490
kendisi başkan değil mali ve idari işler müdürüdür. başkan olduktan sonra yaptığı işler de bunun göstergesidir. kulübü ileriye götürecek herhangi bir proje yerine günü kurtarma amaçlı mevcut durumu ''idare'' etme amaçlı şekilde orada duran kukla başkandır.
kendisinin başkan oluşu dedelerin verdiği bir kararın neticesinde gerçekleşmiştir. 4. yıldız gelmiş ve ortada bir hedef kalmamıştır. (onlara göre tabi) fenerbahçe'nin önüne de geçilmiştir. (onlar için tek kriter fenerbahçe tab iki de ne sanıyordunuz.) ''camia'' dediğimiz benim nefret ettiğim dedeler kulübü de küçülme kararını vermiş ve bu arkadaşı başkan yapmışlardır.
başkanın ve camianın ortak planı biz bu yıl hatta gelecek yıl dahi şampiyon olmasak olur. mühim olan kulübün borçlarını eritmek. nasıl erir bu borç ya büyümek için hamle yapar ve gelirlerinizi artırırsınız. ya bi varlığınızı satıp borç kapatmak için kullanırsınız. ya da küçülürsünüz. aslında ikinci formül de küçülmek demektir hatta üçüncüsünden daha fena şekilde neyse bunun ayrıntısına girmeyeceğim.
kendisinin bu projenin adamı olduğunu anlamak için demeçlerine bakmak yeterlidir.
borçları kapatmak için buradayım. 4 yılda 3 şampiyonluk çok iyi. ben başarımı kupa ile değil gayrimenkul ile ölçeceğim. galatasaray, galatasaray lisesinin malıdır. gibi gibi...
bir plan proje çerçevesinde küçülmek normal karşılanabilir galatasaray konjüktüründeki takım için. dersin ki şampiyonlar liginde 3. olursam üzülmem. kimse bişey demez. zaten kadron 40 kişi ilk hedefimiz kadroyu boşaltmak dersin yine kimse bişey demez. dersin ki şu oyuncu çok maaş alıyor. türk oyuncuların hepsinin kontratı tl cinsine dönecektir. yine kimse bişey demez.
ancak sen, sabriye bu kadar para yok edebiyatı için ''denge'' bahanesi ile bu paraları yedirirsen.
sen tarihin en büyük sponsorunu bulduk ayağına basketbol şubesi ile dalga geçersen.
sen çöp oyuncuları göndermek yerine yeni çöpler takıma kazandırırsan.
sen galatasaray formasına nike'dan başka sponsor bulamazsan. (onu da sen bulmadın zaten)
sen çıkıp medya karşısında her seferinde taraftarı kandırmaya, oyalamaya yönelik yalan beyan verirsen.
sana en ağır küfürü ben ederim.
çünkü senin yaptığın başkanlık değildir. neden biliyor musun? çünkü şu tabloda yaptığı iş nedir? ödeme yapmak. kalburüstü bir firmanın finans müdürünü alın koyun yerine daha kötüsü olamaz sanırım. o bile futbol ile ilgiliyse muhtemelen daha ilk kampa gitmeden çöpleri kadro dışı bırakır menejerlerine kulüp bulun talimatını verirdi.
küçülmek ama nasıl küçülmek. doğru küçülürsen o yaptığın küçülmek de olmaz zaten optimizasyon olur o. yine beşiktaş'ı örnek vereceğim ama geldi önder özen ne yaptı beşiktaş'da küçüldü değil mi önceki yıllara göre ama nasıl küçüldü? bütçe belki küçüldü ama verim çok arttı. bugün beşiktaş'da 3 tane çöp katkı vermeyen adam sayabilir misiniz? hayır. işte o yüzden her küçülme küçülme değil her büyüme de büyüme değildir.
bunu anlayabilecek veya ayırt edebilecek belki bilgisi olabilir ancak uygulayacak kabiliyeti yok orası kesin.
kendisinin başkan oluşu dedelerin verdiği bir kararın neticesinde gerçekleşmiştir. 4. yıldız gelmiş ve ortada bir hedef kalmamıştır. (onlara göre tabi) fenerbahçe'nin önüne de geçilmiştir. (onlar için tek kriter fenerbahçe tab iki de ne sanıyordunuz.) ''camia'' dediğimiz benim nefret ettiğim dedeler kulübü de küçülme kararını vermiş ve bu arkadaşı başkan yapmışlardır.
başkanın ve camianın ortak planı biz bu yıl hatta gelecek yıl dahi şampiyon olmasak olur. mühim olan kulübün borçlarını eritmek. nasıl erir bu borç ya büyümek için hamle yapar ve gelirlerinizi artırırsınız. ya bi varlığınızı satıp borç kapatmak için kullanırsınız. ya da küçülürsünüz. aslında ikinci formül de küçülmek demektir hatta üçüncüsünden daha fena şekilde neyse bunun ayrıntısına girmeyeceğim.
kendisinin bu projenin adamı olduğunu anlamak için demeçlerine bakmak yeterlidir.
borçları kapatmak için buradayım. 4 yılda 3 şampiyonluk çok iyi. ben başarımı kupa ile değil gayrimenkul ile ölçeceğim. galatasaray, galatasaray lisesinin malıdır. gibi gibi...
bir plan proje çerçevesinde küçülmek normal karşılanabilir galatasaray konjüktüründeki takım için. dersin ki şampiyonlar liginde 3. olursam üzülmem. kimse bişey demez. zaten kadron 40 kişi ilk hedefimiz kadroyu boşaltmak dersin yine kimse bişey demez. dersin ki şu oyuncu çok maaş alıyor. türk oyuncuların hepsinin kontratı tl cinsine dönecektir. yine kimse bişey demez.
ancak sen, sabriye bu kadar para yok edebiyatı için ''denge'' bahanesi ile bu paraları yedirirsen.
sen tarihin en büyük sponsorunu bulduk ayağına basketbol şubesi ile dalga geçersen.
sen çöp oyuncuları göndermek yerine yeni çöpler takıma kazandırırsan.
sen galatasaray formasına nike'dan başka sponsor bulamazsan. (onu da sen bulmadın zaten)
sen çıkıp medya karşısında her seferinde taraftarı kandırmaya, oyalamaya yönelik yalan beyan verirsen.
sana en ağır küfürü ben ederim.
çünkü senin yaptığın başkanlık değildir. neden biliyor musun? çünkü şu tabloda yaptığı iş nedir? ödeme yapmak. kalburüstü bir firmanın finans müdürünü alın koyun yerine daha kötüsü olamaz sanırım. o bile futbol ile ilgiliyse muhtemelen daha ilk kampa gitmeden çöpleri kadro dışı bırakır menejerlerine kulüp bulun talimatını verirdi.
küçülmek ama nasıl küçülmek. doğru küçülürsen o yaptığın küçülmek de olmaz zaten optimizasyon olur o. yine beşiktaş'ı örnek vereceğim ama geldi önder özen ne yaptı beşiktaş'da küçüldü değil mi önceki yıllara göre ama nasıl küçüldü? bütçe belki küçüldü ama verim çok arttı. bugün beşiktaş'da 3 tane çöp katkı vermeyen adam sayabilir misiniz? hayır. işte o yüzden her küçülme küçülme değil her büyüme de büyüme değildir.
bunu anlayabilecek veya ayırt edebilecek belki bilgisi olabilir ancak uygulayacak kabiliyeti yok orası kesin.
