12996
iki gün sonra lige başlayacak olan ama eksikleri baş ağrıtan takımım. şampiyonlar liginde yavaş, tecrübesiz, dengesiz vb. takımların gelmesi için sinerji oluşturmaktan başka şansımız kalmayacak böyle giderse. aman şimdi roma'yı rakip sahada 7-1 ile geçen bayern, bize sahamızda 6 atıp evinde de 10 kişi 4 atan real madrid aynı grupta karşımıza gelebilir. hani şu ezici kadroya vidal'i, douglas costa'yı katan bayern; gol krallığı için koyun can derdinde kasap et derdinde sözündeki kasap haline dönüşen ronaldo'lu real... geçen sene arsenal, dortmund, anderlecht takımın bir kulak arkasını bıraktı. yani hayal gücünüze bırakıyorum...
sağ bek, dolayısıyla takımın sağ tarafı resmen jason voorhees'in esiri olmuş genç kız gibi her an son nefesini verecekmişcesine. her maç kesintisiz gol pozisyonu yaratacak raddede pozisyon veriyor. hücum organizasyonu zaten yok. sabri'nin tek bir noktaya odaklanarak açtığı ortalar veya yasin'in tek başına çabaları var. kontralar tonla zaten.
geçen senenin başında ve şampiyonlar ligi zamanı takımın kusurlarının başında rakip kadar koş(a)maması, hava topu alamama ve ileride top tutamama neticesinde bir çok kontra vermek, tandemin arkasına çok rahat adam kaçırması geliyordu. hiçbirinde bir gelişme yok. üstüne uzun bir sezonun ardından bir sene daha yaşlandı takım. telles*, semih* ve yasin* dışında 30 yaş altı adam yok *. takım fizik gücü bakımından berbat.
yine geçen seneki şampiyonlar ligi faciasının en göze batan olaylarından biri de tandem ve orta saha'nın her yönden ezilmesi idi. stoperde uyumlu bir ikili yok. her türlü adam kaçırmaya devam edecek. orta saha melo'yla bile güçsüz. üstelik melo fıtık ameliyatı geçirdi ve daha da yaşlandı. şampiyonlar ligi'nde fark yaratsa da defansif olarak eziliyor. selçuk zaten defansif olarak ortada. casper bakınızı çok kullanılır daha. üstüne bilal kısa var; selçuk'tan daha yaşlı ve defansif olarak daha da kötü olan. benim geçen sene en çok sinirime giden şey de selçuk'un stopere gelip yan pas yapması ve dümdüz ileri hafif tempoda koşması *. orta saha'ya kesinlikle dinamizm katacak 11 oyuncusu ve yedeği lazım. song, imbula, wanyama gibi bir canavar olsaydı çok rahatlardı orta saha.
kesinlikle stopere hava topu alan, yere sağlam basan bir kumandan lazım. defans çok kolay dağılıyor, adam kaçırıyor, ikili mücadelelerde genelde kaybediyor...
hücumda artık podolski'yi forvete çekip bir sağ kanat transferi mi olur yoksa teknik ve hareketli pivot santrofor mu olur bilmem kesinlikle bir iyi oyuncu lazım. yoksa seneye zaten kıt olan pozisyonların üstüne kral'ın(!) kaçan gollerin ardından ağzını açarak saçını yolmasını çok izleriz.
yedek rotasyonu zaten soru işareti iken dört adam alındı buraya. hala yedek kaleci yok ve oyuna girince fark yaratacak yazıyla bir, sayıyla 1 oyuncu yok...
üstüne şampiyonlar ligi'nde sadece bir prestij maçı görmüş tecrübesiz bir hocamız varken...
bakalım ne olacak. şu halimizle şampiyonlar liginde her maç beşiktaş'ın rekoruna adayız. nasıl eksiğimiz yok denilebiliyor aklım almıyor. umarım ya eksikler kapatılır* ya da 'fenerli balı'na baya ihtiyacımız olacak.
sağ bek, dolayısıyla takımın sağ tarafı resmen jason voorhees'in esiri olmuş genç kız gibi her an son nefesini verecekmişcesine. her maç kesintisiz gol pozisyonu yaratacak raddede pozisyon veriyor. hücum organizasyonu zaten yok. sabri'nin tek bir noktaya odaklanarak açtığı ortalar veya yasin'in tek başına çabaları var. kontralar tonla zaten.
geçen senenin başında ve şampiyonlar ligi zamanı takımın kusurlarının başında rakip kadar koş(a)maması, hava topu alamama ve ileride top tutamama neticesinde bir çok kontra vermek, tandemin arkasına çok rahat adam kaçırması geliyordu. hiçbirinde bir gelişme yok. üstüne uzun bir sezonun ardından bir sene daha yaşlandı takım. telles*, semih* ve yasin* dışında 30 yaş altı adam yok *. takım fizik gücü bakımından berbat.
yine geçen seneki şampiyonlar ligi faciasının en göze batan olaylarından biri de tandem ve orta saha'nın her yönden ezilmesi idi. stoperde uyumlu bir ikili yok. her türlü adam kaçırmaya devam edecek. orta saha melo'yla bile güçsüz. üstelik melo fıtık ameliyatı geçirdi ve daha da yaşlandı. şampiyonlar ligi'nde fark yaratsa da defansif olarak eziliyor. selçuk zaten defansif olarak ortada. casper bakınızı çok kullanılır daha. üstüne bilal kısa var; selçuk'tan daha yaşlı ve defansif olarak daha da kötü olan. benim geçen sene en çok sinirime giden şey de selçuk'un stopere gelip yan pas yapması ve dümdüz ileri hafif tempoda koşması *. orta saha'ya kesinlikle dinamizm katacak 11 oyuncusu ve yedeği lazım. song, imbula, wanyama gibi bir canavar olsaydı çok rahatlardı orta saha.
kesinlikle stopere hava topu alan, yere sağlam basan bir kumandan lazım. defans çok kolay dağılıyor, adam kaçırıyor, ikili mücadelelerde genelde kaybediyor...
hücumda artık podolski'yi forvete çekip bir sağ kanat transferi mi olur yoksa teknik ve hareketli pivot santrofor mu olur bilmem kesinlikle bir iyi oyuncu lazım. yoksa seneye zaten kıt olan pozisyonların üstüne kral'ın(!) kaçan gollerin ardından ağzını açarak saçını yolmasını çok izleriz.
yedek rotasyonu zaten soru işareti iken dört adam alındı buraya. hala yedek kaleci yok ve oyuna girince fark yaratacak yazıyla bir, sayıyla 1 oyuncu yok...
üstüne şampiyonlar ligi'nde sadece bir prestij maçı görmüş tecrübesiz bir hocamız varken...
bakalım ne olacak. şu halimizle şampiyonlar liginde her maç beşiktaş'ın rekoruna adayız. nasıl eksiğimiz yok denilebiliyor aklım almıyor. umarım ya eksikler kapatılır* ya da 'fenerli balı'na baya ihtiyacımız olacak.