98
galatasaray taraftarının yapmış olduğu süper beste olan, taraflı tarafsız herkesin beğenisini toplayan peşindeyiz..
tezahuratta ismi geçen nevizade, beyoğlu'nda balıkpazarı'nda meyhanelerin bulunduğu sokağa verilen isimdir. sokakta bolca masa vardır. özellikle yaz akşamlarında boş yer bulmak imkansız gibidir.. ayrıca bu sokağa satıcı çocukların, yengelerin ve amcaların girmesi yasaktır.
gelelim tezahurata.. bu beste, eski ultraslan uni yöneticileri tarafından yapılmıştır. özellikle galatassaray'ın gençlerbirliği oftaş'ı 2-0 yenerek şampiyon olduğu 2007-2008 sezonunda ultraslan'ın yapmış olduğu şampiyonluk gecesinde rahmetli alpaslan dikmen tarafından kusursuz biçimde söylenmiştir. buradan sokaklara, sokaklardan stadyumlara akıp gitmiştir bu beste..
alpaslan dikmen, bu besteyi söylediği zamanda, bu besteyi bilen kişi sayısı bir hayli azdı. ama ultraslan'ın 2007-2008 sezonu sonrasında şampiyonluğu hep beraber kutlamak amacıyla yapmış olduğu organizasyonda, mikrafonu eline alan alpaslan dikmen, adeta opera söylercesine bu besteyi söylemeye başladı.. bir kaç defa söylendikten sonra oradaki herkes tarafından ezberlendi. işte alpaslan dikmen ağızından peşindeyiz..
ne kadar da güzel söylemiş değil mi? gerek ses tonunu çok iyi ayarlaması, gerekse orada bulunan insanlarla eş zamanlamalı söylemesi çok güzel bir görüntü çıkarmış ortaya. bu kutlamaya gelenler, bu besteyi kolay kolay unutamadı. kimileri evlerine giderken, kimi işlerine giderken bu besteyi söylemişler, tam bilmeyenler de söylemeye çalışmışlardı.
bundan sonra uzunca bir süre söylenmedi bu beste. çoğu kişi de unuttu bir anda.. taa ki hacettepe maçına kadar! kapalının maçtan önce, devre arasında çevredeki insanlardan bilmeyenlere öğretmesi, unutanlara da hatırlatması ile ikinci yarının 70. dakikalarında bir anda söylenmeye başladı. çoğu kişinin ilk duyuşta beğendiği, daha yüksek sesle ve daha anlaşılır biçimde dinlemek için televizyonlarının sesini sonuna kadar açtığı bu beste, bir anda en beğenilen besteler arasına girdi. işte hacettepe maçındaki peşindeyiz..
hacettepe maçında bu tezahurat ilk kez ali sami yen stadyumu ile buluşmuştu. gerçekten de güzel bir buluşmaydı. ilk zamanlarda ağırlıklı olarak sadece kapalı tribünün söylediği bu tezahurat zamanla tüm tribünlere yayıldı. takımı ateşlemekten ziyade daha çok takıma olan sevginin belirtildiği bu beste, genellikle 2 veya daha üstü farklarda, maçın kazanıldığının kesin oldu zamanlarda söyleniyor. bu maçtan sonra neredeyse tüm farklı maçlarda söylenmeye başlayan bu tezahuratın netanya maçında, eski açık'tan söylenişi..
görüldüğü üzre gerçekten de çok güzelleşmiş tezahurat. herkesin biliyor olması, herkesin büyük bir zevkle söyleyişi, galatasaray'ın oynadığı güzel futbol bundaki en büyük etken kuşkusuz.
liverpool, celtic kendine "you'll never walk alone" şarkısını seçmişlerdir. büyük maçların hemen hemen hepsinden önce, kazanıldığı taktirde sonunda bu besteyi söyler. ama bu beste hazır olarak alınmıştır. taraftarların yapmış olduğu bir beste değildir. sadece beğenilmiş ve uygulanmıştır. "peşindeyiz" ise böyle değildir. baştan sonra galatasaray taraftarının ürünüdür. ritmin bir bölümünü 'senden başka' şarkısından alan galatasaray taraftarı, sözleri neredeyse tamamen değiştirmiştir. ritmlerinde de büyük oynamalar yapmıştır.
evet, gerçekten tebrik etmek lazım galatasaray taraftarını. bana göre türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi 3 bestesinden biridir. takım sevgisini çok iyi anlatan bir bestedir ayrıca. işte tribünlerimizin böyle güzel bestelere ihtiyacı var. biraz da takımı ateşleyecek bestelere ihtiyacı var. işte bunlar olduktan sonra futbolumuz çok ama çok daha renklenecektir..
