• 9402
    burada hakaret, aşağılama, üslup bozukluğu, saldırganlık, isterik hareketler, sürü psikolojisi, kısaca ilkel insanı çağrıştıran ne varsa hepsi mevcut. yeni neslin ciddi bir seviye problemi olduğu malum, yetişme şartları ve internetle olan hesapsız ve plansız ilişkileri sebebiyle bu anlaşılabilir belki. gel gelelim büyüğünden küçüğüne herkes, bir hedef seçip olabilecek en bayağı şekilde o hedefe kin kusmak, saldırmak ve çoğunluktan güç alarak bunu yapmak konusunda sıraya girmiş gibi.

    özel örnek vermem gerekirse, konuyu direkt olarak en sevilmeyen objeler üzerinden anlatayım. örneğin volkan demirel. kendisini sevmemek normal, zaten hareketleriyle bunu bizzat kendisi sağlıyor sağolsun. pekala, bunu kabul edelim de, her ne olursa olsun bir insana sürü halinde "ayı" benzetmesi yapmak, alenen bu hakareti etmek neresinden bakarsan bak seviyesizliktir. bu sözlükte buna benzer o kadar giri okudum ki, sayısı meçhul. bir kısmı silindi, bir kısmını ihbar ettim, rerererarara sağolsun "haqaret diyil phu xd" diyip hatalı ihbar saydı. bir insana, sırf onu sevmiyorsun diye, tamamı galatasaray taraftarlarından oluşan bir yerde "ayı, boz ayı vb." hakaretler savurmanın anlaşılabilir tarafı yok. sürü psikolojisi bu.

    bunun ötesinde, bugüne kadar galatasarayda görev yapmış olan roberto mancini, ünal aysal, bülent tulun, adnan sezgin, hamza hamzaoğlu ve hatta fatih terim gibi isimlerle ilgili yırtık dondan fırlar gibi fırlayan "komisyoncu" ithamları gerçekten ayıp. kim sevmediği bir oyuncuyu takımda görse "bunun üzerinden komisyon almış" iftirasını sözde isim vermeden atıyor. bu iş burada o kadar kolay ki. şu an moda, hamzaoğluna jpk üzerinden, bilal üzerinden bu iftirayı atmak. sinyor mancini zamanında da ontivero üzerinden hem bülent tuluna, hem bizzat robertoya bu iftira atılmıştı. işin kötüsü, bu tür girilerin ihbarına geri dönüş %90 "hatalı ihbar" oldu.

    bir insana "ayı" demek hakaret değil, "komisyoncu" demek iftira değil, peki bu sözlükte ne yasak? toplumun evrimi sürecinde gelişen ahlak kurallarının hangisi geçerli burada?

    galatasaray lisesine, eleştiri dozunu aşan hakaretler edilmesini hiç saymıyorum. ben bu sözlükte, galatasarayın 49 yıllık kullanım hakkına sahip olduğu araziyi elinden alıp, o araziden yüzyılın karını ettiği halde galatasaraya önceden anlaşılmış projenin içinden sadece kuş kadar bir stat yapan ve bir de stadın kullanım hakkını hala galatasaraya vermeyen, bir metro inşaatını yıllardır bitirmeyen, sırf stat açılışında yuhalandı diye çevre düzenlemesini inatla yapmayan devletin "galatasaraya çok yardım ettiler, nankörsünüz :(" ddiye övüldüğünü gördüm. haliyle, nankörlük kavramının bu denli ters yüz olduğu yerde galatasarayın kökenine hakaret edilmesi normalleşmiş duruma geldi maalesef.

    bir diğer sinirime dokunan konu da doğum günü tebrikleri (yahut hastalıkta iyi dilekler, ölümlerde taziyeler, neyse işte.). bir yazarın doğum günü olduğunda ona özelden mesaj atıp doğrudan doğum gününü kutlamak zor değil. nickaltında 1034309 adet "doğum gününü kutladığım yazar. not: heksbola beklerim, eline vercem üzgün surat" tarzı giri olması dünyanın en saçma, en gereksiz olgusu. düşünmeden, "ben bunu niye yapıyorum?" diye sormadan yapılıyor her şey. biri yol açtı mı arkasından koşa koşa gidiyor herkes. insanlar sürü psikolojisi içinde sürü psikolojisine saydırıyorlar. sorsan herkes ölümüne özgür, sürüye karşı, "insanlar hep sürü psikolojisiyle oy verioo felam," ama davranışa gelince maşaallah "sonunu düşünen kahraman olamaz."

    yazarlar arası gruplaşmalar ayrı bir konu. türk toplumu -yabancı toplumları inceleme şansım olmadı- kraldan çok kralcıdır zaten. anti-hamzacılardan ya da hamzacılardan birinin nickaltına menfi bir şey yazılmayagörsün. nickaltı "bizim mahallenin kızına bakmışsın" kavgasına sahne oluyor. "x'e y diyenlerin, z dediği yazar. yürüyedursun!1!!1!1!11" türü giriler görmekten gına geldi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın