• 168
    sivasspor – galatasaray 2-2 ilk elin günahı olmaz

    hayatımda hiç kağıt oyunu, okey falan oynamadım dersem doğruya yakın olur. olsa olsa birdir, ikidir yıllara bölersen istatistiksel olarak kıymeti olmaz. ama bir şey öğrendim, ilk elin günahı olmaz derlerdi işi bilenler. fakat işi gücü dizi izlemek, oyun oynamak olanlar konu galatasaray (aslında tuttukları takım hangisiyse) bunu bilmezden geliyorlar.
    evet abicim, ilk el bu. sen istediğin kadar hazırlık maçları, fm’de sağ bek oynattığım adamı transfer etmeliyiz diye kendini yırt, futbol sahada ve dışında oynanıyor. saha içinde başka dinamikler, dışında başka dinamikler var.
    yeteri kadar laf çaktım, maça geçebilirim :)

    hazırlık maçlarında ve bursaspor’la oynanan süper kupa maçında görüldü ki, galatasaray takımı savunmada sıkıntı yaşıyor. sıkıntı takım savunmasındaydı. taraftarın kafaya taktığı gibi bireysel performanstan daha fazla takım olarak savunma zaafiyeti vardı. selçuk inan + bilal kısa + ½ yasin öztekin ile 2,5 kişilik ön alan savunması yapıyor takım. bunu birkaç maç arka arkaya twit olarak atmak zorunda kaldım.

    wesley, burak, podolski, yasin’den oluşan hücum kadrosu orta saha savunmasına yardım etme konusunda çok eksik kalıyorlar.
    hamza hoca burak yılmaz’ı yedek bıraktı. west ham’ın teklifi mi, hocanın teknik kararımı bilmem. maç sonu röplarını da dinlemedim. (çünkü maç yazısı yazarken karnavaldan yunan müzikleri çalan komsu dinliyorum. önceki yıllarda pink floyd dinlerdim, yaşlanıyorum sanırım.) amma velakin, takım savunmasını toparlamak için burak’ı yedek bırakmak anlamsız. öndeki dörtlü içinde yeterince anlatılırsa savunmaya en çok destek verecek kapasitedeki topçu burak. bunu defalarca gösterdi geride kalan yıllarda. hamza hocayı eleştirebileceğim tek konu bu.

    sivas iyi takım, galatasaray da öyle. güzel maç olmadı mı allaşkına? standart lig temposunun üzerindeydi, hem de ağustos ayında. sivas şehrinin hava şartları istanbul’la aynı değil tabii. biz ne bilelim, derler ki; istanbul’a kar yağmadan türkiye’ye kış gelmez. hep medyanın oyunları.
    2-2 gayet normal bir sonuç. ne eksik ne fazla. galatasaray’ın eksikleri var elbette ama onlar tamamlansa bile sivas’tan beraberlik yeterli. galatasaray ne zaman sivas’a gidip de rakibini boğup, sahasına hapsedip galip gelerek dönmüş acaba? tarih önemli gençler, ders almayı bilirsen.

    oyun kafa kafaya giderken muslera’nın büyük hatasından sivasspor 1-0 öne geçti. bunu söyleyemiyor muyuz? muslera büyük hata yaptı diyemiyor muyuz? kim engel oluyor buna? kim muslera’nın büyük hata yaptığını söylememize izin vermiyor? çıksın ortaya. işinize gelince can yücel’den alıntı yapmayı biliyorsunuz :)

    muslera, galatasaray takımına çok şey kattı, geçen seneki şampiyonlukta büyük payı var, eyvallah da hata yapınca hata yaptı denemiyorsa kapatın twitter hesaplarınızı. kredisi çok fazladır, takımın muslera’ya çok borcu vardır ve ödemesi gerekir, ayrı.
    galatasaray takımı lig için yeterli olabilir, eksik yerleri joker oyuncularla da kapatabilir. sivas gibi en zor deplasmanlardan birinden yenilmeden dönmek, önemli tabii ki ancak

    galatasaraylı ligle tatmin olmuyor haklı olarak. kuruluşunda “amacımız ingilizler gibi toplu halde oynamak ve türk olmayan takımları yenmektir” diyen bir camiaya ligdeki başarılarınızla şirin gözükemezsiniz.
    şampiyonlar ligi çok çok önemli. geçen sezon yaşanan hayal kırıklığını 2 hatta 3 kupa alınan bir sezonda yaşamamak gerekir. dikkatinizi çekmek isterim, geçen sezon şl’ye fenerbahçe’nin cezası sebebiyle eleme oynamadan direkt katıldık. demem o ki; aslında sinyaller önceden gelmişti. mancini’nin sözleşme uzatmama gerekçesi “transfer için yeterli bütçe olmamasıydı”. yakışıklı italyan (olum çok kıskanıyorum lan) boşu boşuna galatasaray’dan ayrılmadı. bu gerçekleri iyi okumayıp, kısır çekişmelerin yaşandığı ligde şampiyon olan kadroyu yeterli görmek büyük yanlış olur galatasaray için.

    zaman zaman fm taraftarı diye çok fena salladığım adamların söylediklerine kulak vermek gerekir. ben kulak veriyorum ve çoğunun saçmaladığını görüyorum da, belki hoca başka bir yorum yapar. sonuçta aydın yılmaz’la sözleşme uzatmamak, sercan yıldırım’ı ve yekta kurtuluş’u göndermede taraftar baskısı etkili oluyorsa, ya bu işte bir yanlışlık var demektir ya da her konuda taraftarı dinlemek gerekir.

    taraftar tribünden, twitterdan sallar be abi. yumurta küfesi taraftarın kucağında değil ki. sorumluluk sahipleri verileri göz ardı etmeden iyice değerlendirmeli.
    yine sahada oynanan oyuna dönemedim değil mi? ne zaman saha içinden bahsettim ki zaten? saha içinden bahsetmem için başka bir mecra lazım bana, yazıyla olmuyor. saha içinde o kadar çok detay var ki, puhuuuu yaz yaz bitmez. hepsini görüyorum merak etmeyin. yazmaktan kolay bir mecra bulunca sizi bayıltıncaya kadar anlatacağım, üzgünüm sizin için :)

    yine de, kıyak olsun. sergen yalçın da hamza hamzaoğlu da ligin ilk maçında zor rakiplerine karşı kaybetmemek için ellerinden geleni yaptılar. sivasspor hakkında yorum yapacak kadar detaylı bilgim yok tabii ki. ancak galatasaray karşısında alınan bir puana üzüldüklerini sanmam.
    yeri gelmişken, son iki senede süper ligde beni şaşırtan üç kişi oldu. yasin öztekin, sergen yalçın ve batuhan karadeniz. yalnız olmadığımı biliyorum. bu sezon sergen hoca ve batuhan’ın kaldıkları yerden devam etmeleri ilerideki kariyerleri için çok önemli. sergen hoca zaten teknik direktör olarak oldukça genç ve sıçrama yapma olasılığı çok yüksek. batuhan karadeniz, yüzü, ismi ne kadar eskirse eskisin hala genç ve sıçrama yapma olasılığı çok yüksek. takipteyim.

    yazı benim saçmalıklardan kurtulma alanım. timeline denen abuk sabukluklardan kurtulup bildiklerimi yazıyorum ve çok mutlu oluyorum. abuk sabuk yazanları da seviyorum, besliyorlar beni. zaten takip ettiklerimde sıkıntı yok, sıkıntı rt’lerde. anladikos.

    sakin ol, hayat senin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın