• 13271
    15/16 sezonu için yapısında önemli değişikliklere gidilmiş takım.

    sezon içerisinde neler yaşanır bilmiyorum. ancak bir olay yaşandıktan sonra ahkam kesmeyi biraz fazla basit buluyorum. o yüzden fikirlerimi şimdi söylemeliyim. başarısızlık halinde de eleştiri getirirken bu entryde yazdıklarım bir otokontrol olarak burada durmalı.

    bilal, jem karacan meselesini zihnimin karanlık dehlizlerine gömersem yapılan transferleri olumlu buluyorum totalde.

    öncelikle en büyük hamle melo'nun gönderilmesi... melo gerçekten de acaip bir futbolcuydu. canı o gün topla oynamak istiyorsa iniesta kadar ince futbol tekniği koyabiliyordu sahaya. günündeyse pirlo pasları izletebiliyordu bize. orta sahadan forvet arasında ballack deparları atabiliyor, gattuso karakterini sahaya koyup takımı ve tribünleri ateşleyebiliyordu. gerçekten tarif edilebilecek hemen hemen en iyi defansif orta saha oyuncusuydu. zira tüm bu saydıklarım tek bir bünyede toplanıyordu. üstelik fazlası vardı da azı yoktu. işte her şeye rağmen melo ile galatasaray yollarını doğru zamanda ayırdı diye düşünüyorum. çünkü bir defansif orta saha oyuncusu olarak melo hemen hemen 2 sezondur çok az koşuyordu. o bölgede ciddi anlamda savunma zaafiyetinin doğmasının bana göre baş aktörü kendisidir. dolayısıyla yollandı. jose rodriguez martinez'e forma bulma şansı doğdu. selçuk - collman ikilisi zamanında son derece verimli olmuştu. keza geçen sezon hamit melo'nun yokluğunda ön libero olarak değil de defansif orta saha olarak çok güzel maçlar çıkarmış ve takımın dinamizm eksikliğini gidermişti. bence selçuk biraz daha defansif oynadığında rodriguez de benzer bir etki yapacak. izlediğimiz maçlarda neredeyse tüm galatasaraylıların hemfikir olduğu şey adam müthiş bir pasör, daha da önemlisi müthiş bir pas opsiyonu.

    telles gitti. galatasaray bu oyuncuyu daha yüksek paralara satabilirdi. ancak burada sanıyorum şu düşünüldü. hamza hoca anladığım kadarıyla carole'ü daha çok beğeniyor. izlediğimiz maçlarda da gördüğüm bu konuda haklı olabilir. çünkü sürekli oyunun içerisinde, sürekli dikine oynayan ve kanadına tempo katan bir isim. henüz defansif yetenekleri hakkında konuşmak için erken. ancak telles'in piyasa yapacağı şampiyonlar ligi galatasaray için de bir hedef. yani bir oyuncuya piyasa yaptırmak için daha iyisini kenarda oturtmak istemedi sanıyorum hamza hamzaoğlu. telles'in kenarda durması halinde de mevcut taliplileri fiyat kıracağından oyuncu elden çıkarıldı. aynı şeyi büyük yatırımımız bruma için de söylemek mümkün.

    ve son saniye transferimiz grosskreutz demek dinamizm demek. doğru pozisyon alma demek. büyük direnç demek. sahanın neresinde oynarsa oynasın orta sahaya katkı demek. top rakipteyken etkin bölgede +1 demek. ayrıca alman futbolunun en sevdiğim özelliklerinden bir tanesi ön ve arka direk koşularını çok iyi yapmaları adamların. şimdi elimizde bu işi beceren 2 futbolcu var. özellikle türkiye'de bahsettiğim koşulara önlem alabilecek altyapı yok. yani bir kenara not düşün böyle çok gol atarız. iki oyuncunun da gol sayıları sırf ön-arka direk koşuları sebebiyle beklenenin çok üzerinde olabilir.

    şimdi bu şartlar altında aslında galatasaray'da umut bulut'u saymazsak top tekniği en düşük oyuncu forvet hattımızda yer alan burak yılmaz. top tekniği derken bir oyuncuyu değerlendirirken benim için en önemli kriter top kontrolü ve pas kalitesi. işte bu noktada galatasaray bana göre türk futbol tarihinin en önemli kadrosunu yakalamıştır. umarım hamza hoca bu işin üzerine gider. bu oyunculardan bir takım yaratmaya çalışır.

