9
istersen mourinho'yu getir, pep guardiola'yı getir, jupp heynckes'i getir onun bile kuyruğuna teneke bağlatacak lobidir. geçmişte rijkaard'ı gönderdikleri gibi, gelmeden önce sözlükte ve sosyal medyada avrupa'nın en iyi teknik direktörü ilan edilip bir kaç ayda bülent ünder'e evrilen prandelli gibi. hiç boşuna kıvırmayın prandelli'nin italyasının oynadığı futbola hepimiz hayrandık. transfer süresindeki methiyeleri birleştirsek burdan ağrıya yol olur
bu sisteme ayak uyduramama teranesini ben demiyorum daha şampiyonluğun birinci yada ikinci haftasında hamit altıntop lig tv'ye verdiği röportajda bazı arkadaşların prandelli'nin getirdiği sisteme ayak uyduramadığını söyledi. yok yaaa ! bence robben, ribery, boateng'de şampiyonlar ligi başarısızlığı için çıksın biz pep'in sistemine ayak uyduramadık ondan zıçtık sıvadık desin hadi canım sende ! biz bu ayak uyduramayanların kim olduğunu çok iyi biliyoruz.. uyduramıyorsan gideceksin o zaman arkadaşım, kapris yapmayacaksın eğer kulübe bir felsefe getirsin diye başındaki yöneticiler tazminat hakları da dahil bu teknik ekibe milyonlarca euro saçıyorsa senin kıçı kırıklığını çekmek zorunda değil kimse ! ortada da ben büyük futbolcuyum diye gezmiyeceksin büyük futbolcu teknik direktör seçmez, oyun felsefefesine göre değerlendirme yapmaz. büyük futbolcu dediğin, profesyonel dediğin sneijder'dir gerekirse arsenal karşısında ön libero oynayıp çatır çatır top kapmak için uğraşan adamdır.
ancak sistem öyle bir kurulmuş ki işte yıllda 2.5 milyon euroyu bağlayan yerli futbolcuları hiçbir yönetici atsan atamıyor satsan satamıyor hatta bizim bazı çok bilgili futbol adamlarımız "türk futbolcusu çok değerlidir efendim" diye zırvalayıpta durabiliyor. hayır efendim türk futbolcusu değerli değil sinsidir, profesyonel hiç değildir işine gelmediği bir sistem olduğunda çalışmaz, sisteme ayak uydurmaz hocasını sepetler sonra kendince istediği bir sistem gelince çatır çatır oynar ! son zamanlarda bunu kıran bir kalli geliyor aklıma o da son 8 haftaya kadar dayanmıştı bu sinsilere, ancak çatır çatırda oynatıyordu işine gelmeyen sisteme ayak uyduramıyorum diyen tribünde kulübede buluyordu kendini.
tam bu sene elimize tarihi bir yabancı sayısı fırsatı geçmişken bu lobinin ağırlığını iliklerimize kadar hissetmek çok koyuyor. hele fenerbahçe profesyonellikten uzak ağız ishali olmuş, tek meziyeti rakibe laf çakmak car car konuşmak olan adamları birer birer gönderip avrupa'nın kalburüstü yabancılarını bir bir transfer ederken bizde kaprisli, tripli, sinsi futbolcularla kapı gibi kontratlar yapıp bel bağlayınca sinirlerim daha bir boşanıyor.
bu sisteme ayak uyduramama teranesini ben demiyorum daha şampiyonluğun birinci yada ikinci haftasında hamit altıntop lig tv'ye verdiği röportajda bazı arkadaşların prandelli'nin getirdiği sisteme ayak uyduramadığını söyledi. yok yaaa ! bence robben, ribery, boateng'de şampiyonlar ligi başarısızlığı için çıksın biz pep'in sistemine ayak uyduramadık ondan zıçtık sıvadık desin hadi canım sende ! biz bu ayak uyduramayanların kim olduğunu çok iyi biliyoruz.. uyduramıyorsan gideceksin o zaman arkadaşım, kapris yapmayacaksın eğer kulübe bir felsefe getirsin diye başındaki yöneticiler tazminat hakları da dahil bu teknik ekibe milyonlarca euro saçıyorsa senin kıçı kırıklığını çekmek zorunda değil kimse ! ortada da ben büyük futbolcuyum diye gezmiyeceksin büyük futbolcu teknik direktör seçmez, oyun felsefefesine göre değerlendirme yapmaz. büyük futbolcu dediğin, profesyonel dediğin sneijder'dir gerekirse arsenal karşısında ön libero oynayıp çatır çatır top kapmak için uğraşan adamdır.
ancak sistem öyle bir kurulmuş ki işte yıllda 2.5 milyon euroyu bağlayan yerli futbolcuları hiçbir yönetici atsan atamıyor satsan satamıyor hatta bizim bazı çok bilgili futbol adamlarımız "türk futbolcusu çok değerlidir efendim" diye zırvalayıpta durabiliyor. hayır efendim türk futbolcusu değerli değil sinsidir, profesyonel hiç değildir işine gelmediği bir sistem olduğunda çalışmaz, sisteme ayak uydurmaz hocasını sepetler sonra kendince istediği bir sistem gelince çatır çatır oynar ! son zamanlarda bunu kıran bir kalli geliyor aklıma o da son 8 haftaya kadar dayanmıştı bu sinsilere, ancak çatır çatırda oynatıyordu işine gelmeyen sisteme ayak uyduramıyorum diyen tribünde kulübede buluyordu kendini.
tam bu sene elimize tarihi bir yabancı sayısı fırsatı geçmişken bu lobinin ağırlığını iliklerimize kadar hissetmek çok koyuyor. hele fenerbahçe profesyonellikten uzak ağız ishali olmuş, tek meziyeti rakibe laf çakmak car car konuşmak olan adamları birer birer gönderip avrupa'nın kalburüstü yabancılarını bir bir transfer ederken bizde kaprisli, tripli, sinsi futbolcularla kapı gibi kontratlar yapıp bel bağlayınca sinirlerim daha bir boşanıyor.