yazının orjinali için;
http://jaimelesport.blogspot.com/...9/08/pesindeyiz.html
tezahuratta ismi geçen nevizade, beyoğlu'nda balıkpazarı'nda meyhanelerin bulunduğu sokağa verilen isimdir. sokakta bolca masa vardır. özellikle yaz akşamlarında boş yer bulmak imkansız gibidir.. ayrıca bu sokağa satıcı çocukların, yengelerin ve amcaların girmesi yasaktır.
gelelim tezahurata.. bu beste, eski ultraslan uni yöneticileri tarafından yapılmıştır. özellikle galatassaray'ın gençlerbirliği oftaş'ı 2-0 yenerek şampiyon olduğu 2007-2008 sezonunda ultraslan'ın yapmış olduğu şampiyonluk gecesinde rahmetli alpaslan dikmen tarafından kusursuz biçimde söylenmiştir. buradan sokaklara, sokaklardan stadyumlara akıp gitmiştir bu beste..
alpaslan dikmen, bu besteyi söylediği zamanda, bu besteyi bilen kişi sayısı bir hayli azdı. ama ultraslan'ın 2007-2008 sezonu sonrasında şampiyonluğu hep beraber kutlamak amacıyla yapmış olduğu organizasyonda, mikrafonu eline alan alpaslan dikmen, adeta opera söylercesine bu besteyi söylemeye başladı.. bir kaç defa söylendikten sonra oradaki herkes tarafından ezberlendi. işte alpaslan dikmen ağızından peşindeyiz..
ne kadar da güzel söylemiş değil mi? gerek ses tonunu çok iyi ayarlaması, gerekse orada bulunan insanlarla eş zamanlamalı söylemesi çok güzel bir görüntü çıkarmış ortaya. bu kutlamaya gelenler, bu besteyi kolay kolay unutamadı. kimileri evlerine giderken, kimi işlerine giderken bu besteyi söylemişler, tam bilmeyenler de söylemeye çalışmışlardı.
bundan sonra uzunca bir süre söylenmedi bu beste. çoğu kişi de unuttu bir anda.. taa ki hacettepe maçına kadar! kapalının maçtan önce, devre arasında çevredeki insanlardan bilmeyenlere öğretmesi, unutanlara da hatırlatması ile ikinci yarının 70. dakikalarında bir anda söylenmeye başladı. çoğu kişinin ilk duyuşta beğendiği, daha yüksek sesle ve daha anlaşılır biçimde dinlemek için televizyonlarının sesini sonuna kadar açtığı bu beste, bir anda en beğenilen besteler arasına girdi. işte hacettepe maçındaki peşindeyiz..
hacettepe maçında bu tezahurat ilk kez ali sami yen stadyumu ile buluşmuştu. gerçekten de güzel bir buluşmaydı. ilk zamanlarda ağırlıklı olarak sadece kapalı tribünün söylediği bu tezahurat zamanla tüm tribünlere yayıldı. takımı ateşlemekten ziyade daha çok takıma olan sevginin belirtildiği bu beste, genellikle 2 veya daha üstü farklarda, maçın kazanıldığının kesin oldu zamanlarda söyleniyor. bu maçtan sonra neredeyse tüm farklı maçlarda söylenmeye başlayan bu tezahuratın netanya maçında, eski açık'tan söylenişi..
görüldüğü üzre gerçekten de çok güzelleşmiş tezahurat. herkesin biliyor olması, herkesin büyük bir zevkle söyleyişi, galatasaray'ın oynadığı güzel futbol bundaki en büyük etken kuşkusuz.
liverpool, celtic kendine "you'll never walk alone" şarkısını seçmişlerdir. büyük maçların hemen hemen hepsinden önce, kazanıldığı taktirde sonunda bu besteyi söyler. ama bu beste hazır olarak alınmıştır. taraftarların yapmış olduğu bir beste değildir. sadece beğenilmiş ve uygulanmıştır. "peşindeyiz" ise böyle değildir. baştan sonra galatasaray taraftarının ürünüdür. ritmin bir bölümünü 'senden başka' şarkısından alan galatasaray taraftarı, sözleri neredeyse tamamen değiştirmiştir. ritmlerinde de büyük oynamalar yapmıştır.
evet, gerçekten tebrik etmek lazım galatasaray taraftarını. bana göre türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi 3 bestesinden biridir. takım sevgisini çok iyi anlatan bir bestedir ayrıca. işte tribünlerimizin böyle güzel bestelere ihtiyacı var. biraz da takımı ateşleyecek bestelere ihtiyacı var. işte bunlar olduktan sonra futbolumuz çok ama çok daha renklenecektir..
yazının orjinali için;
http://jaimelesport.blogspot.com/...9/08/pesindeyiz.html