resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kayserispor
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 9836
    genelde, kendisinin başlığına girip, kendisi hakkında yapılan yorumları, yarım ağızla sırıtarak, yakınlarda çekirdek neyin varsa onu çitlemek suretiyle, kendi evimdeysem arkama yaslanıp, bir avuç fıstık alıp elbette yanına "pısttıü" sesiyle açılan bir bira açıp okuduğum futbolcu.

    eskiden olsa, iyi oynadığı zaman iyi, kötü oynadığı zaman kötü yazardım. lakin son bir kaç haftadır bu konu ilginç boyutlara ulaştığı için artık gülümseyerek hatta bazen bayağı bir gülerek sadece okuyorum. "acaba sarhoşken falan yazdığım oldu mu hiç?" diye düşünüp az önce baktım. yazmamışım. kendisinin başlığı altındaki en son iki yazım yaklaşık 3 hafta önce kendisini hakkında yaptığım bir araştırma.

    yine bugün, dünkü trabzon maçının tamamını tekrar izledikten sonra açıp yorumları okudum. burak hakkında yaratıcılık sınırlarını zorlayan eleştirileri okuyorken (bazıları haklı, bazılarını haksız bulmaktayım) bir yerde gülümsemem kesildi. çünkü kendisi hakkında söylenen şeyler; "zekasında problem var, futbol özürlü, umarım sezonu kapatmıştır ve ofsaytı bile bilmiyor" idi. işte tam bu sırada "artık şuraya bir entry gireyim, durum sakata gidiyor" dedim.

    bu coğrafya insanının belki de en baba sorunu; bir konuda yanlış veya eksik bilgi sahibi olduğu halde o konunun uzmanı gibi yorum yapmak. maalesef okumuşu, cahili yok bunun. herkes yapıyor. geçen sezon, futbolla az ilgilenen bir arkadaşımla sofrayı kurduk, bizim maçı izliyoruz. muslera aut atışı kullanacak, burak savunma çizgisinin bir 5-6 metre ilerisinde ofsaytta ellerini açmış top bekliyor. arkadaşım bana "ya oğlum bu adam mal mı? durduk yere neden ofsaytta bekliyor" dedi. ben de şaşkınlıktan gözlerim büyümüş halde dönüp ona baktım. arkadaşım benim tipimi görünce "niye öyle bakıyorsun lan? yoksa auttan ofsayt olmuyor mu?" dedi. ben ona "eh yani" hareketi yaptım. o da "ha, tamam o zaman" dedi. adam aut atışında geride bekleyerek savunmayı da daha geriye çekip rakip takımın takım boyunu uzatıyor. yani adam "futbol özürlüsü ve ofsaytı bilmiyor" laflarının tam aksine kuralın detaylarını biliyor ve bunu takımının lehine kullanmaya çalışıyor. şimdi bunu öğrenmiş oldunuz. ancak ne yazık ki bunu burak üzerinden öğrendiniz. bunu mesela luiz suarez üzerinden öğrenmiş olsaydınız "adamdaki zekaya bak, neleri düşünüyor. adamlar bu işi biliyor abi, bir de bizdekilere bak. "ofsayt nedir?" desen bilmez futbol özürlüleri." dersiniz. birbirimizi kandırmayalım, bunları çok söylediniz, yine söylerdiniz.

    yani sevgili dostlar, ofsaytı bilmeyen burak değil, sizlersiniz. bir insana bu kadar aşağılayacı yorumlar yapmadan önce, o konuyu iyi bildiğinize emin olun. zira komik durumlara düşüyorsunuz.

    ha burak mı? bazı maçlarda birden fazla kere ofsayta düşüyor. koşucu bir forvetin ofsayta düşmesi çok doğaldır. dünya üzerindeki her koşucu futbolcu ofsayta düşer. fazlası göze batar. kenardan kullanılan serbest vuruşlarda ofsaytta bekliyor ama savunma vuruş kullanılmadan geriye doğru koştuğu için 10 serbest vuruşun 9'unda sorun olmuyor. vuruş kullanılmadan ofsaytta beklemesinin sebebi de markaj yapılamaması içindir. idmanlarda çalışılmıştır. ortada zeka özürlülüğü gibi bir durum yoktur.

    ekstra bilgi: aut atışı ve taç atışınlarından ofsayt olmaz.

    saygılar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın