458
daha ilk haftalarında west ham taraftarına karmaşık duygular yaşatan teknik adam.
fair play kontenjanından katıldıkları uefa avrupa ligi'nde köy takımına elenerek açtı sezonu. elendiği maçtan sonra "3 gün sonra arsenal deplasmanına çıkacağımız için yedek ağırlıklı bir kadroyla çıktım. bu riskin farkındaydım olan oldu" minvalinde konuştu. sonra gitti hakikaten arsenal'i yendi adam. çünkü dersine çok iyi çalışmıştı. arsenal nasıl oynayan bir takım? aşırı teknik hücum hattını kompakt bir şekilde kullanıp seri ve dikine paslarla rakiplerini çözmeye çalışarak. bilic ise takımını kenar oyuncularından arındırarak 4-3-1-2 dizilişiyle çıktı maça. merkezde fiziki olarak güçlü, savunma direnci yüksek ve rakibine yapışmayı seven kouyate, oxford ve noble gibi merkez oyuncular kullandı. oyunu başarılı bir şekilde daraltarak arsenal'in teknik fakat narin mesut, cazorla, ramsey gibi oyuncularını kilitledi adeta. kalecinin hatalarından buldukları iki golle de maçı kazandılar.
arsenal maçındaki taktisyenliğini gören west ham taraftarı "vay be hoca gibi hoca" demişlerdir. ama bizim bilic ne yaptı sonra? peş peşe iki hafta içeride kendisinden zayıf takımlarla oynarken, o arsenal maçında tutan taktiği aynen uygulamaya kalktı. "kazanan takımı bozmamak" genelde teknik adamların en büyük ahmaklıklarından biridir. takımın bir maçı kazanırken nasıl ve neden kazandığı gerçeğini atlamamak gerek. ağırlıklı olarak topun arkasında olacağın bir maçtaki spesifik taktik; ağırlıklı olarak topun sende olacağı maçta aynı derece "akıllıca" olmayabilir. nitekim leicester city ve bournemouth maçlarında bu ahmaklığın cezasını ödedi bilic. oysa west ham'ın alışık olduğu düzende, kenar oyuncularını kullanarak, oyunu genişleterek oynamayı akıl etseydi rakiplerinin kilidini çok daha rahat bir şekilde açabilir ve bu sonuçla karşı karşıya kalmazdı. şu anda west ham taraftarı sadece bir ay içinde bu kadar in&out gösteren bir hocaya ne diyeceğini bilemiyordur muhtemelen. acilen durumu toparlamazsa işler çıkmaza girebilir onun için.
fair play kontenjanından katıldıkları uefa avrupa ligi'nde köy takımına elenerek açtı sezonu. elendiği maçtan sonra "3 gün sonra arsenal deplasmanına çıkacağımız için yedek ağırlıklı bir kadroyla çıktım. bu riskin farkındaydım olan oldu" minvalinde konuştu. sonra gitti hakikaten arsenal'i yendi adam. çünkü dersine çok iyi çalışmıştı. arsenal nasıl oynayan bir takım? aşırı teknik hücum hattını kompakt bir şekilde kullanıp seri ve dikine paslarla rakiplerini çözmeye çalışarak. bilic ise takımını kenar oyuncularından arındırarak 4-3-1-2 dizilişiyle çıktı maça. merkezde fiziki olarak güçlü, savunma direnci yüksek ve rakibine yapışmayı seven kouyate, oxford ve noble gibi merkez oyuncular kullandı. oyunu başarılı bir şekilde daraltarak arsenal'in teknik fakat narin mesut, cazorla, ramsey gibi oyuncularını kilitledi adeta. kalecinin hatalarından buldukları iki golle de maçı kazandılar.
arsenal maçındaki taktisyenliğini gören west ham taraftarı "vay be hoca gibi hoca" demişlerdir. ama bizim bilic ne yaptı sonra? peş peşe iki hafta içeride kendisinden zayıf takımlarla oynarken, o arsenal maçında tutan taktiği aynen uygulamaya kalktı. "kazanan takımı bozmamak" genelde teknik adamların en büyük ahmaklıklarından biridir. takımın bir maçı kazanırken nasıl ve neden kazandığı gerçeğini atlamamak gerek. ağırlıklı olarak topun arkasında olacağın bir maçtaki spesifik taktik; ağırlıklı olarak topun sende olacağı maçta aynı derece "akıllıca" olmayabilir. nitekim leicester city ve bournemouth maçlarında bu ahmaklığın cezasını ödedi bilic. oysa west ham'ın alışık olduğu düzende, kenar oyuncularını kullanarak, oyunu genişleterek oynamayı akıl etseydi rakiplerinin kilidini çok daha rahat bir şekilde açabilir ve bu sonuçla karşı karşıya kalmazdı. şu anda west ham taraftarı sadece bir ay içinde bu kadar in&out gösteren bir hocaya ne diyeceğini bilemiyordur muhtemelen. acilen durumu toparlamazsa işler çıkmaza girebilir onun için.