullanıp galatasaray'ın borsada dolandırıcılık yaptığını iddia ettiren ve ikinci sermaye artırımının engellenmesine çanak tutan mektepli.

    kendisinin omurgasını da biz kasetlerinden yeterince biliyoruz zaten. hani kokularından anlarlar aynı cins olduklarını diyerek üstü kapalı köpek demiş ya, işte böyle bir adamdır fatih altaylı. kulübün kapısından geçirilmemesi gerekenlerden. mektebinde takılsın bırakın.
  • 325
    --- alıntı ---

    mustafa denizli benim futbol camiası içindeki en yakın dostum diyebilirim. galatasaray’a geldiği günden bu yana. onunla ilgili söyleyeceklerim çok objektif olmayabilir. mustafa denizli, türkiye’de teknik direktörlükte bir kalite çıtasıdır. ve adam gibi adamdır. kimse bilmez belki ama terim görevden alındığı gün dönemin yönetimi denizli’yi istedi. “fatih benim bu meslekte en yakın dostlarımdan biridir. kabul edemem” dediğini ben biliyorum. tabii ki doğru seçim. eğer bu sezonu kaybetmek istemiyorsanız ve yarışa devam etmek istiyorsanız denizli en doğru seçimdir hatta tek doğru seçimdir.

    birkaç hafta önce faruk süren, mustafa denizli ve ben paper moon’da bizim mutad cuma yemeklerinden birinde beraberdik. mustafa hoca orada şöyle bir laf etti. gözleri dolarak. “futbolcu büyük mustafa’yı, mustafa denizli yapan galatasaray’dır. bendeki galatasaray sevgisini kimse silemez. bugün sahip olduğum tüm kariyeri ben aslında galatasaray’a borçluyum. futbolu bıraktığım gün beni derwall’in yanına 2. adam olarak koymasalar, bana genç yaşta güvenip o takımı emanet etmeseler ben, ben olamazdım. ben o sayede avrupa şampiyon kulüpler kupası’nda yarı final oynadım. farklı takımlarda türkiye şampiyonluğu yaşadım. bana bu yolu açan galatasaray’dır ve her zaman galatasaray’a borçluyum.” mustafa denizli bu sözleri söylediği sırada ne galatasaray’a gelme ihtimali vardı ne de böyle bir beklentisi. mustafa denizli’nin galatasaray’a bakışı budur.

    - seyirci antalya maçında hamza hoca’nın ardından hiç destek olmadı. hamza hoca’nın gidişine taraftar çok negatif bakmadı galiba. siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

    taraftar zaten hamza hoca’yı asla bağrına basmadı. hataları görülüyordu. taraftar da benim gibi hamza’nın bu yıl takımın başında kalmasından yana değildi. ayrıca da takımı negatif etkilemek istemediler.

    - hamza hoca’nın hataları yok muydu?

    olmaz mı? çok hatası var. geldiği gün 80 yaşındaki bilmem ne ağabeyini alt yapının başına getirmek istedi mesela. daha neler? ne burası langaspor mu, galatasaray mı? o gün ali dürüst bunu engelledi, biliyorum. yine de teknik kadroya aldı. transfer hataları, takım kurma hataları, oyuna müdahale hataları... gırla hata var. son rize maçında sneijder’ın “hoca niye bir şey yapmıyor!” diye kulübeye isyan ettiğini biliyorum. takıma hakim de olamadı. yarsuvat-ali-abdurrahim- hamza bir ekip olarak başarılı oldular. sonra bu ekipten bir hamza kaldı ve aynı başarıyı elde edeceğini düşündü. olmaz. bazı işler bireyseldir, bazı işler ekip işidir. üstelik de hamza o ekibin en zayıf elemanıydı.

    - hamza hoca konusunda yapılan hatalar nelerdir?

    “hatalar nelerdir?” diye sorarsanız vereceğim yanıtları bu sayfaya sığdıramazsınız. baştan sona hatalı bir durum var. hata en başından başlıyor. hatırlarsanız geçen sezon sonundan beri hamza hamzaoğlu ile anlaşmanın uzatılmaması gerektiğini söyledim. siz de burada aktardınız. ilk hata hamza hamzaoğlu ile sözleşmeyi uzatmaktı. uzatmak nasıl hataysa, bu yıl da ortada somut ve gerçekçi bir gerekçe yokken bozmak hata. başkan, “ben burada olduğum müddetçe hamza hocamızdır” diyor. üzerinden iki ay geçmeden hamza postalanıyor. ne oldu başkan’ın sözü? böyle bir durumda suistimal dışında bir nedenle sezona benim beklediğimden daha iyi başlamış bir hocayı yollayamazsınız. galatasaray etiğine uymaz bunlar.

    ‘genç yöneticiler her şeyi bildiklerini saniyorlar’

    - son yıllarda g.saray yönetimlerine genç yöneticiler negatif damga vuruyor. mesela; aysal, sedat doğan konusunda ne kadar yanıldığını geç anladı. şimdi yönetimde yine genç isimler etkin. sizin yorumunuz nedir?

    mesele genç olmak, yaşlı olmak değil. mesele galatasaray’ı bilmek, galatasaray’a uymak. alp yalman da, faruk süren de, özhan canaydın da bu kulüpte genç yaşta yöneticilik yaptılar. ancak gençler galatasaray’da ego tatmini yapmadılar. türkiye dahilinde galatasaray’ı öğrendiler, tecrübe edindiler sonra da başkan oldular, 2. başkan oldular. bu yeni genç dedikleriniz galatasaray’a hiçbir seviyede hizmet etmeden, kulüp içinde pişmeden, kulübü öğrenmeden, bilmeden yönetimlere girdiler. girdikleri anda da her şeyi bildiklerini zannetmeye başladılar. her şeye karıştılar. cemiyet kafasıyla, bazı liselilerde olan ilkel bir anlayışla oralarda kafalarına göre iş yapmaya, yaptırmaya kalkıştılar. sorun lisede veya liseli olmakta değil, sorun bu kafada. bir de acemi başkan adaylarını iyiden iyiye etki altına alırlar. bunlar süren’e, yalman’a falan sinek vızıltısı gibi gelir ama tecrübesiz başkanlar bunları adam zannedip değer verir.

    --- alıntı ---

    http://www.webaslan.com/...damdir-SXHBQ82333SXQ
App Store'dan indirin Google Play'den alın