    çünkü

    podolski ------ sneijder ------ emre
    ------------ selçuk - rodriguez
    carole - denayer - chedjou - grosskreutz

    hattı müthiş bir pas takımı demek türkiye standardında. bir defa iki stoperin de çok iyi driplingci. pas teknikleri yüksek. orta sahalarının tamamı çok iyi pasör. şunu söylemek lazım top ayağındayken bu takım baskı yemez. baskı yapan takımın presini her pozisyonda kırar, her pozisyonda rakibi defansta eksik yakalar. ayrıca eldeki oyuncuların tamamı hem skor olarak, hem de asist olarak üretken. misal grosskreutz'un bundesliga ortalaması sezonda 7 gol 7 asist. oha!! selçuk geldiğinden beri 2 maçta 1 gole etki ediyor. keza daha önce yazmıştım emre çolak'ın geçen sezon aldığı süreye göre skora katkısı hesaplanırsa selçuk'un biraz üzerinde bir istatistiği var. sneijder ve podoslki'yi yazmıyorum bile. rodriguez için de oyununa ve önündeki bitiricilere bakınca rahatlıkla bolca asist yapacağını söyleyebiliriz.

    burada tek sıkıntı defans ile forvet arasındaki mesafeyi doğru ayarlamak ve defans çizgisini düzgün kurmak.
    geçen sezon hamza hoca geldiğinde daha fatih terimvari bir oyun anlayışı ile yola çıktı. yani defans çizgisini yarı sahaya çekme, önde baskı, bol gol bol pozisyon. ligin sonlarına doğru ise yaşanan sakatlıkların da etkisiyle rakibi geride karşılayan, tamamen skora yönelik bir oyun anlayışına döndü. o aşamada takım çok pozisyon verse de muslera'nın hayvani formunun da etkisiyle 1-0'lara bağlayıp şampiyonluğu kazandı.

    bu sezon hissettiğim ise klopp'un dordmund'u gibi bir oyun istiyor hamza hoca. savunmada hepberaber topun arkasına geçip hızlı çıkmaya çalışıyoruz. tabi ki istenenler umut bulut'a takıldığından pek göremedik sahada. ancak son aşamada kadronun geldiği noktaya baktığımızda mental olarak yüksek kalitede, gençlerle tecrübeli oyuncuların harmanlandığı, başarıya ulaşması mümkün bir ekip var elimizde.

    bence burda başarının anahtarı aynı dili konuşan, birbirinin verimini arttıracak emre, rodriguez ve sneijder'i birlikte sahada tutmak. futbolda hep bir kanadın sağ iç, sol iç gibi kullanılmasına sıcak bakmışımdır. hep böyle takımlar da başarılı olmuştur. elimizdeki emre çolak denen adam, üstün tekniği, yüksek üretkenliği ve hem kanada hem de orta sahaya verdiği destek ile bu iş için çok uygun. ayrıca grosskreutz gibi bir makinayı bol bol yapacağı hücum koşularında çok çok iyi besleyecektir. umarım hamza hoca bu işin üzerine gider.

    herkesin aksine ben böyle bir oyun anlayışının şampiyonlar ligi'nde başarılı olacağına inanıyorum.
    tabi sakatlık konusunda şanslı bir sezon geçirmemiz şartıyla.

    son olarak şunu da eklemeliyim. ilginç şekilde yedek kulübemiz çok güçlü olmasa da kötü giden maçlara etki edecek sabri gibi bir kontrolsüz güç ve geçen sezonun bence fiyat-beklenti-performans açısından bir numarası yasin gibi iki oyuncumuz da kulübede olacak.

    ayrıca herkes önümüzdeki sezona olumlu bakabilir. zira bruma ve telles'den gelecek 16 milyon eu'luk bir girdi var. üzerine şampiyonlar ligi gelirlerini ekleyebilirsek belki biraz daha yüksek bütçeli ama benzer transferlerle ciddi anlamda iyi takım olabiliriz.

    bakalım ilerleyen haftalar neler gösterecek. ben takımın eğer taraftar sabır gösterirse devre arasına doğru oturacağını düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın