• 1
    her gün yüzümüze tokat gibi çarpan gerçek. futboldan başlayalım. bir ülke düşünün ki federasyon başkanı ülkenin tiranının yalakası, telefonda babası tirana gözyaşı dökmüş şahıs; yönetim kurulunda ne olduğu ortada olan i. melih'in oğlu; teknik direktörlüğünde paraya tapan, kendisini buralara getirmiş takımı anında satan ve hükümet yalakası parator; takımında rabiacı, tanısan iyi çocukçu küfürbaz kaptan ve eşrafına sahip bir ülke.

    lig takımlarında şikesi tescillenen ve alanen göze sokulan fakat hükümet ile ilişkileri sayesinde ceza almamış fenerbahçe ve küresel komploya inanmış taraftar grubu, ne yazık ki albayrak sağolsun kaçak bir sarayı ziyaret eden galatasaray, hükümetin örtülü ödeneğinden para giden trabzonspor, 1453 bilmem ne bjk adıyla peydahlanan cahil, rezil taraftar grubuna haiz beşiktaş, tek başına yeterli olan osmanlıspor, başakşehir ve kasımpaşaspor.

    passolig adı altında çalık'ın sahip olduğu a bank'a alanen peşkeş çekilen (ki sistemin kendisine hiçbir zaman karşı olmadım) taraftar kartı sistemi, yandaşlara yine peşkeş çekilen stat inşaatları.

    basketbolda tamamiyle saraya bağlı ve beni şahsen hayal kırıklığına uğratan federasyon başkanı ve dopingli eski süperstarına sahip, beğenirsin beğenmezsin ama türkiye'nin aktif en başarılı basketbolcusunun siyasi sebeplerle milli takıma alınmadığı bir ülke.

    olimpik sporlarda hemen hemen her alanında dopingli çıkan ama allah yardım etti gibi popüler açıklamalarla kapatılmış atletlere sahip bir ülke.

    her milli takım yenildiğinde oh olsun diyen, kutuplaşmış ve benim de içinde dahil olduğum grup.

    zaten spora olan ilgi geçen seneki seyirci ortalamalarıyla ortada olan ülke.

    teşekkürler türkiye.

    not: spordan ziyade futbol ile alakalı selahattin duman'ın yazdığı bir yazı var, kendisi duayen falan değildir ama ben beğenirim, eğlenceli yazar.

    http://sosyal.hurriyet.com.tr/...-acele-etme_30073895
App Store'dan indirin Google Play'den alın