• 390
    (bkz: hamza hamzaoğlu/#1834666) yazının içindeki "iftira atma ve ahlaksızlık" hakkında yazdığı paragrafa yüzde yüz katıldığım güzel bir yazı yazmıştır.

    yazısında önemli bir çok noktaya değinmiş. ancak katılmadığım bir nokta var. oyuncu tercihlerini eleştirenleri sığ ve ergence diye nitelemesini pek anlayamadım. mesela aşçı örneği vermiş. diyor ki "helvayı nasıl yaptığından sana ne? sen aşçı değilsin, sen yemeği yiyecek olansın! yemek kötü mü? değil!" hata yaptığı yerin burası olduğunun düşünüyorum. aşçı değilim ama yemek yapmayı bilmiyor da değilim. bu konuda fikirlerim var ve bunları söylüyorum. bunun neresi sığ ve ergence anlayamadım. belki de yazının o kısmını yanlış anlamışımdır.

    şimdi burada çoğu yazar arkadaşımın herhangi bir konuya yaklaşımını şöyle bir örnekle açıklayabilirim diye düşünüyorum. 8. bitirdiğimiz sezon digiturk'um yoktu dolayısıyla her maçı kahvede izlerdim. puşt kahveci "artık bursa maçları da derbi sayılıyor" diye o maçlardan da 5 lira alıyordu. neyse, o yıl çoğunlukla o kahveye gittim. kahvenin sol arka köşesinde sandalyeye yan oturup sırtını duvara yaslayan, sandalyenin sırt yaslanacak kısmına da kolunu koyan ve o elinde de tesbih sallayarak maç izleyen 40-45 yaşlarında bir ağabey vardı. ağabeyin lakabını hakan balta koymuştuk. çünkü hakan balta'nın oynadığı her maç, hakan balta'nın ayağına gelen her iki toptan birinde ya da spikerin her iki kere hakan balta deyişinin birisinde mutlaka "bu hakan balta'nın bu takımda ne işi var amuhagoim?" veya türevi bir cümle kurarak küfür ederdi. benim asıl hayret ettiğim ise hakan balta da olumlu bir hareket yaptığında ya da gol attığında "yanlışlıkla yaptı, top kafasına çarptı, o malda o yetenek nerede?" derdi.

    extensor, yazısının sonunda diyor ya hani "size göre 48 maç da şans, senin beynin açıklayamayınca şans. "şans şansoğlu" oluyor" diye. işte haklı olduğu konu bu. siz de kahvedeki hakan balta'ya sürekli küfür eden ağabey gibi davranıyorsunuz bu konuda. ya da başka herhangi bir konuda. halbuki siz öyle bir adam değilsiniz ama "ben demiştim" demeyi o kadar çok seviyor ve haksız çıkmaktan o kadar korkuyorsunuz ki buraya yazdığınız cümleler, kahvede ağabeyin hakan balta'nın olumlu hareketlerine şans demesi gibi gözüküyor. burada neler neler okudu bu gözler.

    extensor'un art niyet taşıdığını düşünmüyorum. evet üslubu şık durmamış ama unutmayın onu bu üslupla yazmaya sizler mecbur bıraktınız. had bildirmiş ya da haddini bilsin gibi söylemler kullanılmış. kendisinin kimseye had bildirdiğini düşünmüyorum. her konuda herkes bir tarafmış gibi davranmaya alıştığımız için illa birileri birilerine had bildirmeli, kapak takmalı diye düşünülüyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın