• 13261
    sancılı geçen bir transfer sezonunu geride bırakmış takım.

    türkiye liginden 2, ingiltere birinci liginden 1*, ingiltere ikinci liginden 1, iskoç liginden* 1, fransa liginden 1, ispanya liginden 1 ve alman liginden 1 transfer yaptık. ve bu oyuncuların pasaportları birbirinden farklı: 2 türkiye, 2 almanya, 1 fransa, 1 ispanya, 1 ingiltere, 1 belçika*. farklı liglerden, farklı disiplinde takımlardan oyuncular. avrupa birliği karması halinde takım ve iki hafta sonra şampiyonlar ligi başlıyor. birbirlerine alışmaları, anlaşabilmeleri, takım içinde bir sistem oturtulması vb. bunlar kısa sürede olacak işler değil. takımda oturtulmuş bir düzen olmamasının yanında geleceği de belli değil üstelik. bu yüzden takım kimyası şu an belirsiz durumda.

    bilal kısa: bana göre kötü bir futbolcu değil. teknik, isabetli uzun pasları, uzak mesafe şutları, duran topları ile dikkat çekiyor. oynadığı takımı iq olarak yukarıya çıkarabilecek bir isim. ancak aynı zamanda yanında oynayan orta sahaların taşıması gereken bir isim. defansif olarak zaafiyet verir ki bilal kısa'nın yapabildiklerini halihazırda yapacak sneijder, emre, podolski gibi isimler var. üstelik sneijder ve selçuk(u: koşu mesafeleri tırı vırı defansif anlamda çünkü güçsüz ve dinamiklikten uzak, çevik değil ) takıma defansif olarak zaafiyet verirken halihazırda galatasaray için bu bakımdan gereksiz bir isim.

    cenk gönen: isabetli bir transfer. muslera'nın olmadığı zamanlarda veya muslera'yı dinlendirme amaçlı olarak her kulvarda kısa süreliğine güvenebileceğimiz bir isim. maliyet bakımından da ucuz. ''bargain''.

    lukas podolski: kalitesi ortada. alman milli takımının vazgeçilmezi ve önümüzde avrupa şampiyonası olmasıyla mantıklı bir transfer hamlesi olduğu da apaçık ortada. ancak maç eksiği göze çarpıyor. bunu aşarsa takımı ipten alabilecek bir oyuncu daha kazanmış oluruz. uzak mesafe, yakın mesafe farketmeksizin rakip savunma için tehlike arzediyor. kendisinin* en iyi performansını verebilmesi için ileride top tutabilen pivot santrafor çok önemliydi. zira podolski'yi en iyi kullanabileceğiniz yer ceza sahası atraksiyonları. giroud gibi bir santrafor bu iş için ''perfecto''. (bkz: 2012-2013 sezonu)

    lionel carole: gereken bir transferdi. şu ana kadar da iyi performans gösterdi. avrupa standartlarında yaş olarak ''olmuş'' oyuncu statüsünde. ancak iyi ışık verse de sezon boyu tek başına sol beki kaldırabilir mi bilemiyorum*. yine cenk gibi kısa vadede net güvenilecek bir isim. ancak telles ile birlikte takımda olması hem takım için hem carole için önemli bir artı olurdu.

    jem karacan: kendisi için veli kavlak benzetmesi yapanlar vardı. aynı profilde birisi. takımda koşacak, basacak, pis işleri yapacak futbolcu. bana göre yanlış transfer. kendisi iki senedir sakatlıklarla boğuşuyor. takımı reading sadece maç başı teklifi yaptı. bunun üstüne 600 bin euro maaş artı maç başı ile takıma alındı. katkı verebileceğini, dahası şans bulacağını zannetmiyorum*.

    jose rodriguez: potansiyeli olan bir futbolcu. pas oyununa yatkın, oyun zekası yerinde, dinamik, alan savunması yapabilecek ve ''çıtkırıldım'' olmayan bir futbolcu. emre çolak ile birlikte şans bulurlarsa iyi performans göstereceklerini düşünüyorum. selçuk'un yerine kendisi, melonun yerine de o tarzda* bir genç futbolcu ile orta sahada kabuk değişimi yaşansaydı daha da iyi olabilirdi. real madrid'in o bölgedeki bolluğa rağmen kendisine opsiyon koydurması ve mourinho'nun real madrid'deyken ona karşı tutumu insanı heyecanlandırıyor. ''bargain'' denilebilir ama bedavaya alındığı için bu sıfattan bile daha iyisi durumunda.

    jason denayer: potansiyeli olan bir futbolcu. celtic performansı, city'nin satın alma opsiyonu koydurmaması ve celtic taraftarlarının görüşleri de ortada. son yılların en kaliteli altyapı sistemini oturtan belçika'da da ondan iyi şeyler bekleniyor. üniversite eğitimi alması da kendisine kalite katıyor. süre aldığında da kendisinden bekleneni fazlasıyla vereceğini düşünüyorum ancak buna rağmen yanlış bir transfer. iyi performans gösterir ve city de satmak isterse marsilya, fiorentina gibi takımlar 'pat' diye gider alıverir. bunun da haricinde koray kiralanmadı. osmanlı, konya takımlarına karşı koray yerine balta tercih edilirken kendisinin alınması da göz boyamak açıkçası.

    kevin grosskreutz: kendisi çok iyi transferdir. tıpkı elmander gibi de teknik değil, kazma yorumları falan da yapılıyor. elma ile armut gibi elmander ile kendisi tabii ki. ama sahada takım için savaşacak bir oyuncu kazanmak iyi bir şey. eli yüzü düzgün bir takım oluşturulabilirse* çok iyi katkı verir. kanatta box to box şeklinde rahatlıkla oynar. orta açar, pas yapar, savunmada dinamizm katar, ''çıtkırıldım'' değildir, disiplinlidir. harfi harfine çalışkan bir oyuncu. maliyetinin 1 milyon euro civarı olduğu konuşuluyor ki gayet makul. hatta ''bargain'' bile diyebiliriz.

    bruma:keşke gönderilmeseydi. bir yasin kaldı kanat oyuncusu olarak. üstelik bruma defansif olarak da iyi katkı veriyordu. hücumda her zaman tehlike yaratabilecek bir isim. o oynarken takım daha çok pozisyona girip, daha dinamikleşirdi. kendisine önemli bir para ödendi ve bunun karşılığında sürekli forma şansı bulması gerekiyordu. bunu da hakediyordu bence.

    alex telles: takımda kalıp carole ile sol bek rotasyonunu tamamlasaydı güzel olurdu. günden güne kendisini geliştiriyordu.

    felipe melo: ''sahadaki biz.'' sürekli defansif önemi ve kişiliği ile gündeme gelse de takımda diagonal pas atan iki üç futbolcudan biriydi. şu selçuk'un yan pas ve geri pas yapıp takımı rahatlatması saçmalıktan ibaret. basbaya melo'nun diagonal pasları oyunu açıyor, takımı rahatlatıyordu. çok ararız kendisini.

    dünya kupasındaki sneijder açıklamaları ile başlayaraktan gittikçe kendisine olan görüşlerimin değiştiği hamzaoğlu'na çok büyük iş düşüyor. geçen sene takımı birkaç oyuncu yürüttü. bu sene öyle olacağını zannetmiyorum. bu yüzden hamzaoğlu kalitesini bu sene gösterecek. umarım iyi bir takım izleriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın