3099
forma için savaşan gerçek bir galatasaray'lıydı kendisi. yeri ve zamanı değildir belki anlatacaklarımın, ama başlığı gördüm, unutmadan anlatıyım dedim.
doğuma büyüme isveç'liyim ben. her gurbetci gibi yazları ancak gidebiliyoruz memlekete.
kendimi koyu galatasaray'lı biliyorum, arkadaşlarım "bu ne sevda be" falan diyorlar gurbette nasıl koyu galatasaray'lı olabilirsek işte.
başka bir galatasaray'lı arkadaşım bir gün biriyle tanıştırdı beni, takıldık hepimiz falan.
konu futbola geldi, dediki ben koyu galatasaray'lıyım. bu arkadaş iki bilemedin üç sene önce yerleşti isveç'e.
kim daha koyu galatasaray'lı yarışına girdik, doguma büyüme isveç'li olduğum için onun yanında benim koyuluğum bir hiç oldu tabiki.
sonra burda isveç'de başına gelen bir olayı anlattı kendisi.
şimdi johan elmander'in eşi göteborg'da büyük bir otelin spa merkezini işletiyormus. bu yeni tanıştığım arkadaşın arkadaşları kadını facebook'dan bulup yazmışlar "biz galatasaray'lıyız johan ile görüsmek istiyoruz imza foto için" falan demişler. tabi koyu arkadaşın haberi yokmuş bundan, bunu diğer arkadaşları yapmış. bir kaç gün geçmiş kadın cevap vermiş "johan'ı yarın için otele çağırdım gelin görüşün diye. onun arkadaşları da ona haber verir "gel otele gidiyoruz elmander ile görüşeceğiz randevu falan tamam demişler ve gitmişler.
görüşmüşler falan imza foto sohbet falan. sordum ne konuştunuz anlat. oda anlattı. anlatacaklarımı abartmıyorum yalan da söylemiyorum.
johan elmander demişki galatasaray taraftarı gördüğü en ateşli, takımına en bağlı taraftarlarmış falan. delisiniz demiş iyi anlamda. nereye gitsem heryerde galatasaray'lılar var demiş. milli takım kampında bile kıskanan oyuncular varmış.
bizim koyu arkadaş da sormus fatih terim ile aran nasıldı diye. oda demiş çalıştığım en agresif hoca. durum ne olursa olsun devre bitince soyunma odasında hep bağırır çağırırdı demiş. bazen de şınırı aşarmış.
ama benimle çok ilgilenirdi demiş. en sonda da demişki alınmayın biliyorum o sizin efsaneniz ama taktiksel olarak berbaat bir hoca, onun taktiği sadece bağırmak ve motivasyon pompalamaktı dedi, ve bu türkiye'de gördüğünüz gibi çok işe yarıyor ve yeterlidir. ama türkiye dışında çok zorlanır dedi.
bunları neden anlattım bilmiyorum. sadece yazmak istedim. amacım birilerini kötülemek değil sakın yanlış anlamayın. bazılarımız bunları zaten bilir. ama ne biliyim elmander bukadar girmezdir konuya diye düşünürdüm ben şahsen.
son söz. özledik seni be viking :(
doğuma büyüme isveç'liyim ben. her gurbetci gibi yazları ancak gidebiliyoruz memlekete.
kendimi koyu galatasaray'lı biliyorum, arkadaşlarım "bu ne sevda be" falan diyorlar gurbette nasıl koyu galatasaray'lı olabilirsek işte.
başka bir galatasaray'lı arkadaşım bir gün biriyle tanıştırdı beni, takıldık hepimiz falan.
konu futbola geldi, dediki ben koyu galatasaray'lıyım. bu arkadaş iki bilemedin üç sene önce yerleşti isveç'e.
kim daha koyu galatasaray'lı yarışına girdik, doguma büyüme isveç'li olduğum için onun yanında benim koyuluğum bir hiç oldu tabiki.
sonra burda isveç'de başına gelen bir olayı anlattı kendisi.
şimdi johan elmander'in eşi göteborg'da büyük bir otelin spa merkezini işletiyormus. bu yeni tanıştığım arkadaşın arkadaşları kadını facebook'dan bulup yazmışlar "biz galatasaray'lıyız johan ile görüsmek istiyoruz imza foto için" falan demişler. tabi koyu arkadaşın haberi yokmuş bundan, bunu diğer arkadaşları yapmış. bir kaç gün geçmiş kadın cevap vermiş "johan'ı yarın için otele çağırdım gelin görüşün diye. onun arkadaşları da ona haber verir "gel otele gidiyoruz elmander ile görüşeceğiz randevu falan tamam demişler ve gitmişler.
görüşmüşler falan imza foto sohbet falan. sordum ne konuştunuz anlat. oda anlattı. anlatacaklarımı abartmıyorum yalan da söylemiyorum.
johan elmander demişki galatasaray taraftarı gördüğü en ateşli, takımına en bağlı taraftarlarmış falan. delisiniz demiş iyi anlamda. nereye gitsem heryerde galatasaray'lılar var demiş. milli takım kampında bile kıskanan oyuncular varmış.
bizim koyu arkadaş da sormus fatih terim ile aran nasıldı diye. oda demiş çalıştığım en agresif hoca. durum ne olursa olsun devre bitince soyunma odasında hep bağırır çağırırdı demiş. bazen de şınırı aşarmış.
ama benimle çok ilgilenirdi demiş. en sonda da demişki alınmayın biliyorum o sizin efsaneniz ama taktiksel olarak berbaat bir hoca, onun taktiği sadece bağırmak ve motivasyon pompalamaktı dedi, ve bu türkiye'de gördüğünüz gibi çok işe yarıyor ve yeterlidir. ama türkiye dışında çok zorlanır dedi.
bunları neden anlattım bilmiyorum. sadece yazmak istedim. amacım birilerini kötülemek değil sakın yanlış anlamayın. bazılarımız bunları zaten bilir. ama ne biliyim elmander bukadar girmezdir konuya diye düşünürdüm ben şahsen.
son söz. özledik seni be viking :(